Emek Partisi Adana İl Örgütü Suriyeli mülteci Ali El Hemdan’ın öldürülmesi davasında basına da yansıyan tanık polis memurunun kuzeyde silah kullanmazken özellikle güney mahallelerde şüphelileri silahla kovaladıkları şeklindeki ifadesine dair basın açıklaması yaptı.
27 Nisan 2020 tarihinde Adana’nın Seyhan İlçesi, Sucuzade Mahallesi’nde polis memuru F.K. tarafından kalbinden tek kuşunla vurularak öldürülen Ali El Hemdan’ın öldürülmesi ile ilgili kasten insan öldürmek suçundan Adana 9. Ağır Ceza Mahkemesinde dava açıldı. Davanın 13 Kasım’da gerçekleşen ikici duruşmasında tanık olarak dinlenen polis memuru S.D. mahkeme başkanının “Şüphelileri hep emniyeti açık, namlusuna mermi sürülmüş silahla mı kovalıyorsunuz?” şeklindeki sorusu üzerine “Çukurova’da olsak şüphelileri silahla kovalamayız. Aşağıda, bu bölgede böyle silahla kovalıyoruz.” şeklinde beyanda bulundu.
Bu ifadelere dair açıklama yapan Emek Partisi Adana İl Başkanı Sevil Aracı, “Bu ifade esasen tüm devlet otoriteleri tarafından yapılan ayrımcılığı çok açık bir biçimde göz önüne sermektedir. Kuzeyde, maddi durumu görece daha iyi insanların oturduğu yerlerde insan canına verilen önem, Güney’de yoksulların, emekçilerin, Kürtlerin, Suriyelilerin yaşadığı bölgelerde yaşayanlara verilmemektedir” dedi.
“KASTEN ÖLDÜRMEDEN CEZALANDIRILMASI GEREKİR”
ABD’de sırf siyahi olduğu için göz göre göre katledilen George Floyd vakasında olduğu gibi, yoksulun, mültecinin, ötekinin canının ülkemizde de ucuz olduğunu dile getiren Aracı, şunları söyledi,
“Mültecileri sokakta öldürmek, mahkemede korumasız bırakmak isteyen bu düzen değişmelidir. Ülkemizde insanların hayatının güvence altında olabilmesi için geçmişten beri süregelen cezasızlık pratiğinin son bulması ve sanık polis memurunun kasten insan öldürmek suçundan cezalandırılması gerekmektedir.
Partimiz, barolar, insan hakları örgütleri ve savunucuları ile birlikte bu davanın takipçisi olmaya, cezasızlık pratiğinin son bulması ve insan hayatının hak ettiği değere kavuşması için mücadele etmeye devam edecektir”
“POLİSİ AKLAMAK İÇİN AİLEYE BASKI YAPILIYOR”
İkinci duruşmaya Adana ve İzmir Baroları, İnsan Hakları Derneği ve Çağdaş Hukukçular Derneği temsilcileri katıldı. Ali El Hemdan’ın yakınlarından kimse katılmadı. Ali El Hemdan’ın ailesine yönelik olarak Emniyet Müdürlüğü tarafından yoğun bir baskı uygulamasının bunda etkili olduğunu ifade eden Aracı, şu şekilde konuştu
“Kendilerine zarar verileceği endişesi taşıyan aile Baroların ve avukatların kendilerine sunmak istediği hukuki yardımdan faydalanamamaktadır. Emniyet ailenin davada kendisini bir avukatla temsil etmesini korkutma ve baskı yöntemleri kullanarak engellemektedir. Ali El Hemdan’ın ailesi avukatlarına vekaletname çıkartamadığı gibi duruşmayı da takip edememektedir. Tüm bu açık baskılara rağmen mahkeme baroların ve insan hakları örgütlerinin davaya müdahil olma taleplerini de reddetmiştir. Ali El Hemdan’ın ailesinin temsil edilmediği, hukuki korumadan faydalanamadığı, baroların takip edemediği bir yargılamanın adil olması beklenemez”
NE OLMUŞTU?
27 Nisan 2020 tarihinde Seyhan İlçesinde arkadaşı ile birlikte gezintiye çıkan Ali El Hemdan isimli 18 yaşındaki Suriyeli genç polis kurşunu ile öldürüldü. Basına ilk düşen bilgilere göre ölüm polisten kaçarken kurşunun sekmesi sonucu gerçekleşmişti. Soruşturma aşamasında tanık ifadeleri yürüyerek uzaklaşan gencin polisin silah çekmesi ile yüzünü polis memuruna döndükten sonra polisin ateş açması sonucu gerçekleştiğini ortaya koydu. Yargılama sırasında da güvenlik kamerası görüntüleri de olayın bu şekilde gerçekleştiğini doğruladı. Al el Hemdan o dönem pandemi tedbirleri kapsamında 20 yaş altının sokağa çıkması yasaklandığı için para cezası kesileceği endişesi ile polislerden uzaklaşmaya çalışmış, arama noktasının 150 metre kadar yakınında bulunan Sucuzade Mahallesi 30099 Sokak ile 30095 Sokağın kesiştiği noktada polis memuru F.K. tarafından göğsünden tek kuşunla vurularak öldürülmüştü. Polis memuru Fatih Karaca hakkında kasten insan öldürümek suçundan Adana 9. Ağır Ceza Mahkemesinde açılan davanın ilk duruşması 09.07.2020 tarihinde görülmüştü. İkinci duruşma ise 13.11.2020 tarihinde gerçekleşti.
(VŞ)
