Genel Başkan Yardımcısı Gökçen’in açıklaması şu şekilde:
“Üniversitelerin sınav dönemlerinin başlamasıyla birlikte pandeminin ilk haftalarında gündeme gelen sorunlar katlanarak devam ediyor. Öğrencilerle ve üniversitelerin akademik personeliyle görüşmelerimiz sonucunda üniversitelerin 9 ayı aşkın bu süreçte neredeyse hiçbir hazırlık yapmadığı sonucuna ulaştık.
Üniversiteler hangi sistemin kullanılacağına ve ne tür kuralların uygulanacağına dair akademik personelden fikir almadığı gibi personeline yeterli bilgi ve eğitim vermedi. Özellikle bilgisayar ve internet kullanma alışkanlığı ileri düzeyde olmayan akademisyenler ile internet dünyasına doğan bir kuşağın mensubu olan öğrenciler arasındaki uçurum büyük bir eğitim krizine yol açtı. Bütçe ve yetki sahibi olan üniversite yönetimleri ise öğrencilere “sorun yaşıyorsanız sorumlusu sizsiniz” diyerek kenara çekiliyor.
Bu süreçte salgının sorumlusu değil en temel mağduru olan öğrencilere, sanki tatildeler gibi davranılarak fazladan sınav ve ödev yüklemesi yapılıyor. Öğrencilerin kendilerinin ve ailelerinin hastalığa yakalanmış veya yakınlarının ölmüş olabileceği ihtimali gözardı edilerek telafi imkanları dahi sunulmuyor.
Öğrencilerin kişisel verileri de bu dönemde tehlike altında. Ayna, ön kamera, arka kamera gibi uygulamalar yalnızca maddi imkansızlıkların görmezden gelindiğini değil, aynı zamanda özel yaşam hakkının rafa kalktığını da gösteriyor. Öğrencisine güvenmeyen bir sistemden başarı beklemek hayaldir.
Üniversitelerin salgına hazırlanması için bile 9 ayı aşkın bir süreyi değerlendirmeyen YÖK kapatılmalı, üniversitelerin yönetimlerinde öğrenciler temsil edilmelidir. Avrupa’nın en düşük hızlı internetini kullanan Türkiye’yi artık hızlı, ucuz ve erişilebilir internetle kavuşturma zamanı gelmiştir. Eğitime bilimsel bir bakış açısının hakim olması için bir dakika daha beklemek ülkeyi uçuruma yuvarlamaktan başka bir şey değildir. Gençlerin sesini duyun, gereğini yapın.”

(vş)