Genel Kurulda, balıkçılık ve su ürünleri sektörüyle ilgili, siyasi partilerin Meclis araştırma önergelerinin görüşmelerinin birleştirilmesine dair Danışma Kurulu önerisinin kabulünün ardından milletvekilleri söz aldı.
İYİ Parti Grubu adına konuşan İzmir Milletvekili Hüsmen Kırkpınar, balıkçılık ve su ürünleri sektöründe yaşanan sorunların araştırılması için komisyonun 27. Dönemde kurulduğunu, Meclis kapandığı için çalışmalarını tamamlayamadığını, bu yüzden tekrar kurulmasının gerekli olduğunu belirtti.
Kırkpınar, uluslararası rekabet gücünü artırmak, Türkiye'nin küresel piyasalarda başarılı olmasını sağlamak için devletin köklü çözüm ve düzenlemelerine ihtiyaç duyulduğunu söyledi.
MHP Antalya Milletvekili Hilmi Durgun, Türkiye'de balıkçıların birçok sorunla karşı karşıya kaldığını söyledi.
Kirlilik, su yetersizliği, kaçak avlanma, kural dışı avlanma, zamansız avlanma gibi etkenlerin Türkiye'de balıkçılığın sürdürülebilirliğini tehlikeye düşürdüğünü ifade eden Durgun, bilimsel çalışmalarla ekosistem ve balık popülasyonlarının detaylı olarak araştırılmasını istedi. Yasadışı balıkçılığa karşı ivedilikle bilinçlendirme çalışması yapılması gerektiğinin altını çizen Durgun, denetimlerin etkinleştirilmesi ve cezaların caydırıcı olmasını talep etti.
Durgun, misina ağlarının gerek denizde gerekse iç sulardaki canlılara oldukça zarar verdiğini belirterek, "Balık türlerimizin, su kuşlarının, caretta carettaların, diğer canlıların zarar görmemesi ve büyük kayıplar yaşanmaması için misinaların denizlerde olduğu gibi iç sularımızda da yeniden yasaklanması gerekmektedir." dedi.
Yeşil Sol Parti Grup Başkanvekili Hakkı Saruhan Oluç da Türkiye'de balıkçılık sektöründeki sorunların temelinde denizlerin ve iç suların kirliliğinin geldiğini belirtti.
Oluç, Türkiye'de ekolojik çeşitliliğe riayet edilmeden olağanüstü bir avcılık yapıldığını öne sürdü.
Tedbirlerle büyük teknelerin sayılarının azaltıldığı ancak bunun yetersiz olduğunu savunan Oluç, "Tekneler bir gariban sabiyi bile taşın altında ve arasında görebilecek bir teknolojiye sahip artık. Bundan bu hayvanlar nasıl kurtulacak?" dedi.
Oluç, Türkiye'de küçük ölçekli balıkçılığın kan çekiştiğini, başka yerlerden aldıkları desteklerle ayakta kalmaya çalıştıklarını iddia etti.
Marmara, Karadeniz ve Ege'de bazı balık türlerinin yok olduğunu öne süren Oluç, "İstavritlerin boyları bugün olması gerekenden daha küçükse, istavritler Afrika'da açlık çeken çocukların görünümündeyse bunun nedeni kirliktir." sözlerini sarf etti.
CHP Sinop Milletvekili Barış Karadeniz, yayınlanan kanunların bölgesel ve mevsimler olarak yeniden revize edilmesi gerektiğini vurguladı. Deniz kirliliğinin şu anda Türkiye'nin en büyük sorunu olduğunu belirten Karadeniz, buna yönelik önlemler alınması gerektiğinin altını çizdi.
Türkiye'de ihtiyaç olan en önemli şeylerden birinin, balıkçılıkla ilgili bir bakanlık kurulması olduğunu belirten Karadeniz, "Türkiye'nin üç tarafı denizlerle çevrili, neredeyse her tarafımız su olan bir ülkede sadece genel müdürlük seviyesinde yönetilemez. Genel Müdürlüğümüzün çalışmalarını başarılı bulduğumuz pek çok nokta var ama sadece Tarım ve Orman Bakanlığının bünyesinde küçücük bütçeyle bu kadar büyük bir ülke yönetilemez. İlk yapılması gereken nasıl bir Sağlık Bakanlığı, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı varsa Türkiye'de olmazsa olmaz bu işi başarmamız için Denizcilik, Balıkçılık ve Su Ürünleri Bakanlığının mutlaka kurulması lazım." ifadelerini kullandı.
Tarım, Orman Ve Köyişleri Komisyonu Başkanı ve AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Vahit Kirişci, balıkçılık ve su ürünleri sektöründe yaşanan sorunlara dair kurulacak komisyonun, bütüncül bir yaklaşımla su ürünleri sektörünün yapısal ve olası sorunlarıyla mutlaka ilgileneceğini söyledi.
Türkiye'nin coğrafi konumunun hem su ürünleri avcılığı hem de su ürünleri yetiştiriciliği bakımından geniş imkanlar sunduğunu dile getiren Kirişci, "Mavi vatanımızın, sucul biyoçeşitliliğimizin bize sunduğu bu fırsatları yalnızca ekonomik olarak değil, aynı zamanda gıda arz güvenliği, istihdam, kırsalda kalkınma açısından da değerlendirmek gerekir. Komisyon bu bağlamda önemli bir görev üstlenecektir." diye konuştu.
Kirişci, tüm dünyada genel bir yaklaşım olarak doğal su ürünleri stoklarının korunması, av baskısının azaltılması, üretimin yetiştiriciliğe kayması yönünde bir eğilim olduğunu belirterek, su ürünlerinde koruma ve kullanma arasındaki dengenin her zaman göz önünde bulundurularak sucul ekosistem yönetilmesi gerektiğini ifade etti.
Konuşmaların ardından oylanan öneri kabul edildi. Kurulan balıkçılık ve su ürünleri sektörünün sorunlarını araştırma komisyonunun 22 üyeden oluşması kararlaştırıldı.
(VŞ)
