Çulhaoğlu yaptığı konuşmada; “Küçük ve orta ölçekli işletmelerin vergi yükünü azaltacağız” dedi.

Çulhaoğlu, şunları kaydetti:

“Bütün Cumhuriyet Hükümetlerinin topladığı vergi 79 yılda 1.9 trilyon lira. Ak Partinin 18 yılda topladığı vergi 3.1 trilyon lira. Satıp savdığınız fabrikalar, kamu kuruluşları, özelleştirmeler, araziler de buna dahil değil. Türkiye’de gelir vergisi, kurumlar vergisi, işveren maliyetleri yüksek. Bütün bunların yanında dolaylı vergilerin de en yüksek olduğu ülkeyiz.

Milletimiz aynı zamanda Milli Gelire oranla dünyanın en pahalı akaryakıtını tüketiyor. Dünyanın en pahalı otoyol ve köprülerinden geçmek zorunda kalıyor. Satın aldığı telefonlar için yüzde 100 vergi ödüyor. Hattına ve internetine de yüzde 30’un üzerinde vergi ödüyor. Elektrik faturasında 5 kalem vergi ödüyor. Doğalgaz için yüzde 20 vergi ödüyor. Suya yüzde 40 vergi ödüyor. Vergilerden sonra elimize kalan paranın yarısını yine dönüp vergilere ödüyor. 2020 yılında gerçekleşen merkezi yönetim bütçesinde, gelir vergisinin toplam vergi gelirleri içindeki payı yüzde 19. Tevkif suretiyle toplanan gelir vergisinin, toplam gelir vergisine oranı ise yüzde 92,7. Bunun çoğunluğu da, ücretlerden kesilen vergiler.  Bu ibretlik tabloya göre; Milyonluk daireleri, villaları, lüks otomobilleri ve hatta yatları satın alanlar, bir asgari ücretli kadar bile vergi vermiyor. Dolaylı vergilerin, toplam vergi gelirleri içindeki payı, yüzde 70’e dayanmış durumda. Bilindiği gibi hayatımızda ÖTV diye bir kavram var. Peki ÖTV neden çıkartılmıştı, hatırlıyor musunuz? Lüks tüketim ürünlerini, sağlığa ve çevreye zararlı malları vergilendirerek, gelir adaleti sağlamak gerekçesiyle çıkartılmıştı. Sonra ne oldu? Ak Parti iktidarının olağanüstü vergi politikaları sayesinde artık ÖTV, vergi adaletsizliğinin en önemli araçlarından biri haline geldi. Çünkü iktidar gazozdan saç spreyine, buzdolabından çamaşır makinesine ve hatta çocuklarımızın bakım ve gelişimi için zorunlu olan ihtiyaçlara kadar hemen her şeyden Özel Tüketim Vergisi alırken, pırlanta ve elmas gibi değerli taşlarda, lüks yatlarda ve kürklerde, özel tüketim vergisini sıfırladı. Aynı durum temel ihtiyaçlarda da var. Ekonomik krizle boğuşan milletimiz faturalar nedeniyle, soğukta ve karanlıkta oturuyor. Son yaptığınız fahiş akaryakıt zamlarını güncelleme yaptık diye açıklıyorsunuz. Böyle devlet yönetilmez. Böyle beceriksiz kadrolarla Türkiye kalkınamaz

İYİ Parti iktidarında;

Faiz gelirleri başta olmak üzere, beyana tabi olmayan ve stopajın nihai vergilendirme olduğu menkul sermaye gelirlerinde beyan usulüne geçeceğiz. Kamunun büyük alt ve üst yapı yatırımlarından kaynaklanan değer artışları ile imar değişikliğinden kaynaklanan kazançları vergilendireceğiz. Gelir ve kurumlar vergisindeki istisna ve muafiyetleri azaltacağız. Özellikle Kurumlar Vergisi’nde, ciddi vergi kaybına neden olan uzlaşma müessesesini yeniden gözden geçireceğiz. Vatandaşlarımızın, hayatlarını sürdürebilmeleri için zorunlu olan ihtiyaçlarına ayırdıkları geliri vergiden muaf tutacağız.

Lüks tüketim mallarını yüksek, zorunlu tüketim mallarını düşük vergilendireceğiz. Bizim için üreten Türkiye demek daha çok istihdam demektir. O nedenle, vergi düzenlemelerini, üretimi, tasarrufu, yatırımı ve kalkınmayı, teşvik edecek şekilde planlayacağız. Üretime destek amacıyla, ara mallar üzerindeki vergi oranlarını düşüreceğiz. Çiftçimizin mazotundan alınan ÖTV’yi kaldıracağız. Çok parçalı ve karmaşık olan istihdam teşviklerinde sadeleştirmeye gideceğiz.  Buradan oluşturacağımız kaynakla, çalışanlar üzerindeki vergi ve prim yükünü herkes için azaltacağız.  Ticaretin önünde engel olan değişik isimlerdeki harçlar başta olmak üzere işlem vergilerinde indirime gideceğiz. Üreticiler için büyük bir finansman sorunu haline gelen katma değer iadelerindeki tıkanıklığı çözeceğiz. KOBİ’ler kalkınmanın itici gücü olacak.  

"Küçük ve orta ölçekli işletmelerin vergi yüklerini azaltacağız."

Çevreye duyarlı ve israfı önleyici vergisel tedbirler alacağız. Vergi tabanını genişleterek hem vergi kaçakçılığını önleyeceğiz, hem de vergilerin gelir dağılımı üzerindeki olumsuz etkilerini azaltacağız. Getireceğimiz İyileştirilmiş ve Güçlendirilmiş Demokratik Parlamenter Sistem Sayesinde toplumun tüm kesimlerini rahatlatacağız.”

(vş)