Taşcıer, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya, “15 Temmuz’da kaybolduğu ifade edilen silahların aradan geçen 5 yıla rağmen hala bulunamamış olması olağan bir durum mudur” diye sordu. Taşcıer, “İçişleri var diyor, Emniyet yok diyor. Soruyorum, var mı, yok mu” dedi.

Gamze Taşcıer, Süleyman Soylu’nun yanıtlaması istemiyle TBMM’ye soru önergesi verdi. Taşcıer, 15 Temmuz darbe girişiminde kaybolduğu öne sürülen silahlarla ilgili Soylu’ya şu soruları yönetti:

-“15 Temmuz hain darbe girişimi sırasında kaybolduğu ifade edilen silahlar hakkında İçişleri Bakanlığı ve Emniyet arasındaki söylem farkının sebebi nedir?

-15 Temmuz’da kaybolduğu ifade edilen silahların aradan geçen 5 yıla rağmen hala bulunamamış olması olağan bir durum mudur?

-15 Temmuz’da, birileri tarafından devlet envanterinde olmayan silahların da dağıtıldığı iddiaları doğru mudur?

-Türkiye’de son 5 yılda kaç kaçak silah ele geçirilmiştir?

-Türkiye’de son 5 yılda işlenen cinayetlerden kaçı ruhsatsız ve kaçak silahlarla işlenmiştir? Bu silahların 15 Temmuz hain darbe girişimi gecesi ile bir irtibatı tespit edilmiş midir?”

Gamze Taşcıer, konuya ilişkin ANKA Haber Ajansı’na yaptığı değerlendirmede şunları söyledi:

“15 Temmuz hain darbe girişiminde kaybolan silahlar konusu hala çözülebilmiş değil ve iktidarın bu konunun üzerini kapatmak için ısrarlı bir çaba verdiğine şahit oluyoruz. Geçtiğimiz gün vermiş olduğum araştırma önergem de Meclis’te AKP-MHP oylarıyla reddedildi. Ama biz, sormaya devam edeceğiz; çünkü basit sözlerle geçiştirilebilecek bir konu değil.

İçişleri Bakanlığı o gece silahların kaybolduğunu kabul ediyor ancak Emniyet’ten gelen ifadeler bir çelişki yaratıyor. Bugün Sözcü Gazetesi’nden Saygı Öztürk’ün yazdığı üzere, İçişleri Bakanlığı tarafından bir MP5 silahın kaybolduğu söylenen İstanbul Emniyet’ten bir yetkili, tek bir silahın dahi kaybolmadığını ifade ediyor. Dönemin Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan’ın da bu doğrultuda beyanı olduğu, medyada haber olarak yer almıştı. Böyle olunca var olan soru işaretleri daha da artıyor. Çünkü İçişleri ‘var’ diyor, Emniyet ‘yok’ diyor. Soruyorum; var mı, yok mu?”
(vş)