EĞİTİM İŞ`in `ŞERİAT ORTÇAĞDIR` vurgusu ile yaptığı açıklama şöyle:

"Biricik Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk 17 Şubat 1926 da kabul edilen Türkiye Cumhuriyeti Medeni Kanunu ile toplumun en küçük yapı taşı aile kurumunda, miras ve boşanma konularında kadın erkek eşitliğini sağlamış, yapılacak evliliklerde resmi nikah yapma zorunluluğu, tek eşliliği, meslek edinme ve mahkemelerde tanıklık edebilme hakkını yasalaştırmış ve kadının toplumdaki yerini erkeğin yanına almıştır.

89 yıl sonra Anayasa Mahkemesi Anayasayı yok sayarak, nikâhsız birlikte yaşayanlara ceza vermezken, dini nikah kıyanlara ceza verilmesini Anayasanın 10. Maddesindeki eşitlik ilkesine aykırı olduğu gerekçesiyle imam nikahı kıymak için önce resmi nikah kıyma şartını kaldırmıştır.

Bu yeni düzenlemeyle hedeflenen kadının nihaii olarak eve kapatılması ve toplumsal hiçbir konuda söz sahibi olmamasıdır. Oyun bir kez daha kadın üzerinden oynanmaktadır. İnanç özgürlüğü maskesiyle Cumhuriyetimizin laik düzenine kadınlarımızın gerçek özgürlüğüne saldırı önce türbanla yapılmış, kendi sömürü sistemlerinin temellerini bunu üzerine kurmaya çalışmışlardır. Ve 13 yıllık iktidarları boyunca bu orta çağcı, şeriatçı zihniyet hedeflerine ulaşmak için laik eğitim sistemimize sürekli olarak saldırmış ve 4+4+4 gerici eğitim sistemini çocuklarımıza ve halkımıza dayatmıştır. 4+4+4 gerici bir sistemdir. Çünkü laik değildir. Değerler eğitimi, zorunlu din dersleri gibi uygulamalarla eğitimin dincileştirilmesi ve topluma bu kanalla dogmatizmin sorgulamayan yapısı sezdirilmeden aktarılmaya çalışılmıştır.

4+4+4 ile kız çocuklarımızın okullardan uzaklaştırılmasının önünü açmak için sözüm ona kolaylık sağlayacak olan uzaktan eğitim sistemi yürürlüğe girmiş ve görülmüştür ki 5. 6. Sınıflardan sonra kız çocuklarımızın okulu terk eğilimi artmış ve çocuklarımız kademeli olarak okullardan uzaklaştırılmıştır. Anayasa mahkemesinin bu kararıyla da okullardan uzaklaştırılan kız çocuklarımızın çocuk gelinler haline getirilmesi daha kolaylaştırılmıştır.

Benzer bir uygulama olan anne üniversitesiyle de kadınlarımız bir kez daha akademik eğitimden ve iş hayatından el çektirilmek istenmektedir.

Bu karar aynı zamanda muta nikâhlarının ve çok eşliliğin meşrulaştırılması ve önündeki engellerin kaldırılmasıdır. Bu şekilde evlenen çocuklarımız ve kadınlarımız doğan çocuğun soy bağı ve velayeti konularında boşanma ve miras gibi konularda hukuksal dayanaktan yoksun kalmış olacaklardır.

Peki kadınları bu denli aşağılayan bir uygulamaya neden ihtiyaç duymuştur şeriatçı akp? Nüfus ve konut araştırması sonuçları göstermiştir ki 2011 yılında 15 ve daha yukarı yaşlarda ve en az 1 evlilik yapmış okur yazar olmayan kadınların %74,9 u 4 ve daha fazla çocuk doğurmuş durumdadır. Bu oran lise ve dengi okullar mezunu kadınlarda %4,8 e, yüksek öğretim mezunu kadınlarda % 1,9 a düşmektedir. Yani her aileden en az 3 çocuk isteyen zihniyet görüyor ki kadın ne kadar az eğitim alırsa okadar çok çocuk sahibi oluyor.

Elbette yalnızca kadının eğitimden uzaklaştırılması çocuk yaştayken çocuklar doğurması yetmez bu kara düzene. Kurmak istedikleri orta çağcı düzenin selameti için kadının toplumdan tamamen silinmesi gerekmektedir. Bunun için her fırsatta kadını aşağılayan sözler sarf etmektedirler.

?Kadına şiddet abartılıyor, ben zaten kadın erkek eşitliğine inanmıyorum, tecavüze uğrayan doğursun gerekirse devlet bakar, kadın ahlaklı olsun, kürtaj yaptırmak zorunda kalmasın, anası tecavüze uğruyorsa neden çocuk ölsün anası ölsün, evdeki işler yetmiyor mu??

Böyle bir zihniyet yönetiyorken cennet yurdumu dünya ekonomik formunun 2011 raporuna göre Türkiye kadın erkek eşitliğinde 135 ülke arasında 132. Sırada dır. Her 10 kadından 4 ü şiddet görmekte ve her gün ortalama 5 kadın cinayeti işlenmektedir. Son 10 yılda kadın cinayetlerinde %1400 artış saptanmıştır.

Hal böyleyken kadının hayatı hem işte hem evde günden güne zorlaşmaktadır. Çalışma çağında ki 28 milyonu aşkın kadınımızın 11.5 milyonu ev hanımıdır. Yani kadın çalışma hayatı yerine evle özdeşleşen geleneksel konumunu sürdürmektedir. Türkiye kadının iş gücüne katılımında OECD ilkeleri içinde son dünyada ise 127. Sırada yer alıyor.

İktidar partisinin yıllardır süren cinsiyet ayrımcılığı ve kadın düşmanı politikaları artarak sürerken dünya cinsiyet ayrımcılığı raporuna göre Türkiye 136 ülke arasında 120. Sıradadır.

Daha önce söylemiştik oyun bir kez daha kadın üzerinden oynanmakta, Cumhuriyetimizin kurucu değerlerine, yurdumuzun ilerlemesine kadın üzerinden bir saldırı yapılmaktadır. Ancak bir Eğitim-İş olarak bu tehlikeleri yıllar öncesinden gördük ve oynanan oyunları da görmeye devam ediyoruz. Çünkü bizler Mustafa Kemal? in çocukları Cumhuriyet çocukları ve kadınlarıyız. Bizler Nene Hatunlar, Halide edipler Türkan Saylan? larız. Bizler sınıf sendikacılığı yapan devrimci öğretmenleriz. Ve bizler güzel yurdumuzu karanlığa asla teslim etmeyeceğiz.ve bir gün tüm Özgecan? ların çocuk gelinlerin kadına şiddetin hesabını soracağız. Bir gün Deniz? lerin Mahir? lerin Cihan? ların Berkinlerin Ethem? lerin Abdocan? ların İsmail Ali Korkmaz? ların ve daha nicelerinin hesabını soracağız. Emperyalist güçlerin ve işbirlikçilerinin sömürü düzenine ucuz iş gücü doğurmayacak, Pazar sağlamayacak sermayenin kölesi olmayacağız. KADINIZ HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ.?