CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Antalya Milletvekili Çetin Osman Budak, yaptığı yazılı açıklamada, TÜİK´in yeni hesaplama sistemiyle oluşturduğu rakamları eleştirdi. Türkiye´nin ekonomide yapısal sorunları bulunduğunu ve bu sorunların hesap oyunlarıyla giderilemeyeceğini kaydeden Budak, açıklanan rakamların TÜİK´le ilgili güven erozyonunu büyüttüğünü kaydetti. Birkaç yıl önce de kişi başı gelirin 10 bin doların altına düşmemesi için satın alma gücü yönteminin getirildiğini kaydeden Budak, ?Bugün de benzer bir yönteme başvuruluyor. Ayrıca bu tür hesap revizyonlarında kriz yılları baz alınmaz. TÜİK neden 2009´u baz aldığını da açıklamalı? dedi.
CHP´nin internet sitesinde yapılan duyuruya göre, TÜİK´in yeni hesaplamalarının dayanaklarını somut olarak ortaya koyması gerektiğini kaydeden Budak, ?Türkiye´nin en önemli sorunlarından biri tasarruf oranları olarak gösteriliyordu. Hükümet bunun için zorunlu bireysel emekliliği getirdi ama TÜİK´e bakıyorsunuz tasarruf oranı yüzde 24.8. Cari açık için yüzde 4 hedefi konuyordu meğer, yüzde 3.8´miş. Yatırım oranı yüzde 30´larda görülüyor. Yatırım oranı yüzde 30´larda ise neden Ekonomi Koordinasyon Kurulu toplantı üzerine toplantı yapıyor, yatırım için yeni yeni paketler açıklıyor? Yani bu rakamların hiçbir inandırıcılığı ve gerçekliği yok. AB ülkelerinde de yapılan revizyonlarda yüzde 3-4´lük artışlar var ama TÜİK´in GSYH´deki neredeyse yüzde 20. TÜİK sayesinde ekonominin kronik sorunları bir anda buharlaştı. Yani tasarrufta, cari açıkta, yatırımlarda, büyümede sorun yoksa, işsizlik neden rekor kırıyor? Yoksulluk neden artıyor. Asgari ücretliye neden sıfır zam öneriliyor. Memura, emekliye niye milli gelir artışından pay verilmiyor?? dedi.
HUKUK DEMOKRASİ ÜRETİM
AKP hükümetlerinin, dünyada para bolluğu döneminin yaşandığı süreçte yapısal reformları gerçekleştirmek yerine betona yatırım yaptığını ve fırsatların kaçırıldığını kaydeden Budak, şöyle devam etti:
?Bugün ekonomi, siyasi krizin etkisiyle yine bir darboğaza girdi. Ekonomideki çok başlılık, iç ve dış siyasetteki belirsizlikler, riskler güven sorununun derinleştiriyor. Özel sektörün net döviz pozisyonu eksi 210 milyar dolar düzeyindeyken, dolardan bize ne denirse, güven ortamı nasıl oluşacak? Özel sektörün birikimleri risk altında. Türkiye´nin her alanda sağladığı birikimler risk altında. Böyle bir ortamda AKP Hükümeti, ucube bir teklifle başkanlık sistemini Türkiye´ye dayatıyor. Bu dayatma soruları daha da ağırlaştıracak. Türkiye ekonomisinin darboğazdan çıkışının yolu, Türkiye´nin yeniden demokrasi, hukuk, içeride ve dışarıda barış yoluna girilmesidir. Hukuk güvenliğinin olmadığı yerde yatırım olmaz, gelişme olmaz ve refah olmaz. Türkiye hesap oyunlarıyla, rakam oyunlarıyla değil ancak üretimle büyür.? (EA)
