Adana Barosu Mülteci Hakları Komisyonu Başkanı Av. Selen Berna Ünlüatlı, sınır kapılarının açılıp mültecilerin Avrupa’ya geçişine engel olunmayacağı beyanlarıyla mültecilerin bir nevi diplomatik malzeme ve koz unsuru haline getirildiğine dikkat çekti
27 Şubat’ta İdlib saldırısı sonrası 36 askerimizin şehit olmasının ardından Türkiye’nin açık kapı politikası uygulamasıyla başlayan sürece ilişkin Adana Barosu Mülteci Hakları Komisyonu yaptığı açıklamayla görüş ve düşüncelerini “Hatırlatıyoruz” başlığı altında paylaştı.
Adana Barosu Mülteci Hakları Komisyonu Başkanı Av. Selen Berna Ünlüatlı, açıklamasında şu ifadelere yer verdi;
“Türkiye Cumhuriyeti taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ve ulusal mevzuatı çerçevesinde mültecilerin yaşam hakkına saygı duyulması gerektiğini, geri göndermeme ilkesi uyarınca da ülkesine sığınmış ve kanun kapsamında bulunan tüm mültecilere sığınma hakkı tanıyacağını ve insan onuruna yakışır bir şekilde muamele edeceğini kabul etmiştir.
Son zamanlarda, sınır kapılarının açılacağı ve mültecilerin Avrupa’ya geçişine engel olunmayacağı yönünde beyanlarda bulunulmakta ; mülteciler bir nevi diplomatik malzeme ve koz unsuru haline getirilmektedir.
En üst düzey devlet yetkilileri, Cumhurbaşkanı ve İçişleri Bakanı tarafından yapılan açıklamalar sonrası Yunanistan ve Bulgaristan sınır kapılarına çok sayıda Afganistan, Özbekistan, Suriye ve Irak gibi ülke vatandaşı olan ve savaştan kaçan sığınmacılar yeni bir hayat umuduyla kontrolsüz ve güvenli olmayan birlikte akın etmişlerdir. Ege denizinde ilkel deniz araçları ve botlarla canlarını hiçe sayarak umuda koşan sığınmacıları Yunanistan güvenlik güçlerinin botlarını batırma derecesine ve yaşamlarını tehlikeye atan müdahaleleri, silahlı ve biber gazlı saldırıları insanlık dramı yaratmış, bu müdahalelerde üç sığınmacı ne yazık ki feci bir şekilde ölmüşlerdir.
Yaşanan bu insanlık dramına hiç kimse, hiçbir devlet ve yetkili duyarsız kalmamalı, uluslararası toplum ve BM örgütü derhal toplanarak konuya acil çözüm bulmalıdır. İnsan hayatı üzerinden yapılan pazarlıklar, para teklifleri, bu tekliflerin paylaşılması ve reddedildiğine dair pervasız cümleler insanlık onurunu ve vicdanını yaralamaya devam etmektedir.
Anayasamız, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ve ilgili diğer mevzuatımız ile herkesin seyahat etme özgürlüğü koruma altına alınmıştır. Mültecilerin de seyahat etme özgürlüğü kapsamında Avrupa ülkelerine ya da diğer ülkelere gitmesi tabii ki mümkündür. Ancak bu hususun iç siyasete ve uluslararası diplomasiye malzeme yapılarak bir tehdit olarak kullanılması Türkiye Cumhuriyeti’nin göçmen politikasına yakışmadığı gibi ; taraf olduğumuz uluslararası sözleşmelere de aykırıdır. Tüm ilgililere mültecilerin de insan olduğunu, zor koşullarda hayatta kalmaya çalıştıklarını ve hiç bir insanın pazarlık konusu yapılamayacağını hatırlatmak istiyoruz.
Kamuoyuna saygıyla sunarız.”
10267,1%-0,1
32,28% 0,14
34,78% 0,09
2412,09% 0,13
3895,03% 0,00