“DÜNYANIN EN BÜYÜK 10 EKONOMİSİ OLMA YOLUNDA SON DÖNEMECE GİREN BİR TÜRKİYE’DE YAŞIYORUZ”
SİYASET 17.02.2022 14:04:00 604 0

“DÜNYANIN EN BÜYÜK 10 EKONOMİSİ OLMA YOLUNDA SON DÖNEMECE GİREN BİR TÜRKİYE’DE YAŞIYORUZ”

Erdoğan “Hepimiz aynı gemide olduğumuza, ülkenin kazancından hep birlikte istifade ettiğimize göre, külfetine de beraberce katlanacak, yükü beraberce omuzlayacağız. Fedakarlığı devletten beklemek hakkaniyete sığmaz," dedi

Cumhurbaşkanı Erdoğan Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından yaptığı basın açıklamasında,  “Üreticiden toplantıcıya ve perakendeciye kadar gıdanın tüm süreçlerini kapsadığı için enflasyonla mücadele konusundaki kararlılığımızın bir ifadesi olan bu KDV düzenlemesi, devlet olarak bizim attığımız bir adımdır. İstanbul’daki toplantıda iş dünyamızdan gıda başta olmak üzere tüm ürünlerde yüzde 7 KDV ve yüzde 7 kendi fedakarlıkları şeklinde en az yüzde 14’lük bir indirim beklediğimizi söyledik.

Bakanlıklarımız KDV indiriminin fiyatlara yansıtılıp yansıtılmadığını yakından takip edecek, aksi yönde davranış sergileyen firmalara da gereken yaptırımları uygulayacaklardır,” dedi ve şöyle devam etti:

Hepimiz aynı gemide olduğumuza, ülkenin kazancından hep birlikte istifade ettiğimize göre, külfetine de beraberce katlanacak, yükü beraberce omuzlayacağız. Fedakarlığı sadece devletten beklemek ne gerçekçidir, ne hakkaniyete sığar, ne de sürdürülebilirlik ilkesine uyar.

Ayrıca, aynı toplantıda üç ayrı başlık altında toplamda 60 milyar liralık kefalet limitiyle uygulamaya geçirilen Kredi Garanti Fonu Paketinin detayları da iş insanlarımıza aktarıldı. Üretime ve istihdama önemli bir destek sağlayacağına inandığım bu paketin de iş dünyamıza hayırlı olmasını temenni ediyorum.

Yine bu toplantıda yastık altındaki altınların ekonomiye kazandırılması konusundaki yol haritamız da kamuoyuyla paylaşılmıştır. Kuyumcuların, bankaların ve altın rafinerisinin içinde yer aldığı bu imkândan yararlanmaya tüm vatandaşlarımızı davet ediyoruz.

Pazartesi ve Salı günleri Birleşik Arap Emirlikleri’ne giderek hem Abu Dabi’ye resmî bir ziyaret gerçekleştirdik, hem de Expo 2020 Dubai Türkiye Millî Günü’ne katıldık. Ziyaretim sırasında farklı alanlarda imzaladığımız toplam 13 anlaşmayla ülkelerimiz arasındaki münasebetlerin ahdi temelini güçlendirdik. Bir süredir durgunluk içinde olan Türkiye ile Birleşik Arap Emirlikleri ilişkilerine yeni bir ivme kazandıran bu ziyaretin her iki ülke açısından da verimli ve hayırlı neticeler doğuracağına inanıyorum.

Önümüzdeki dönemde Körfez Bölgesi başta olmak üzere Türkiye’nin gelişmesine, kalkınmasına, büyümesine katkı verecek diğer ülkelerle yakın temaslarımızı daha da sıklaştıracağız.

Bugünkü Kabine Toplantımızda da gündemimizdeki hususları istişare ettik. Yeni dönemin yol haritasıyla ilgili değerlendirmelerimizi yaptık. Görüldüğü gibi, ülkemize ve milletimize hizmetlerimizi kaldığımız yerden, hatta çok daha yoğun bir şekilde sürdürüyoruz.

Aziz milletim; karantina sürecinde yaptığımız takiplerde tespit ettiğimiz en önemli eksik, ülkemizde dün ile bugün arasında yeteri kadar güçlü, gerçekçi, vicdanlı bir irtibatın kurulamadığıdır. Halbuki Türkiye’nin geçtiğimiz 20 yılda nereden nereye geldiğini görmeden, 2023 hedeflerimizin, 2053 vizyonumuzun anlaşılabilmesi mümkün değildir. Burada sadece birkaç hususa değinerek ülkemizin nereden nereye geldiğinin muhasebesini sizlerle paylaşmak istiyorum.

Biz hükûmete geldiğimizde ülkemizin nüfusu 65 milyondu. Ülkemiz altyapısı eğitimden sağlığa, adaletten emniyete, ulaşımdan enerjiye, tarımda, her alanda yılların birikimi olan sorunların, eksiklerin, mahrumiyetlerin ağırlığı altında adeta eziliyordu. Temel hak ve özgürlüklerden güvenliğe kadar diğer alanlarda yaşadığımız sıkıntıları da bunların üzerine ilave etmek gerekiyor. Cumhuriyetin ilk yıllarında başlanan altyapı hamlesi ve çok partili siyasi hayata geçişle filizlenen demokrasi umudu yerini darbelerin ve terörün gölgesinde baskı, yokluk, yoksulluk içinde bir hayata bırakmıştı. Karşımızda tarihiyle ve medeniyetiyle küs, potansiyeli ve imkânları küresel baronların temsilciliğini üstlenmiş bir avuç azınlığa peşkeş çekilen, ayağına pranga vurulmuş Türkiye gerçeği vardı. Her isteyen evladımızın üniversite başta olmak üzere eğitime ulaşabilmesinin, her vatandaşımızın yaygın ve kaliteli sağlık hizmeti alabilmesinin, can ve mal güvenliğinden emin şekilde başını yastığa koyabilmesinin, kamuda ve hatta sokakta değerlerine ve kültürüne saygılı muamele görebilmesinin, 81 vilayetimizin hepsinin de belirli bir standardın üzerinde yol, su, elektrik gibi temel altyapılardan faydalanabilmesinin, kısaca insanca bir hayat sürmesini gerçekten çok zor olduğu dönemlerden geçerek bugünlere geldik.

Bu hakikatleri bilhassa da o günleri görmemiş, yaşamamış gençlerimizi anlatmanın ne kadar zor olduğunun farkındayız. Ancak eski Türkiye ile bugünkü Türkiye fotoğraflarının doğru, vicdanlı, ahlaklı, sağlıklı bir mukayesesini yapmak hepimizin görevidir. Sadece günü yaşayarak, sadece günü kurtararak, sadece günü önemseyerek geleceğimize güvenle bakamayız. Elbette önceliklerimiz olacak. Dün önceliğimiz, can ve mal güvenliğimizi tehdit eden terördü. Dün önceliğimiz, egemenlik haklarımızı ve millî çıkarlarımızı hiçe sayan, istiklalimizi ve istikbalimizi hedef falan kuşatmalardı. Dün önceliğimiz, bizi çoluğumuzun çocuğumuzun, annemizin-babamızın karşısında boynu bükük bırakan, nafaka aramaya gurbete çıkmaya mecbur bırakan işsizlikti. Dün önceliğimiz, teröre ve işsizliğe kalıcı çare bulunmasına mani olan siyasi istikrarsızlıktı, iç huzursuzluklardı, iç kavgalardı. Dün önceliğimiz, hayatımızın dört bir yanını saran yokluklardı, mahrumiyetlerdi. Ülkenin bir ucundan diğer ucuna gitmenin eziyet, şehir içinde herhangi bir yere ulaşmanın çile, çağın nimetlerinden yararlanmayı sağlayacak hizmetlere sahip olmanın lüks olduğu devirlerden geçtik.

Musluktan akan suyun, tavanda yanan lambanın, konuşacak telefonun, bayramlarda yeni kıyafet sahibi olmanın, kışı geçirecek nevaleyi temin edebilmenin en büyük sevinç sebebi sayıldığı dönemler yaşadık. Bugün ise artık ülke geneline yaydığımız anasınıfından üniversiteye kadar her seviyedeki eğitim kurumumuzla, dünyanın imrenerek baktığı şehir hastanelerimizle, neredeyse 5 kat artırarak uzunluğunu 28 bin kilometreyi geçirdiğimiz bölünmüş yol ayağımız ve sayısını 56’ya çıkardığımız havalimanlarımızla, 3 kat artırarak 100 bin megavata yükselttiğimiz kurulu enerji gücümüzle, yüz binlerce aileyi ev sahibi yaptığımız toplu konut projelerimiz, şehirlerimizi donattığımız millet bahçelerimizle, yerli ve millî katkı oranını yüzde 80’lere doğru taşıdığımız savunma sanayimizle, dünyada erişmedik yer bırakmayarak 225 milyar dolara çıkardığımız ihracatımızla, misafir kapasitesini 5 kat artırarak 55 milyona vardırdığımız turist ağırlama altyapımızla, yıllık ortalama yüzde 5’in üzerinde gerçekleşen büyüme oranımızla hedeflerine doğru hızla ilerleyen, dünyanın en büyük 10 ekonomisi olma yolunda son dönemece giren bir Türkiye’de yaşıyoruz.”

 “İSTİHDAM VE İHRACATTA REKOR ÜSTÜNE REKOR KIRDIĞIMIZ BİR DÖNEMİ GERİDE BIRAKTIK”

Aziz milletim, bir kez daha altını çizerek ifade ediyorum; hükûmet olarak uyguladığımız ekonomi programının odağında vatandaşlarımızın işini korumak, bunun da ötesinde sürekli yeni iş alanları oluşturarak istihdamı geliştirmek vardır. Bugün 85 milyonluk bir nüfusa sahibiz. Nüfusumuz 20 yıl öncesine göre 20 milyon artarken, istihdama katılan kişi sayısı da 20 milyondan 34 milyona çıktı. Tarihimizin en yüksek işgücüne katılım oranına ulaşırken, istihdamı 19 milyondan 30 milyonun üzerine çıkarttık. Hatırlarsanız salgının ilk aylarında işgücüne katılım 29 milyona, istihdam 25 milyona kadar gerilemişti. Dünyanın panikle içine kapandığı bu dönemde biz farklı bir politika izleyerek üretimi ve bireyleri destekledik. Faiz tartışmaları ve kur dalgalanmalarının yol açtığı sıkıntılara rağmen bu politikadan taviz vermedik. Yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla hedefli ekonomi programımızı ısrarla ve kararlılıkla uygulayarak salgının ilk aylarındaki kayıpları hızla telafi etmekle kalmadık ötesine de geçtik. Dünya küçülürken biz büyüdüğümüz, istihdam ve ihracatta rekor üstüne rekor kırdığımız bir dönemi geride bıraktık.

Netice itibarıyla, hükûmetlerimiz döneminde 11 milyonun üzerinde insanımıza çalışacak iş sağladık, geçinecek gelir temin ettik. Bahar mevsimiyle birlikte canlanacak turizm, inşaat ve tarım sektörleri istihdamı daha da yukarıya taşıyacaktır. Elbette hayat pahalılığının yol açtığı sıkıntılar vardır, elbette sokakta, tezgahta, vitrinde canımızı yakan fiyat artışları vardır, emin olun bunların hepsi de gececidir, konjonktüreldir, bu döneme mahsustur.

Asgari ücretten memur ve emekli maaşlarına kadar tüm çalışanların gelirlerinde yüksek oranlı artış yaparak, esnaf ve sanatkârlarımızı kredi paketleriyle destekleyerek hayat pahalılığının insanlarımızın üzerindeki yükünü azaltmanın gayreti içindeyiz.

Ancak, bunları konuşurken şu gerçeği de kesinlikle gözden kaçırmamalı, aklımızdan çıkarmamalıyız: Alım gücündeki düşüş bir süre sonra telafi edilebilirken, kaybedilen işin, kaybedilen huzurun, kaybedilen vaktin geri kazanımı çok daha zordur. Böyle dönemlerden asıl olan, çalışacak iş, hayatını sürdürecek gelir sahibi olmaktır. Asıl olan, kendine ve ailesine karşı mahcubiyet yaşamamaktır. Asıl olan, nice krizler, nice sancılar içinde kıvranan bölgemizde başı dik durabilmektir. Asıl olan, geleceğe umutla bakabilmeyi sürdürecek zemini kaybetmemektir. Bunun için fabrikaların çalışması, esnafın dükkanının açık kalması, toprağın ekilmesi, yolların yük taşıyan kamyonlarla dolu olması, emlak ve araç satışlarının sürmesi, hayatın canlı şekilde akışı çok önemlidir. Şayet buralarda bir tıkanıklık, gerileme, çöküş yaşanırsa,  işte o zaman felaket kapımıza dayanmış demektir. Hamdolsun, böyle bir tabloyla karşı karşıya değiliz. Halihazırdaki en önemli sorumuz yüksek enflasyondur. İnşallah onun da üstesinden her geçen ay inişini görerek geleceğiz.” (KAYNAK: CUMHURBAŞKANLIĞI İNTERNET SİTESİ)

 


Haber Kaynak : HABER MERKEZİ

"TORBACI YAKALAMAKLA UYUŞTURUCU BELASI ÇÖZÜLMEZ"

CHP’Lİ TANAL, "MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI ATAMA SÖZÜNÜ TUTMADI!"

Tülay Hatimoğulları Hatay'daki hava kirliliğini sordu

BAE'den ithalata vergi muafiyeti

Kılıçdaroğlu, 'Filenin Sultanları'nı Kutladı

Erdoğan, 30 Ağustos Zafer Bayramı Özel Konseri ve 100. Yıl Marşı Tanıtım Programına katıldı

CHP Adana İl Örgütü Zafer Bayramını kutladı

Kılıçdaroğlu: "Milletimizin 30 Ağustos Zafer Bayramı'nı Yürekten Kutluyorum"

Ayhan Barut'tan narenciye üreticisi ve ihracatçısı için 3 bin lira destek talebi

Hasan Efe Uyar: "İktidar Vatandaşa 7 Ayda 22 Milyar Ceza Kesti"

Kılıçdaroğlu: “Türkiye Uyuşturucunun Pazarı Haline Geldi"

Emep'li Demir,"işçilere istifa baskısı uygulanıyor"

Mustafa Oğuz Yiğit: “AK Parti'nin Tarım Politikaları Çiftçiyi İflasa Sürüklüyor”

CHP’Lİ SÜMER,“ADANA’DA DEPREMİN YARALARI KAPANMIYOR”

CHP’li Bulut, “Ballı Maaşlara Devam “

“Malazgirt, Anadolu’daki siyasi hükümranlığımızın kapılarını açmıştır”

CHP'li Şevkin'den Hatay için, bakanlara soru yağmuru

Gürer: “Faiz artışı işsizliği tetiklerse, iş kötü…”

Ayhan Barut, anız yangınlarına kesin çözüm istedi

ERDİL DEDEOĞLU CHP CEYHAN İLÇE BAŞKANLIĞINA ADAYLIĞINI AÇIKLADI

  • BIST 100

    9915,62%2,05
  • DOLAR

    32,42% -0,15
  • EURO

    34,65% -0,66
  • GRAM ALTIN

    2439,28% 0,14
  • Ç. ALTIN

    3999,24% 0,19
  • Pazartesi 30.8 ° / 18.3 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Salı 27.1 ° / 18.7 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Çarşamba 30.1 ° / 19.3 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı