Sezgin, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum tarafından yanıtlanması talebiyle TBMM Başkanlığı’na sunduğu önergede, yerleşim alanına bu kadar yakın olan, köylülerin yaşamlarını ve verimli tarım arazilerini tehdit eden ve ağaç katliamına neden olan JES kuyusuna neden ruhsat verildiğinin açıklanmasını talep etti.
Aydın Milletvekili Sezgin, zeytin ağaçlarının dibine kimyasal madde dökülerek ağaçların kurutulduğu iddiasıyla Değirmendere halkının Kaymakamlığa şikayet dilekçesi verdiğini hatırlatarak, İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından hazırlanan 7 Temmuz 2019 tarihli raporda şu tespitlerin yapıldığını belirtti: “Yapmış olduğumuz tespitlerde 20-25 yaşlarında mahsuldar durumdaki zeytin ağaçlarından 807 parseldeki 9 ağacın kuruduğu, 20 adet ağacın da gövdeye yakın yerden ana dallarının budama ve gençleştirme amacıyla olmayıp ağacı yok etmeye yönelik kesildiği, 808 parsel üzerindeki 16 ağacın gövdeye yakın yerden ana dallarının budama ve gençleştirme amacıyla olmayıp ağacı yok etmeye yönelik kesildiği, 809 parsel üzerinde ise 5 adet ağacın kuruduğu ve bu ağaçlar ile altındaki otların kuru olup diğer ağaçlar ve otların kuru olmadığından ötürü bu ağaçların bir kimyasal kullanılarak kuruduğu kanaatine varılmıştır”.
Aydın Çevre Platformu (AYÇEP) tarafından yapılan tespitlere göre ise en az 36 zeytin ağacının, köklerine asit dökülerek kurutulduğunu ifade eden İYİ Partili Sezgin, Değirmendere halkına verilen sözlere rağmen güvenlik güçlerinin, şirketin çalışma yapmasını sağlamak için tedbirler almaya devam ettiğini vurguladı.
Aydın Sezgin önergede, “Değirmendereliler, yerleşim alanına bu kadar yakın olan, yaşamlarını ve verimli tarım arazilerini tehdit eden ve ağaç katliamına neden olan bu çalışmaya karşı Anayasal haklarını savunmak amacıyla mücadelelerini sürdürmektedir. Geçtiğimiz hafta Değirmendere’ye yaptığım ziyarette gerçekleştirdiğim görüşmeler sırasında, bölge halkının JES karşıtı tutumlarına dayanak olan gerekçelerin meşru ve geçerli olduğuna bizzat şahit oldum” ifadelerini kullandı.
İYİ Parti Milletvekili Sezgin’in soru önergesinde şu sorular yer aldı:
1) İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü’nün ağaç katliamını belgeleyen raporuna rağmen çalışmalar neden devam etmektedir?
2) İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü raporu çerçevesinde JES işletmecisi firmaya ya da diğer sorumlulara yönelik bir idari soruşturma ya da yasal işlem başlatılmış mıdır?
3) Evlere ve dere yatağına bu kadar yakın olan JES kuyularının insan sağlığına ve çevreye vereceği zararlar neden göz önünde bulundurulmamıştır?
4) JES kuyularının inşaatı ve işletilmesi için yapılacak çalışmalarda bölge halkının verimli tarım arazileri işgal ve tahrip edilmektedir. Bununla ilgili tedbir alınması gerekirken buna nasıl izin verilmektedir? Halkın maddi zararlarının karşılanmasından şirket mi yoksa Bakanlığınız mı sorumlu olacaktır?
5) Bölge halkının itirazlarına ve onlarca bilimsel çalışmanın ortaya koyduğu apaçık zararlara rağmen JES yatırımlarının sayısının ve kapasitesinin artırılmasına neden ısrarla devam edilmektedir? İzlenen bu politikalarda, kamuoyunun henüz farkına varamadığı ne gibi bir kamu yararı gözetilmektedir?
6) Aydın’ın bütün ilçe ve köylerinde JES yatırımlarına karşı ortaya koyulan bunca itirazı yok saymak, yatırımlarda yöre halkının rızasının alınması gereği anlayışıyla ve demokrasimizin prensipleriyle bağdaşmakta mıdır? (Öİ)
