Sağlık Bakanlığı tespitleri sonrası Sahra Hastanesinin mühürlenmediği ve konu hakkında Sahra Hastanesi Önünde gelinen durum hakkında CHP İl Başkanı  Mehmet ÇELEBİ, Adana Milletvekilleri Orhan SÜMER , Müzeyyen ŞEVKİN , Burhanettin BULUT , Ayhan BARUT  ile Birlikte Seyhan İlçe Başkanı Ahmet DARDAĞAN ve Çukurova İlçe Başkanı Av.Remzi Ümit ATAY  ile Birlikte Adana Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Ergül HALİSÇELİK ve Sağlık Daire Başkanı Dr.Rıza METE ‘nin  katılımı ile basın açıklaması yapıldığı kaydedildi.

Konu Hakkında CHP Çukurova İlçe Başkanlığı’nın  “ASLOLAN İNSANDIR” başlıklı açıklaması şöyle:

“İnsanlık tarihi boyunca pek çok doğal afet insanlığa zarar vermiş ve tüm insanlığın ortak sorunu olmuştur. Deprem, sel, kıtlık, kuraklık ve salgın hastalıklar karşısında önce en az can kaybını sağlamak, olanak varsa sorunun kaynağını çözmek ve doğal afetten zarar görenlerin sağlık, barınma, giyim, yiyecek ve içecek gibi temel ihtiyaçların giderilmesini sağlamak devletin ve devlet organizasyonunda yer alan tüm kurum ve kuruluşlar ile sivil organizasyonların temel amacı olmalıdır. Ortak soruna karşı ayrım gözetmeksizin birlikte ve dayanışma içerisinde mücadele etmek devletin kurumsal görevinin yanında insanlık gereğidir.

Anayasamızın 2. Maddesinde “Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir.” hükmü bulunmaktadır. Temel yasamızın başlangıç hükümlerinde yer alan “SOSYAL HUKUK DEVLETİ” anlayışı II. Dünya Savaşı’nın insanlık üzerinde yıkıma varan sonuçları nedeniyle çağdaş anayasalara girerek hayat bulmuş ve basit anlamda devletin vatandaşına yaşamın her alanında, eşit ve özgür yaşayabilmesi için sadece yasa anlamında değil ekonomik ve sosyal alanda da yardımcı olması, koşulları sağlaması ve olumsuz koşulların kaldırılmasına dayanan anlayışı ifade etmektedir.

Anayasada yer alan sosyal devlet ilkesi salgın hastalık durumunda da devreye girecek ve bütün vatandaşların eşit ve adil bir şekilde sağlık için gerekli tedavi, ilaç ve sosyal yardımlardan yararlanmasını sağlamak devletin tüm kurumlarının anayasal bir görevi olacaktır.

SAHRA HASTANESİ

Salgın hastalığın ortaya çıkıp yayılmasında sonra çeşitli dünya ülkelerinden yaşanan olaylar hepimizin malumudur. Salgın hastalık nedeniyle olağanüstü boyutta vaka artışı nedeniyle sağlık sistemi çökmekte, hastane yatak sayısı ve özellikle yoğun bakım ünitelerinde bulunan solunum cihazı sayısı yeter sayıda bulunmadığından insanlar tedavi görememekte, hatta hastanede yatacak yatak dahi bulamamaktadır. Bu durumda yayılan salgın hastalık nedeniyle ülke çapında tüm kamu kurum ve kuruluşlarını tedbir almaya yöneltmiştir. Bu şartlar altında Adana Büyükşehir Belediyesi ihtiyaç hasıl olması halini düşünerek kendi olanakları ile sahra hastanesine (afet veya savaş dönemlerinde artan sağlık ihtiyacını gidermek için geçici olarak kurulan hastane) yer ve altyapı hazırlamıştır. Yasal olarak bir hastanenin açılabilmesi tamamen Sağlık Bakanlığı’nın yetki alanındadır. Adana Büyükşehir Belediyesi en kötü durumu da düşünerek -umarız böyle bir ihtiyaç olmaz- gıda yardımı ve dezenfeksiyon hizmeti gibi pek çok hizmetin yanında bu en kötü duruma göre ve yine Sağlık Bakanlığı hizmetine sunulmak üzere bir hazırlık yapmıştır. Ardından İstanbul’da da böyle bir hazırlık başlatılmıştır. Adana Büyükşehir Belediyesi bu çalışmayı kısıtlı olanakları ile haftalar önceden başlatmış, İstanbul için sahra hastaneleri kararı Adana Büyükşehir Belediyesi’nden yaklaşık iki hafta sonra alınarak uygulamaya geçilmiştir.

SONUÇ OLARAK

Salgın hastalık karşısında devletin bütün kurum ve kuruluşları ile bütün halkımız ve yeryüzünde beraber yaşadığımız tüm insanlar ortak bir mücadele içerisindedir. Bu, birlik ve dayanışma ile aşılacak bir sorundur. Sorunu bu şekilde anlayamayan ve kavrayamayan zihniyetler süreci yönetememekte ve savrulmaktadır. Bilim kurulu oluştururken Türkiye Tabipler Birliği’nden temsilci almayan, hafta sonu uygulanacak sokağa çıkma yasağının ilanını beceremeyen ve sonrasında trajikomik “istifa” oyununu sergileyen iktidar en olumsuz duruma göre hazırlık yapan Adana Büyükşehir Belediyesi’nin bu çabasını dahi siyasi ranta çevirme gayreti içerisindedir. Adana Valiliği’nin açıklamaları, sosyal medya trollerinin topyekün saldırıları ve AKP sözcüsünün açıklamaları bir tornadan çıkmış, organize ve paralel, bildik kurmaca senaryoların görüntüsünden ibarettir. Anlayışınızı değiştirmediğiniz sürece, siyasetin odak noktasına “insan” konmadığı sürece algı operasyonları beyhude kalacaktır.

İktidarın yapması gereken açık ve nettir; öncelikle “EVDE KAL” dediğimiz milletin ekmek meselesi ne olacaktır? Üç ay işten çıkarmayı yasaklayarak işsiz kalanların ve kapanan işyerlerinin sorunları çözülebilecek midir? Ertelenen vergi ve SGK primleri dönemi geldiğinde çifter çifter tahsil edilecek midir? Salgın hastalık nedeni ile kapatılan esnafın başta kira olmak üzere sorunları nasıl çözülecektir?

Önceliği olan soru ve sorunları yanıtlamak ve çözmek yerine çözüm üretmeye çalışanları, sırf kendi partisinden olmadığı için ötekileştirerek ve ayrıştırarak yapılan siyaseti reddediyoruz.Pandemi (salgın hastalık ) karşısında kamu – sivil, vatandaş – yönetici – partili – partisiz hep birlikte insan olmanın , dayanışmanın ve kardeşliğin gereğini yerine getirmeli hep birlikte bu afetin üstesinden gelmeliyiz.”