HDP Grup Başkanvekili Oluç, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati'nin ihracata, enflasyona, işsizliğe dair konuşmalarını, sakızlardan çıkan manilere benzetti.
Nebati'nin bir konuşmasında "2022 yılında 250 milyar dolar ihracat hedefimize ulaşacağımıza inanıyorum." dediğini, ancak ithalata yönelik bir şey söylemediğini dile getiren Oluç, "İhracatın ithalatı karşılayamadığı, açığın her ay büyüdüğü görülmüyor mu? Bunları konuşmuyor Hazine ve Maliye Bakanı. Sadece ihracat kısmını konuşuyor. Niye? Çünkü pembeye boyarlarsa eğer hem halkı uyuturuz diye düşünüyorlar hem de baş ekonomiste 'başarılıyız' mesajları vermiş oluyorlar." diye konuştu.
Oluç, ihracatın nisan ayında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 24,6, ithalatın da yüzde 35 yükseldiğini, benzer durumun mayıs ayında da yaşandığını ifade ederek, Bakan Nebati'nin bardağın dolu tarafını gösterip boş tarafından bahsetmediğini savundu.
Nebati'nin "istihdamda atılımlar yapıyoruz" dediğine yönelik ifadelerinin de bulunduğunu ve bunun da doğru olmadığını iddia eden Oluç, halkın kandırılmaya çalışıldığını ileri sürdü.
Oluç, Kur Korumalı Mevduat uygulamasının yıllık maliyetinin bugünkü kurla 150 milyar lirayı aştığını iddia ederek, güven olmadığı için bu uygulama devreye girdiğinden beri döviz mevduatının da arttığını söyledi.
Tarımda girdi maliyetlerinin çok yükseldiğini belirten Oluç, çiftçinin, küçük üreticinin üretemez, hayvancılık yapamaz hale geldiğini kaydetti.
Asgari ücretin mutlaka 2022 Temmuz ayında düzenlenmesi gerektiğini dile getiren Oluç, "Zaten yasa, düzenlenecek. Yani iktidarın bir lütfu falan değil. Enflasyon farkı oranında asgari ücrette de düzenleme yapılacak." diye konuştu.
Oluç, artışı düşük tutmak için mayıs ayı enflasyonunu yüzde 3 civarında açıklayan TÜİK'in başkanı ve yöneticilerinin, işçinin, emeklinin, emekçinin ekmeğine kan doğradığını öne sürdü.
Hakimler ve Savcılar Kurulunca 5 bin 426 hakim ve savcının yerini değiştirdiğini belirten Oluç, iktidarın siyasi çıkarlarına hizmet edecek kararları veren hakim ve savcıların terfi aldığını, iktidarın çıkarına olmayan kararlar verenlerin de sürüldüğünü iddia etti.
"Basın Kanunu ve bazı kanunlarda değişiklik öngören kanun teklifinin büyük bir sansür yasası olduğu" eleştirisinde bulunan Oluç, iktidarın yaşanan krizin üstünü örtmek istediğini savundu. Oluç, iktidarın özgürce dezenformasyon yapabilmek için bu teklifi getirdiğini, teklifin düşünce ve ifade özgürlüğüne ağır bir darbe olduğunu ileri sürdü.
Yaklaşık bir haftadır basında HDP olmaksızın partilerinin konuşulduğunu, sınırsız söz kurulduğunu kaydeden Oluç, konuşulanların yanlış, bilgiden yoksun olduğunu söyledi.
Kendisine "muhalefet" diyen basın yayın organlarının da bunu yaptığını belirten Oluç, iktidara ve muhalefete İmralı ile ilgili "Bir insanın kim olduğundan bağımsız olarak ailesiyle, avukatlarıyla görüşme hakkı var mı yok mu?" diye sordu.
Tecridin de insanlık ve hukuk dışı olup olmadığını soran Oluç, "Talebimiz çok açık. Daha önce de konuştuk, konuşmaya devam edeceğiz bu konuda. İmralı'da Abdullah Öcalan ve yanındaki 3 siyasi hükümlü avukatları ve aileleriyle görüştürülmelidir. Hem de hızlıca. Bu en doğal haktır. Kimse bunun üzerinden spekülasyon yapmaya kalkışmasın. Özellikle muhalefeti kastederek bunu söylüyorum." ifadelerini kullandı.
(VŞ)
