Kılıçdaroğlu, yaşanan ekonomik buhran nedeniyle vatandaşın suçlanmaya başlandığı noktaya gelindiğini savundu ve  Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, "Sorunun bir tarafında, vatandaşlarımızın bir kısmının tasarruflarını hala döviz cinsinden yapmaktaki ısrarları var,” sözü için de  “Acaba Erdoğan hiç düşünüyor mu vatandaşlar tasarruflarını neden döviz olarak tutuyorlar?" Senin yarattığın tablo dolayısıyla, 'Tasarrufumu koruyayım' diye. Sen hiç kendine sordun mu? Sen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarından neden dolarla borçlandın? Dolarla borçlanıyorsun. Türkiye'deki ihalelere dolar, avro bazında garantiyi nasıl verdin? Kendisini suçlayacağına vatandaşını suçluyor," diye konuştu

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, bu topraklarda umutsuzluğun yeşermesine asla izin vermeyeceklerini dile getirdi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, salondaki dinleyicilerin heyecanını alanda da görmek istediğini belirterek, "Binimiz, binlerce olacağız. Bu ülkenin geleceğini ve demokrasiyi inşa edeceğiz. Bu ülkede birlikte yaşamayı hayata geçireceğiz. Hiç kimsenin kimliğini, inancını, yaşam tarzını siyasete malzeme etmeyeceğiz. İnsana, insan, Allah'ın yarattığı en değerli varlık olarak bakacağız." diye konuştu.

Dinleyiciler arasında diyabet-1 hastalarının yakınlarının bulunduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, iktidara gelmeleri halinde, özellikle bu hastalıktan muzdarip olan çocuklar için gerekli sensörleri geri ödeme listesine alacaklarını söyledi.

Kemal Kılıçdaroğlu, Konya ziyaretinde çiftçilerden kanaat önderlerine, gençlerden kadınlara geniş bir kesimle bir araya geldiğini anlattı. İktidara gelmeleri durumunda, "çiftçilere ücretsiz elektrik verileceğine" yönelik sözünün Konya'da anımsatıldığını aktaran Kılıçdaroğlu, "Hiç meraklanmayın, Konya'da da, Şanlıurfa'da da, Diyarbakır'da da, Adana'da da, Mersin'de de her yerde çiftçiye elektriği ücretsiz vereceğiz." dedi.

Konya'da bu projeyi nasıl hayata geçireceklerini anlattığını belirten Kılıçdaroğlu, güneş enerjisinden elektrik üretileceğini, çiftçinin bunu ücretsiz kullanabileceğini ve fazla elektriği satışa sunabileceğini söyledi.

Kılıçdaroğlu, SADAT hakkında kendisine yöneltilen soruları yanıtladığını da kaydederek "Onlara da söz verdim. Biz, son CHP'li hayatta olduğu, ayakta olduğu, mücadele ettiği sürece SADAT ve benzerlerinden asla çekinmeyin, asla korkmayın çünkü biz Kuvayımilliyeciyiz." sözlerini sarf etti.

Milliyetçi ve ülkücülere seslenen Kılıçdaroğlu, şu ifadeleri kullandı:

"Sizin patronunuzun desteklediği iktidar, Cumhur İttifakı... 'Ben Türk bayrağını kaldırıp yerine başka bayrak koyacağım.' diyen adam onların yanında, biz karşısındayız. 'Ben Türkçeyi kaldırıp Arapçayı getireceğim.' diyen adam onların yanında. Biz Türkçemizi kendi bayrağımız yapacağız. Onlar 'Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni kaldıracağım, yerine ASRİKA kuracağım.' diyorlar. Biz Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni sonuna kadar savunacağız ve görkemli, itibarlı bir devlet yapacağız. Bunları söyleyen adam, devletin en mahrem bilgilerinin tartışıldığı bir ortamda MİT Müsteşarı'nın yanında, Erdoğan'ın danışmanı olarak oturuyor. Bunları söyleyen adamın o masada ne işi var? 'Onu tanımıyorum.' demişti. Masadaki fotoğrafını yayınladım. O kişileri, o masaya oturtup devletin sırlarını paylaşan adamdan bu ülkeye hiçbir fayda gelmez. Zarar dışında hiçbir fayda gelmez. Bunların tamamını bitireceğiz."

Kemal Kılıçdaroğlu, Kayseri ziyaretini anımsatarak bu ilde 700 kişinin CHP'ye üye olduğunu anlattı. "Artık hiçbir yer kale değil." diyen Kılıçdaroğlu, artık her yerde ve ortamda CHP'nin bulunduğunu söyledi. 81 ildeki bütün vatandaşlarla kucaklaşacaklarını dile getiren Kılıçdaroğlu, ülkedeki bütün sorunları çözmeye talip olduklarını belirtti. Kılıçdaroğlu, "Biz, bunların yaptığı gibi zenginleşmek, köşeyi dönmek için iktidar istemiyoruz. Biz, bu millete hizmet etmek, bu milletin hizmetkarı olmak için iktidar istiyoruz." şeklinde konuştu.

Kayseri Erciyes Üniversitesinde bir grup öğrencinin İzmir Marşı'nı söylediğini, izlerken gözlerinin yaşardığını ifade eden Kılıçdaroğlu, söz konusu gençlerin her birini alınlarından tek tek öptüğünü ifade etti. Bu gençlerin, beraber yaşamanın önemini herkese anlattıklarını dile getiren Kılıçdaroğlu, "Siz iyi ki varsınız. Türkiye Cumhuriyeti'ni büyütecek, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne itibar kazandıracak olanlardır. Onlar, hepimize, yaşlımıza gencimize umut olanlardır. Biz, onların her türlü hakkını ve hukukunu koruyacağız." dedi.

İktidara gelmeleri halinde gençlerin, sosyal medya paylaşımları nedeniyle hukuki yaptırımlarla karşılaşmayacaklarını söyleyen Kılıçdaroğlu, "Gençler, iktidarımızda rahatlıkla bizi eleştirebileceksiniz, bizi eleştirdiniz diye sabahın 6'sında kapınız asla çalınmayacak ve asla gözaltına alınmayacaksınız. Her gencimiz düşüncelerini özgürce ifade edecek. Sizlere bunun da sözünü veriyorum." sözlerini sarf etti.

Aydınlı çiftçilerin sorunlarını sıralayan ve hepsini çözeceklerini belirten Kılıçdaroğlu, herkesi, kendilerine katılmaya çağırdı.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, uyuşturucu baronlarıyla mücadele ettiğini belirterek bu kişilerin her gelir grubuna göre uyuşturucu ticareti yaptığını söyledi. Kılıçdaroğlu, "Bunlar en büyük desteği saraydan, iktidardan alıyorlar. Onlarla fotoğraflar çektiriyorlar. Evlatlarımızı zehirleyen bu uyuşturucu baronlarına ilişkin sözümdür; iktidarımızda bütün uyuşturucu baronlarının saltanatına son vereceğiz. Onların burunlarından fitil fitil getirmezsem bana da Kemal demesinler. Hiç endişe etmeyin. Uyuşturucu baronlarıyla da mücadele edeceğiz, gencecik çocuklarımızın zehirlenmesine asla izin vermeyeceğiz." ifadelerini kullandı.

Sivas'ın Yakupoğlan Köyü'nün okulunun, 3 yıldır inşa edilmediğini söyleyen Kılıçdaroğlu, köy muhtarının okul için ayrılan arsayı kendilerine tahsis etmesi halinde okulu bir yıl içinde yaparak vatandaşların hizmetine sunabileceklerini belirtti. Kılıçdaroğlu, "Bunlarda evlat sevgisi bile yok ama biz yapacağız, size okulunuzu teslim edeceğiz." dedi.

Kemal Kılıçdaroğlu, "iktidarın, Türkiye İstatistik Kurumuna enflasyonu düşük göstermesi için müdahale ettiğini" iddia ederek bu nedenle işçiye, emekliye, dul ve yetim ile memura düşük maaş verileceğini söyledi. Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Düşük maaş vermek için baskı kuruyorlar. Namuslu, düzgün, ahlaklı olanlar işi bıraktılar. 'Biz bu vebale ortak olmayız.' dediler. Kişinin hakkını elinden alırsanız, yasalarla kendisine verilen görevi bir yönetici yerine getirmezse suç işlemiş olur. Memurun, işçinin, dul ve yetimin hakkını niye vermiyorsunuz? Bunlar enflasyona neden olmadılar ki. Enflasyonu büyüten sensin. 'Hiçbir günahı olmayan, memurun, emeklinin, işçinin, dul ve yetimin hakkını nasıl ellerinden alırım, onlara nasıl daha düşük aylık veririm.' diye TÜİK'e müdahale ediyorsun. Buna karşıyız, bunu da düzelteceğiz. İşçilere, emeklilere, memurlara, dul ve yetimlere sesleniyorum, hakkınızın yenmesini istemiyorsanız bize katılacaksınız, yanımızda duracaksınız. Beraber olacağız, hakkınızı hukukunuzu teslim edeceğiz."

İktidarın enflasyon için birçok gerekçe sıraladığını aktaran Kılıçdaroğlu, "Daha doğrusu uyduruyorlar her seferinde. 'Bütün dünyada enflasyon, krizler var.' Ne hikmetse 'CHP enflasyonu yarattı.' demiyorlar. Bir şey oldu herhalde. Artık bunun tutmadığını gayet iyi biliyorlar." sözlerini sarf etti.

Kılıçdaroğlu, Türkiye'deki enflasyon oranının, savaş halindeki Ukrayna ve Rusya'nın enflasyon oranlarından çok daha yüksek olduğuna işaret ederek şunları kaydetti:

"Enflasyonla mücadele konusunda Hazine ve Maliye Bakanı ilginç bir şey söyledi, 'Enflasyonla mücadeleyi tek boyutlu, sadece devletin çözeceği bir sorun olarak görmüyoruz.' Kim çözecek peki? Devletin ne olduğunu, nasıl oluştuğunu bilmiyorlar. Enflasyonla mücadelede, fiyat istikrarını sağlamada hangi kurumun yetkili olduğunu, TBMM'nin bu yetkiyi hangi kuruma verdiğini de bilmiyorlar. Bu kadar bilgisiz insanların yönettiği bir ülke maalesef bu durumda. Fiyat istikrarından sorumlu kurum, TBMM yetkiyi vermiş, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası. Ama bu yetki ellerinden alınmış durumda. Bunu sağlayamıyorlar."

Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, yaşanan ekonomik buhran nedeniyle vatandaşın suçlanmaya başlandığı noktaya gelindiğini savundu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, "Sorunun bir tarafında, vatandaşlarımızın bir kısmının tasarruflarını hala döviz cinsinden yapmaktaki ısrarları var." dediğini söyleyen Kılıçdaroğlu, devletin böyle yönetilemeyeceğini öne sürdü.

"Acaba Erdoğan hiç düşünüyor mu vatandaşlar tasarruflarını neden döviz olarak tutuyorlar?" sorusunu yönelten Kılıçdaroğlu, "Senin yarattığın tablo dolayısıyla, 'Tasarrufumu koruyayım' diye. Sen hiç kendine sordun mu? Sen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarından neden dolarla borçlandın? Dolarla borçlanıyorsun. Türkiye'deki ihalelere dolar, avro bazında garantiyi nasıl verdin? Kendisini suçlayacağına vatandaşını suçluyor." diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, "Bize katılın." derken çiftçinin, üreticinin, esnafın, taksicinin yanı sıra muhafazakar genç kadınların da katılmasını istediğini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:

"Muhafazakar genç kadın kardeşlerim, size de iki çift lafım var: Bunların ne yaptığını biliyorsunuz. Gezi olayları dolayısıyla bu ülkenin annelerine, kadınlarına nasıl hakaret edildiğini biliyorsunuz. Yarın döner bunlar size de hakaret eder. Ama biz şuna inanırız; cennet, anaların ayakları altındadır ve kadına saygı duyarız. 'Bize hep gelip CHP'yi kötülediler.' diyecekler. Şuna inanmanızı isterim; CHP eski CHP değil, siz de eski siz değilsiniz. Artık beraberiz, artık birlikteyiz, aynı değerleri savunuyoruz, aynı değerleri savunmaya devam ediyoruz. Buna da inanmanızı isterim."

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati'nin, AK Parti'nin Kızılcahamam kampında, bu sistemden dar gelirlilerin zarar gördüğüne dair açıklama yaptığını, itirafta bulunduğunu öne süren Kılıçdaroğlu, bir ülkenin Hazine ve Maliye Bakanı, sistemden dar gelirlerinin zarar gördüğünü söylüyorsa, fakir fukaranın korunmasında önlem alınmıyorsa, iktidarın kendi kuyusunu kazdığını iddia etti.

İktidarı hep birlikte göndereceklerini savunan Kılıçdaroğlu, vatandaşları arasında hiçbir ayırım yapmayanların ülkeye faydalı olduğunu söyledi.

"Nasıl oluyor da alt gelir gruplarında, yani fakirden, fukaradan, memurdan, işçiden, taksiciden, apartman görevlisinden, ev kadınından, nasıl oluyor da gelirler bir avuç üst gelir grubuna aktarılıyor?" ifadesini kullanan Kılıçdaroğlu şunları kaydetti:

Cumhuriyet tarihinin en büyük kaynak transferini yaşıyoruz aslında. Cumhuriyet tarihinin geniş halk kitlelerinden alıp bir avuç insana kaynak transferinin nasıl yapıldığını görüyoruz. Önce şöyle yapıyorlar: Büyük ihalelere çağırıyorlar, 'Sana verdim.' diyorlar. Öyle ihale kanunu falan, hiçbir önemi yok. Biz bunlara 5'li çete diyoruz. Milyar dolarlık işleri alıp bunlara veriyorlar. Bu birincisi. İkincisi, 'Tamam, ben yapacağım ama Türkiye'ye gidiyorum bankalar bana para vermiyor. Doları, avroyu yurt dışından alacağım. Kim garanti olacak?' Bu çetelere, oligarklara, saray beslemelerine aynı zamanda Hazineyi garanti ediyorlar. 'Git paranı al, devletin Hazinesini sana garanti olarak teslim ediyorum'. Yani ben parayı ödemiyorum, dese bizim ödediğimiz paralarla onun aldığı borç ödenecek. Üçüncüsü, gelir garantisi veriyorlar."

Kılıçdaroğlu, dördüncü olarak, Türkiye'deki enflasyonun dışında Amerika'da, Avrupa'da yaşanan enflasyonun da vatandaşın sırtına yıkıldığını, gelir garantisi dışında enflasyon garantisi de verildiğini iddia etti.

Bu işi yapanların "vurguncu, besleme, rüşvet dağıtan adamlar" olduğunu öne süren Kılıçdaroğlu, "Bunlar diyorlar ki; 'Ya iktidar değişirse ne olur? O zaman sözleşmeye bir hüküm koyalım. İktidar değişirse yetkili, Türkiye Cumhuriyeti devletinin mahkemeleri olmasın, yetkili İngiliz mahkemeleri olsun'. 'Olur' diyorlar. Onu da koyuyorlar. Ama hepinizin huzurunda söz veriyorum. İster İngiliz mahkemelerini ister Amerikan mahkemelerini ister Japonya mahkemelerini ister Avustralya mahkemelerini... Nereyi yetkili kılarsanız kılın, geleceğim, burnunuzdan fitil fitil getireceğim ve o hakkı alıp bu millete teslim edeceğim." ifadesini kullandı.

İstanbul Havalimanı için Atatürk Havalimanı'nı çalıştırmama sözü verildiğini savunan Kılıçdaroğlu, "Sözleşmeye hüküm koymuşlar, 'İstanbul'un Trakya yakasında ikinci bir havalimanı çalıştırılmayacak'. Orada duruyor boş, çalıştırmıyorlar. Beyler kazanacak." dedi.

Böyle bir düzenin dünyanın hiçbir ülkesinde olmadığını ileri süren Kılıçdaroğlu, 85 milyon kişinin "bir avuç çeteye, bir avuç saray beslemesine, bir avuç oligarka teslim edilmiş olduğu" iddiasında bulundu.

Kılıçdaroğlu, kamu-özel iş birliğiyle yapılan 13 şehir hastanesinin yatırım maliyetinin 6 milyar 900 milyon dolar olduğunu, bu şehir hastanelerine 57 milyar 500 milyon dolar garanti verildiğini öne sürerek şöyle devam etti:

"Geçmişte AK Parti'ye, MHP'ye oy veren kardeşlerime seslenmek isterim; böyle bir soyguna sizin vicdanınız el veriyor mu? Diyorsanız ki 'Elvermiyor', o zaman size bir sözüm var. Bu tabloyu ters yüz etmek mi istiyorsunuz, bu saray beslemelerinden vatandaşın parasını geri almak mı istiyorsunuz, hakkı, hukuku ve adaleti mi istiyorsunuz? Tek yolu var, bize katılın.

Gayet net söylüyorum. Verdiğim rakamlar doğru, bunlar gizliyorlar. Çıkıp desinler 'Bu rakamlar yanlıştır.' diye. Bütün bunlara izin veren kişi sarayda oturan zattır. O süre uzatımı vardı ya, 2222 gün süreyle uzatan, altında Erdoğan'ın imzası var. 'Yoktur.' desin bakayım. Diyemez. Görecektir tabloyu, diyemez onu. Kendi imzasıyla yazısını göstereceğim. Desin, 'Benim altında imzam yoktur.' desin. Diyemez. Suç ortaklığı en güçlü ortaklıktır. Buradaki suç ortaklığıdır. Bunlarla helalleşecek miyiz? Yok efendim, bunlarla hesaplaşacağız. Ben tüyü bitmemiş yetimin hakkını sormuyorsam siyaseti niye yapıyorum, vatandaşın hakkını hukukunu savunmuyorsam siyaseti niye yapıyorum? Tüyü bitmemiş yetimin hakkını, çiftçinin, emekçinin, kamyon, tır şoförünün, taksicinin, kantincinin hakkını hukukunu savunmayacaksam niye siyaset yapıyorum? Bunları çözeceğiz ve bunlar bir avuç kişiye çalışıyorlar, tefecilere çalışıyorlar."

Kılıçdaroğlu, 2018'den Nisan 2022'ye kadar, tefecilere ödenen faizin 592 milyar 698 milyon lira olduğunu öne sürerek "Faizi indireceğiz." deniyorsa artacağını, "Enflasyon düşecek." deniyorsa artacağını, "Bu ülkede hiç kimse aç değil." deniyorsa binlerce kişinin aç olduğunu ileri sürdü.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ne söylüyorsa tam aksini olacağını savunan Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle tamamladı:

" 'Benim tek yüzüğüm var. Yüzüğümden başka bir şeyim yok.' diyenler Manhattan'da gökdelen yapıyorlar. Muhammed Ali Clay'in çiftliğini aldılar. Şimdi merak ettiğim nokta şu: Milletin yüzüne nasıl bakıyorlar? Çözeceğiz, hiç kimse endişe etmesin. Hiç kimse karamsarlığa kapılmasın, beraber, birlikte, kucaklaşarak, el ele vererek, bize katıldığınız sürece bu nehrin okyanusa aktığını göreceksiniz, bu nehrin Türkiye'yi huzura kavuşturduğunu göreceksiniz, bu nehrin herkese huzur, herkese bereket getirdiğini göreceksiniz. Bu nehrin bereketli alanları, ovaları suladığını göreceksiniz, bu nehrin nasıl toplumla helalleştiğini göreceksiniz." (TBMM İNTERNET SİTESİ)