İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, İngiltere’nin İstanbul Başkonsolosluğu’nda, ABD, Avustralya ve aralarında İngiltere, İsviçre, Belçika, Lüksemburg, Hollanda, Fransa, İtalya ve Almanya’nın bulunduğu toplam 8 Avrupa ülkesinin ticaret odaları başkanları ile yetkililerinden oluşan 24 kişilik heyetle bir araya geldi. Toplantıda ilk konuşmaları, ev sahibi sıfatıyla İngiltere Ticaret Odası Başkanı Chris Gaunt ve İstanbul Başkonsolusu Judith Slater yaptı.
Gaunt ve Slater’ın ardından söz alan İmamoğlu, konuşmasına, Slater’a Londra’daki ve buradaki misafirperverliğinden dolayı teşekkür ederek başladı. İmamoğlu, “Ülkeler arasındaki ticari ilişkinin iyi ve sağlıklı yönetilmesine katkı sunan değerli temsilcilere de burada bulundukları için ayrıca teşekkür ediyorum” dedi.
“İSTANBUL EN ÖNEMLİ MERKEZ”
Türkiye’nin Avrupa’yla yüz yıllardır sıkı bir ticari teması bulunduğunu kaydeden İmamoğlu, “Bu temasta en önemli merkezi İstanbul olduğunu biliyoruz. Bugünün bana yüklediği en önemli görevlerden biri, bu kadar derin bir geçmişe sahip bu ilişkilerin en güçlü şekle bürünmesi adına, şehrimizdeki tüm kolaylıkları, sizlerin ortaya koyacağı politikalara dönük tüm kolaylıkları kent adına sağlamak olacak. Özellikle Avrupa’da yaptığım tüm seyahatlerde, şehrimizin bu karakterinin mutlak altını çizerek her ortamda belirttim. Avrupa’nın en kalabalık şehrindeyiz ve bize göre enerjisi en yüksek kentiyiz. Bu avantajlarımızın ticarette de en üst seviyeye taşınmasını istiyoruz. Bir yönüyle çok simge bir yapının içindeyiz. Neredeyse 180 yıllık bir ilişkinin şahidi olan bu bina da gösteriyor ki, sorumluluğumuz bu anlamda oldukça yüksek ve inşallah sizlerle beraber bunu başarıya ulaştıracağız” diye konuştu. İstanbul’un bu yeni başlangıcında birkaç temel karakteri olduğunu belirten İmamoğlu, şunları söyledi:
“DEMOKRASİ SEVİYESİ YÜKSEK ŞEHİRLER İYİ EKONOMİYİ SAĞLAR”
“Bunu sizlerle paylaşmak istiyorum. Kesinlikle İstanbul, bu yönde çok hızlı adımlar atacak ve dünyanın en etkin demokratik uygulamalarını, en cesur adımlarla gösterme konusunda kararlı bir belediye yönetimiyle buluştu. Çünkü, ortaya koyacağı bu davranış biçimi, aslında ticaretin canlanmasına, ekonominin ya da sermayenin o şehirle buluşmasına sebep olacak ana karakterdir. Çünkü içinde şeffaflık var, katılımcılık var, hesap verebilirlik var. Bütün bunlar, dünyadaki en yasal zeminin, en doğru sermayenin aradığı şeyler. Bu uygulamaları, biz, sadece belediye kurumu içerisinde hayata geçirmeyeceğiz. Her alandaki uygulamalarımızda ve her kurumla olan ilişkilerimizde aynı uygulamaları mutlaka devrede tutacağız. Özellikle şunu belirtmek isterim ki, ‘Ekonomisi iyi ülkeler, demokraside de çok iyi konumdadır’ tanımı doğru değildir. Demokrasi seviyesi yüksek olan şehirler ve ülkeler aynı zamanda iyi ekonomiyi de sağlarlar. Onun için öncelikli bu karakterimizden size bahsetmek istedim.”(VŞ)
