Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ile Çin arasındaki ilişkiler, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının başlamasından bu yana gündemde.

Bu ilişkilere olan ilgi, WHO ve Çin’in koronavirüsün kökeni konusunda yaptığı ortak araştırma raporunun açıklanmasıyla daha da arttı.

WHO, yüzyılın en kötü salgını haline gelen koronavirüs konusunda ilk günden itibaren Çin’e karşı çok hoşgörülü olmakla suçlandı.

WHO’ya bağlı uzman ekiplerin Wuhan’da yaptığı araştırma sonrasında bugün ortaya çıkan sonuca göre, virüsün nasıl yayıldığını içeren ihtimaller arasında bulunan ‘başka bir hayvan vasıtasıyla yarasalardan bulaşması’ en yüksek ihtimal.

Raporda, virüsün laboratuvardan sızması ‘son derece düşük bir ihtimal’ olarak değerlendirilirken, dondurulmuş gıdalardan virüsün bulaşma ihtimali ise ‘mümkün’ olarak görüldü.

İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) İcra Direktörü Kenneth Roth, WHO’yu Çin ile ‘kurumsal suç ortaklığı’ yapmakla suçlayarak, “WHO, bir kurum olarak Çin’in virüsün insandan insana bulaşmasını gizleme şeklini veya hala kanıt sunmayı reddetmesini eleştiren herhangi bir şey söylemedi. İhtiyacımız olan şey, Çin’in gerçeği gizleme çabalarına boyun eğmeye devam etmek yerine, dürüst ve katı bir soruşturma yürütmek” dedi.

WHO’nun en büyük eleştirmeni, onu ‘Çin’in elinde bir kukla’ olarak nitelendiren eski ABD Başkanı Donald Trump oldu.

ABD Başkanı Joe Biden ise, Cenevre merkezli organizasyona yeniden katılmasına rağmen, eleştirilere son vermedi.

Çin’in Cenevre’deki Birleşmiş Milletler (BM) Büyükelçisi Chen Xu, suçlamaların temelsiz olduğunu söyleyerek, “Çin ve Dünya Sağlık Örgütü arasındaki işbirliği son yıllarda iyi gidiyor” dedi.

Avrupa Birliği’nin (AB) Cenevre’deki Birleşmiş Milletler Büyükelçisi Walter Stevens ise, “Sorun, Çin’in davranışıyla değil, WHO’nun ağırlığı ve etkileme kabiliyetiyle ilgili. Bu bağlamda Çin’in WHO’ye kontrol ettiği fikrine kesinlikle katılmıyorum” şeklinde konuştu.(KAYNAK:ŞARKUL AVSAT)