Nişasta bazlı şeker (NBŞ)ve yüksek yoğunluklu tatlandırıcı kullanımındaki piyasa payının yüzde 30´lara çıkmış olmasının, Türkiye´nin sağlık alanında yaşadığı en önemli sorunlardan biri olduğuna dikkat çeken Ömer Fethi Gürer, "Türk Şeker Kurumu´nun ortadan kaldırıldığı gün, şeker fabrikalarının satışının yolunun açılabileceğini kamuoyuyla paylaşmıştım. NBŞ´nin 990 bin ton kurulu kapas itesi ve 330 bin ton üretimi var ama merdiven altı ile rakamlar daha da büyüyor. İthal yoluyla yalnız ilaç sanayinde kullanılmak üzere ülkemize getirilen yüksek yoğunluklu tatlandırıcıların gıda sanayinde de kullanılıyor. 2016 yüzde 5 olan piyasa payı bugün yüzde 30´a çıktı. NBŞ´de yüzde 10 olan kota yüzde 5´e çekildi ama bakanlar kurulunda bu oranın yüzde 50´ye çıkarılabilme yetkisi var.  1 Kg yüksek yoğunluklu tatlandırıcının kullanım değeri, 7 bin kilo şekere eşdeğerdir. Bu şekilde düşünüldüğünde ülkemizde şeker fabrikalarının satılmasının altında yurtdış lobilerinin oluşturduğu baskının yatıyor olması görülebiliyor. Amaç stratejik bir ürün şekerpancarının yok edilerek sağlık açısından ciddi riskler taşıyan NBŞ ve yüksek yoğunluklu tatlandırıcıların Pazar payını daha da artıma, ülkeyi bu iki ürüne teslim etmektir. 809 milyon nüfuslu Türkiye, NBŞ üreten e yüksek yoğunluklu tatlandırıcı üreten uluslar arası lobilerin iştahını kabartıyor ve hükümet de bu lobilere boyun eğiyor" diye konuştu. 

Şeker fabrikalarının apar topar satışa çıkarıldığını da belirten CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, 3 Nisan´da ihaleye çıkarılan Bor Şeker Fabrikası´nın 7 Nisan´da satıldığını anımsatarak, "Bunun bir nedeni var. O nedeni herkes biliyor. NBŞ üretenler, dünyada önemli bir gıda yönetim merkezi denen güce sahip. Onlar dayattılar, hükümet boyun eğdi. Özelleşen 14 fabrikanın bir kısmı 2019´dan önce bir kısmı da seçimden hemen sonra kapanacak. Çünkü pazarın büyük bölümü NBŞ ve yüksek yoğunluklu tatlandırıcılara geçerse, şeker pancarından şeker üreten fabrikalar bunlarla rekabet edecek güce sahip olamayacak ve ülkemiz sağlık açısından çk ciddi zararlar veren bu maddelere teslim edilecek" dedi. 

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının hileli gıda ürünlerini üreten firmalar ve markaları açıkladığını ancak, bakanlığın resmi internet sitesinde  kimsenin göremeyeceği bir yere bu listenin konulduğunu belirterek, "173 firmanın ürünlerinde akit ve tahşiş edilmiş ve içeriğine etken madde konulmuş ürünlerin olduğu açıklandı. Bana göre geçek maadair denetim yapılsa bu durumda olan firma sayısı 173 değil, 1000´den fazla çıkar. Domuz eti gıdada kullanılmış, at ve eşek eti gıdada kullanılmış, Tarım Bakanlığı dahi kendi çıkardığı sonuçları utar kendi sitesinde bir köşeye saklamış, vatandaşın haberi olmasın diye. Tespit edilen firma faaliyetlerine yine devam eder, Çünkü çük bir cezayla kurtuluyor. Vatandaş, üründe eşek veya at eti ya da domuz eti olduğunu bilse o ürünü almaz. Ama sonuçlar kamuoyuyla net bir şekilde paylaşılmadığı için insanlar bilmiyor" ifadelerini kullandı. 

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Türkiye´de et fiyatlarının düşürülmesi amacıyla Sırbistan´dan ucuz et ithal edilmesi olayına da değinerek, "Oradan gelen etlerin içeriğinde de sorun çıktı. Bu etlerin laborutavar sonuçlarının vatandaşın görebileceği yerlere asılmasını istemiştik, yapmadılar. Hani et ucuzlayacaktı, Türkiye´de şu anda ucuz et var mı? Besiciyi mağdur ettiler, yerli üreticiyi mağdur ettiler, ithal ete yöneldiler ama eti yine ucuzlatamadılar. Bu işler, ithalata yönelerek çözülmez; yerli üretici desteklenmeli, buzağı ölümleri önlenmeli, girdi maliyetleri azaltılmalıdır" dedi. (CO)