Aylin Cesur sözlerine şu şekilde devam etti; Her türlü baskı, sansür, kontrol ve cezalara karşın kamuoyunu doğru bilgilendirmek, toplumumuzu habersiz bırakmamak, düşünce çeşitliliğini ve çoğulculuğu korumak adına, Covid-19 salgınında dahi zorlu şartlarda görevini aksatmadan sürdüren basın emekçilerimizin sorunlarını çözmeye çalışmak, verdikleri emeklerin maddi manevi her türlü karşılığını alabildikleri bir ortam yaratmak görevimizdir.

 Demokrasimizin sağlıklı işleyebilmesi için kuvvetler ayrılığındaki “Dördüncü Güç” olan basının bağımsız ve özgür olması bir gerekliliktir. Vatandaşlarımızın demokratik tercihlerini en iyi şekilde yapabilmeleri için, haber alma ve ifade özgürlüğünün her türlü baskıya karşı korunması şarttır.

 Basının her alanında, haberciliğe yönelik yıllardır süregelen baskıdan kaynaklı artan kaygının, ülkemizde basının sağlıklı işleyebilmesi ve basın emekçilerimizin huzurlu çalışabilmesi açısından yarattığı olumsuzluklar son derece endişe vericidir.

 Covid-19 salgını ile getirilen uygulamalar ve ülkemizde artan ekonomik sorunlar, özellikle yerel basının gelir kaynaklarını azaltmıştır. Buna bağlı olarak basın kuruluşları ekonomik yaralar almış, basın emekçilerimiz artan bir geçim sıkıntısı ile yüzleşmiştir. 23 Nisan 2020 tarihinde TBMM Başkanlığı’na sunduğumuz önergemizde de belirttiğimiz gibi, devlet basın kuruluşlarına ve basın emekçilerine ihtiyaç duyduğu maddi destekleri sağlamalı, anayasal bir hak olan basın ve haber alma özgürlüğünün sekteye uğramaması için gerekli tedbirleri almalıdır.

 Bizler, bütün basın emekçilerimizin, geçim sıkıntısı yaşamadan, doğru ve iyi habercilik yapabildiği bir ortamı tesis etmek sorumluluğuna sahibiz. Bu misyonla, orantısız ve haksız cezaların olmadığı, tehditlerin, oto-sansürün ve fikri kısıtlamaların ortadan kalktığı, basında tekelleşmenin sona erdiği, devletin ekonomik anlamda da basına ve basın emekçilerine sahip çıktığı, özgür bir basın ortamını sağlamak için canla başla çalışmaya devam edeceğiz dedi.

(CO)