Bu yılki toplantıların, özellikle Ukrayna savaşından kaynaklı olarak dünyanın birçok kesiminde yüksek enflasyon ve resesyon riskinin yaşandığı bir sırada düzenlenecek olması kritik önem taşıyor.

Bu yıl uzun bir aradan sonra ilk kez tamamen yüz yüze ortamda düzenlenecek olan IMF-Dünya Bankası yıllık toplantıları, birçok ülkede tarihi boyutlara ulaşan yüksek enflasyon başta olmak üzere küresel ekonomide kırılgan bir dönemin yaşandığı ve merkez bankalarının olağanüstü önlemlere başvurmak zorunda kaldığı bir döneme denk geliyor.

Toplantıların ana gündemi kuşkusuz yüksek enflasyonla mücadele etmenin yolları olacak. Ukrayna savaşının ekonomik yansımaları ve pandeminin hala hissedilmeye devam eden etkileri de ana gündem maddeleri arasında. Bunun yanında Ukrayna’daki savaşın küresel gıda tedarik zincirine darbe vurduğu, Afrika kıtası başta olmak üzere açlık riskinin giderek daha çok kendini gösterdiği, enerji fiyatlarının arttığı, göç krizinin birçok yerde tetiklendiği, iklim krizinin ağırlaştığı bir ortamda ülkelerin ekonomi şeflerini bu yıl yoğun bir gündem bekliyor.

Toplantılarda IMF ve Dünya Bankası’nın guvernörler kurullarına tavsiyelerde bulunan Uluslararası Para ve Finans Komitesi ile Kalkınma Komitesi’nin toplantılarının yanı sıra, dünyanın karşı karşıya olduğu birçok sorunla ilgili paneller düzenlenecek.

Gıda tedarik zincirlerinin korunması, iklim değişikliği, Afrika’daki kronik gıda güvensizliği, yoksullukla başa çıkma, artan enerji fiyatlarının etkisi, enflasyon baskılarının önüne geçme, ekonomik toparlanmanın yolları, mülteci politikaları, yolsuzlukla mücadele, borç sorunu gibi daha birçok mesele, bu panellerde tartışılacak. Bunun yanında G-20 maliye bakanları ve merkez bankası başkanları toplantısı ve Ukrayna konulu özel bir oturum da bu yılki buluşmanın programında yer alıyor.

Toplantılarda her yıl olduğu gibi dünyanın her bir bölgesinde ekonominin durumu ve bundan sonrasına ilişkin beklentilerin değerlendirileceği brifingler de düzenlenecek. Hem IMF hem de Dünya Bankası, küresel ekonomiyi değerlendirdiği raporlarının güncellenmiş hallerini yayınlayacak.

Daha toplantılar başlamadan, Salı günü Dünya Bankası, Doğu Avrupa ve Orta Asya ülkelerindeki ekonomik görünümü değerlendirdiği bir rapor yayınladı. Raporda ekonomik büyüme tahminlerini güncelleyen Dünya Bankası, Türkiye'nin büyüme tahminini 2022'de yüzde 4,7; 2023'te ise yüzde 2,7 olarak verdi. Haziran ayındaki değerlendirmeyle kıyaslandığında, Türkiye'nin büyüme tahmininde 2022 yılı için yüzde 2,4'lük artışa, 2023 yılı içinse yüzde 0,5'lik düşüşe gidildi. Banka 2024’te de Türkiye ekonomisinin yüzde 4 büyüyeceği tahmininde bulundu.

IMF de Çarşamba günü, gelecek hafta tamamını açıklayacağı Dünya Ekonomik Görünümü raporunun analitik kısımlarını yayınladı. Raporda, bu yılki toplantıların ana gündemini oluşturan yüksek enflasyon konusunda tespitler var.

IMF’nın raporda yer verdiği araştırması, fiyat artışlarının ücretlerde ve dolayısıyla maliyetlerde artış yaratarak tekrar fiyatlara yansıması anlamına gelen ücret fiyat spiralinin uzamasının tarihsel olarak nadir görüldüğünü ve merkez bankasının keskin faiz artışlarının yüksek enflasyon beklentilerinin kemikleşmesini önlemeye muhtemelen yardımcı olacağı değerlendirmesini içeriyor.

Toplantılarda Türkiye’yi temsil edecek olan Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin de Washington’da, Türk ekonomisine ilişkin son gelişmeler ve izlenen ekonomi politikaları hakkında uluslararası finans çevreleriyle görüşmeler yapması bekleniyor. Nebati toplantılar öncesinde bu hafta Yalova’da katıldığı bir toplantıda, Türkiye’nin ilk çeyrekte yüzde 7,5, ikinci çeyrekte de yüzde 7,6 büyüyerek, salgın öncesi dönemden bugüne G-20 ülkeleri içinde en iyi performans gösteren ülkelerden biri olduğunu söyledi.

IMF: “Sert Kış Avrupa’da Huzursuzluğa Neden Olabilir”

Bu yılki IMF-Dünya Bankası toplantıları, Amerika’nın karşı çıkmasına rağmen OPEC+ ülkelerinin 2020 yılında COVID-19 pandemisinin başlamasından bu yana petrol üretiminde en fazla kesintiyi yapma kararı almasının gölgesinde de başlayacak. Bu kararın, üç ay önce küresel ekonomik resesyon kaygısı, ABD’de faiz artışları ve doların değer kazanması üzerine 120 dolardan 90 dolara düşen petrol fiyatlarını tekrar yukarı çekebileceği tahminleri yapılıyor.

ABD Başkanı Joe Biden’ın “sığ görüşlü” diyerek tepki gösterdiği kararın küresel ekonomiye etkilerine ilişkin beklentiler, IMF-Dünya Bankası toplantılarının katılımcılarının mesaisini daha da arttıracak gibi görünüyor.

(vş)