Erdoğan,  Kabine toplantısı ardından yaptığı açıklamada, “Enflasyon ile sonuçlanan ekonomik sıkıntılar elbette ki vardır. Enflasyonun olduğu yerde üretim azalacağı için dengeler bozulur. Sadece kura bağlı olarak fiyatı artan ürünler üretimi etkilemez. Kurdaki rekabet gücü yatırımda, üretimde ve istihdamda artışa yol açar” demiş, geçtiğimiz hafta içerisinde Merkez Bankası’nın yeniden faiz indirimi kararı alması üzerine döviz kurunda yaşanan artış ve paralelindeki gelişmeleri değerlendirirken, “Faiz nedendir, enflasyon sonuç” şeklinde özetlediği faiz karşıtı tutumunu koruyarak  döviz kuru artışını ise “Türkiye üzerindeki oyun” şeklinde sıkça dile getirdiği uluslararası politik hamle yaklaşımıyla yorumlamıştı.

Döviz kuru artışını “rekabet gücü” olarak nitelendiren Erdoğan, “Kurdaki rekabet gücü yatırımda, üretimde ve istihdamda artışa yol açar. Ülkemizde yaşanan tam da budur” ifadelerini kullanmıştı.

Erdoğan, “Bireylerin döviz borcu değil, bankalarda, yastık altında ciddi bir döviz varlığı vardır. Bankalarımızın açık pozisyonları bulunmuyor. Önemli olan burası. Bütçe performansımız oldukça yüksek seviyededir. Büyük altyapı projelerimizi önemli ölçüde bitirdiğimiz için yatırımlarda kullanmak için acil finansal ihtiyacımız kalmadı” demişti.

YILBAŞI’NDAN BU YANA TL’NİN DEĞER KAYBI YÜZDE 35

Dünyanın pek çok ülkesi faiz artışı ya da desteklerini çekme eğilimine girerken, Türkiye'de faizlerin dünyanın aksine düşürülmesiyle dolar/TL sert dalgalanmalarla birlikte 13,5 TL seviyesini aştı.

Erdoğan düşük faizlere ilişkin, "Bu politika ile biz ne yaptığımızı, ne için yaptığımızı, nasıl yaptığımızı hangi risklerle karşı karşıya bulunduğumuzu, sonunda ne elde edeceğimizi gayet iyi biliyoruz" derken, süreci "ekonomik kurtuluş savaşı" olarak niteledi.

Türk Lirası, ilk faiz indirimi sinyalinin verildiği Eylül ayı başından bugüne yüzde 26.2 değer kaybederken; yılbaşından beri değer kaybı ise yüzde 35 civarında.