AK Parti’li Meclis Başkanı Şentop, AK Parti’nin “üç dönem adaylık” kuralı nedeniyle milletvekili adayı olmaması nedeniyle son kez milletvekili sıfatıyla bulunduğu TBMM’de 27’nci TBMM Dönemi'ne ilişkin değerlendirme toplantısı yaptı.

Bu dönemki Meclis çalışması bakımından 82 bin 794 yazılı soru önergesi, 7 bin 399 Meclis Araştırması önergesi ve 5 bin 97 kanun teklifi sunulduğunu açıklayan Şentop, muhalefetin çalışma yoğunluğunu işaret eden sayıların yanı sıra AK Parti-MHP’nin kabul etmesiyle kurulması mümkün olan 15 araştırma komisyonu kurulduğunu ve bu komisyonlardan 12’sinin raporlarıyla ilgili TBMM Genel Kurulu’nda görüşme yapıldığını anlattı.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Mehmet Uçum'un 14 Mayıs seçimlerine ilişkin “darbe” ifadesi kullanılmasını sorduğumuz Şentop’un, “darbe girişimi”, “siyasi darbe” gibi söylemleri dış politika ve yabancı aktörler-ülkeler ile ilişkiler bağlamında gerekçelendirmesi dikkat çekti.

İlk önce Soylu ve Uçum gibi isimlerce yapılan 14 Mayıs’taki seçimlere yönelik “darbe” suçlaması için “seçim kampanyası dönemi siyasi söylemler” değerlendirmesi yapan Şentop, "Bahsettiğiniz arkadaşlarımız tecrübeli arkadaşlarımız. Bunların söylediği sözleri benim yorumlamam doğru değil. Seçim seçimdir, darbe ve müdahaleler müdahaledir” yanıtını verdi.

14 Mayıs’ın Türkiye dışında birçok ülke siyasetçileri ve kurumlarınca da takip edildiğini ve kendisine de “Erdoğan devam edecek mi, etmeyecek mi?” diye sorulduğunu anlatan Şentop, "Bunun sebebi 20 yıldan uzun bir zamandır Türkiye'nin bilhassa uluslararası alanda kazanmış olduğu güç ve itibardır. Tam bağımsız karar alabilme yeteneğidir" ifadesini kullandı.

Erdoğan’ın yeteneğinden ve Türkiye’nin tam bağımsızlığından memnun olmayan olduğunu savunan Şentop, "Böyle bir ortamda seçime giderken, seçim tartışmalarını sadece Türkiye'nin kendi iç politikasıyla ilgili değil, Türkiye'nin tam bağımsız, etkili, itibarlı duruşunu teyit ve takviye edici bir yönde mi gidilecek yoksa bazı uluslararası odakların yaptığı açıklamalar çerçevesinde Türkiye daha kolay ikna edilebilir, belli yola sevk edilebilir, yönetilebilir, yönlendirilebilir, kontrol edilebilir ülke haline mi gelecek tartışması bağlamına taşınması normaldir. Seçim sonuçlarına yönelik birtakım ithamlar veya tavsifler olarak değil de seçim kampanyası döneminde tarafların yapmış oldukları açıklamalar bağlamında değerlendirmek lazım. Ben hiçbir siyasetçinin, hiçbir hukukçunun seçimlere yönelik böyle bir kasıtla açıklama yapacağı kanaatinde değilim” diye konuştu.

Fezlekelerde “terör” suçlamasıyla muhalefeti adres gösterdi

Şentop, konuşması sırasında bu yasama dönemi içinde makul sınırlar dahilinde olduğu kabul edilemeyecek derecede fazla sayıda dokunulmazlık tezkeresi geldiğini ve TBMM Başkanlığı kaydına geçtiğini aktararak, şöyle konuştu:

“27'nci dönemin tamamında TBMM Başkanlığı’na gönderilen yasama dokunulmazlığı tezkerelerinin sayısı, maalesef 2 bin 2’ye ulaşmıştır. Bir yasama dönemi içerisinde milletvekillerimiz hakkında 2 bin gibi yüksek bir sayıda dokunulmazlık tezkeresinin hazırlanmış olmasını, özellikle bu tezkereler kapsamında azımsanamayacak ölçüde terör örgütü üyeliği, terör örgütü yöneticiliği, terör örgütüne yardım, terör örgütü propagandası yapmak gibi suçlara ilişkin dosyalar bulunmasını, Gazi Meclisimizin mehabeti (yüceliği) ve saygınlığıyla bağdaştırabilmenin mümkün olmadığı açıktır."

Şentop, terör ile ilişkili suçlamalar bakımından dokunulmazlık tanımlamasında değişikliğe ihtiyaç olduğu görüşüyle yeni anayasa çalışmasında bunun dikkate alınması gerektiğini söyledi.

“Başkanlık Sistemi daha demokratik bir sistem”

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni yarı başkanlık mı yoksa tam başkanlık olarak mı tanımladığının sorulması üzerine Şentop, “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi başkanlık sistemidir, bunda bir tereddüt yok. Vatandaşın yürütmeyi doğrudan seçmesi bağlamında başkanlık sistemi daha demokratik bir sistemdir” yorumunu yaptı.

Gelecek dönemde yasama çoğunluğu ile yürütme eğer aynı ittifaktan olmazsa ne olacağı sorusu üzerine Şentop, "Bu tür hükümet sistemleri hazırlanırken farklı senaryolar dikkate alınarak düzenlemeler yapılır. Böyle bir şey olursa ki ben ihtimal vermiyorum sistemin iyi işleyeceği kanaatindeyim" karşılığını verdi.

Şentop Erdoğan’ın 1. Turda seçimi kazanacağı görüşünde

“Memleketi ankette kazananlar değil sandıkta kazananlar yönetiyor” diyen Şentop, kararsız seçmenlerce de “makul noktaya” gelineceği yönünde partisi AK Parti’ye ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a oy verileceği görüşünü savundu.

Şentop, “Türkiye'nin bir yürüyüşü var. Bu yürüyüşü bir film şeridi gibi düşündüğümüzde Türkiye bir istikamete doğru gidiyor. Milletimiz bu istikameti görmüş, desteklemiş, bugüne kadar getirmiş. Benim kanaatim, bu seçim demokratik olgunlukla gerçekleşecek. Seçim öncesi herkes konuşuyor. Nihayetinde bu olgunlukla milletimiz Türkiye'nin bu büyük yürüyüşüne destek olarak karar verecek. Sayın Cumhurbaşkanımızın tereddütsüz ve net şekilde ilk turda kazanacağı kanaatindeyim. Bugünkü tablonun değişmeyeceğini düşünüyorum. Meclis, yasama ve yürütme bakımından değişmeyeceği kanaatindeyim” diye konuştu.

Şentop, “HDP'nin de içinde olduğu Emek ve Özgürlük İttifakı, CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekleyeceğini açıkladı. Bu desteği nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusu üzerine Şentop, “Seçimle ilgili her şey konuşulur, tartışılır ama hiçbir seçim galibiyeti tam bağımsız Türkiye idealinden önemli değil” dedi.

1 Ekim manzarasına rağmen TBMM’nin etkinliğini savundu

Şentop, 24 Haziran 2018’de resmen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçilmesi sonrasında 27. Dönem TBMM’sine yönelik “yeni hükümet sistemi nedeniyle Meclis’in işlevsizleştiği, etkinliğinin azaldığı" yönünde “haksız eleştiri” yapıldığını öne sürdü.

Objektif veriler itibariyle TBMM’nin bu dönemde yoğun çalışma sergilediğini dolayısıyla sağlıklı bir kıyaslamayla bir eleştiri yapılmadığını anlatan Şentop, muhalefet partilerince kendi arzu ettikleri yönde Meclis’te kararlar alınamadığı için “yasama etkisizleştirildi” yönünde eleştiri yapıldığını belirtti.

1 Ekim 2022’deki TBMM Yeni Yasama Yılı Resepsiyonu'nda yüksek yargı, Türk Silahlı Kuvvetleri komuta kademesi ile Yürütme’den temsilci olmamasına ilişkin görüşlerini sorduğumuz Şentop, “Uzun bir süre salgın dolayısıyla Meclis'te resepsiyonların ertelendiği, yapılmadığı bir dönemdi. Arkasından da resepsiyon gibi törenleri yapıp yapmama konusunda tereddüt yaşamıştık. Burada herhangi bir sorun görmüyorum. TBMM'nin saygınlığına, kurumsal itibarına gölge düşürecek hiç kimse olamaz Türkiye'de. Böyle bir niyet içerisinde olan kimse de olamaz. Böyle bir niyet içerisinde olan da kendi itibarına zarar verir” yanıtını verdi.(Kaynak:Yıldız Yazıcıoğlu/Voa)