AYIN 1’İNDE MAAŞ ALAN EMEKLİ AYIN 10’UNU GÖREMİYOR
Orhan Sümer, “Türkiye’de yaşanan ekonomik krizden en çok etkilenen kesim ne yazık ki asgari ücretliler ve emekliler. Sarayın kibirlileri her ne kadar kimseyi enflasyona ezdirmedik diye açıklamalar yapsalar da ücretli çalışanların maaşları her geçen gün eriyor. Ayın birinde maaş alan emeklilerimiz ne yazık ki maaşlarıyla on gün bile geçinemiyorlar. Eğer kira ödemek zorunda kalmışlar ise bu durum içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Bir çok emeklimiz ilerleyen yaşına rağmen çalışmak zorunda kalıyor. İktidarın tavrı ise tam anlamıyla emeklilerimizi ölüme terk etmektir.” Dedi
ZAM YAĞMURU SÜRÜYOR MAAŞLAR YETMİYOR
Orhan Sümer, “Ekonomi Bakanı Sayın Nebati’nin Türk Lirası dibini gördü daha fazla değer kaybedemez dediği günden bu güne kadar Türk Lirası değer kaybetmeye devam etti. Dolar 18.5 lirayı gördü. Ne yazık ki üretim bandından çıkan her ürünün Dolarla işi olduğu için sürekli olarak memlekette bir şeylere zam geliyor. Bir hafta içinde dört kere akaryakıt ürünlerine zam geldi. Bu durumda maaşla geçinmeye çalışanların bir ay önceki harcamaları ile bir ay sonraki harcamaları bir birini tutmuyor. Vatandaş her ay eksiye gidiyor. Artık millet için maaşların bir önemi kalmadı çünkü alım gücü inanılmaz arttı. Evine patates soğan alırken hesap yapmak zorunda kalan millete maaaşınıza enflasyon oranında zam yaptık demek, dertlere çare olmuyor.” Dedi
VERGİ DİLİMİ ZULMÜ SON BULMALI
Orhan Sümer, “Saray İktidarı çıkıp herkesin maaşını iyileştirdik diye açıklamalar yapıyor. Oysa vergi dilimi zulmü ile neredeyse her çalışanaın maaşından yüzde yirmi beşleri bulan kesintiler yapılıyor. Maaşlara zam gelmeden kesinti başlıyor. Hesabını alacağa maaşa göre yapan milyonlarca vatandaşımız vergi dilimi kesintileriyle birlikte bir darbe daha alıyor. Yıl içerisinde belirlenen maaş ne yazık ki yıl boyunca tam olarak yatmıyor. Saray İktidarı bunun düzeltilmesi ile ilgili olarak külfeti çok yüksek açıklaması yapıyor. Vatandaşa gelince her şeyi külfet olarak görenler, kendi lükslerinden ödün vermiyor.” Dedi (Fİ)
