CHP İstanbul Milletvekili ve Genel Başkan Koordinatör Başdanışmanı Erdoğan Toprak, TBMM’deki iktidar ittifakının ürpertici iddiaların, suikastların üstünü örtmeye çalıştığını belirterek; “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhuriyet Meclisi ise ana muhalefetin verdiği önergeyi oy birliği ile kabul ederek gazeteci Kutlu Adalı suikastının araştırılmasını kararlaştırdı. İktidar ittifakının oylarıyla TBMM’yi vesayet altına almasına karşı demokrasiye inanan milli iradenin temsilcilerinin nasıl davranması gerektiğini gösterdi” dedi.
CHP’li Toprak, son dönemde ortalığa saçılan vahim iddialar, ithamlar ve kirli ilişki ağlarının üzerine gidilmesi yerine iktidarın gücünü ve enerjisini bataklığın üstünü örtmeye harcadığını ifade ederek şu görüşleri dile getirdi;
“Gerek Türkiye’de gerekse KKTC’de gündemi sarsan bazı faili meçhul gazeteci suikastlarıyla ilgili oldukça vahim bir iddia ve iki isim gündeme geldi. Birisi Türkiye’de gazeteci Uğur Mumcu suikastı diğeri KKTC’de gazeteci Kutlu Adalı suikastı. Her iki isimde ülkelerinde yolsuzluk, rüşvet, kirli ilişkiler ağının ve terör bağlantılarının, uyuşturucu organizasyonlarının üzerine giden, açığa çıkarılması için çaba gösteren, kamuoyunu bilgilendirme amacıyla meslek namuslarının gereğini, ilkelerini yerine getiren isimlerdi. Mumcu suikastı konusunda ne iddiaların ne de olayın üzerine gidildi. KKTC Cumhuriyet Meclisi ise faili meçhul diye 1996’da kapatılan Kutlu Adalı suikastıyla ilgili gelişmeler üzerine milli iradenin temsilcisi olarak, toplumun adalet beklentisinin karşılanması, karanlığın aydınlatılması için harekete geçti. 
Türkiye’de Cumhurbaşkanı Erdoğan 25 gün susmayı tercih ederken, kendisi konuşmayınca kimse konuşmazken, KKTC’de Cumhurbaşkanı da dahil iktidarı ve muhalefetiyle tüm siyasiler, liderler, barolar, medya, yargı suikastın aydınlatılması için ayağa kalktı. Üstelik KKTC meclisinde muhalefette olan CTP’nin verdiği Meclis Araştırması önergesi OY BİRLİĞİ ile kabul edilerek Kutlu Adalı Suikastını Araştırma Komitesi kuruldu. 
Bu adım ve oy birliği ile alınan karar, adalet duygusunun yeşertilmesi, toplumun seçtiği temsilcilerine güven duyması ve hukuksuzlukların gizli kalmayacağı duygusunun pekişerek güçlenmesi yanında demokrasi adına çok önemli bir adımdır. Geçen yıl 100’üncü yaşını kutlayan ‘Gazi’ unvanlı TBMM’de, iktidar ittifakının kaldırdığı ellerle milletin iradesi vesayet altına alınarak, muhalefetin tüm araştırma, soruşturma önergelerinde olduğu gibi İçişleri Bakanı hakkındaki iddiaların araştırılması da reddedildi. 
Ancak millet tüm olanların, gerçeklerin farkında. Kendi iradesiyle, oylarıyla seçtiği temsilcilerinin kendisi için değil, kimler için çalıştığını görüyor. Her şeyin üstünü örterek kara düzeni sürdürmek isteyenlerin kimler olduğunu biliyor. Herkes, 84 milyonluk Türkiye, Anadolu’da, yurt sathında muhalefete saldırıları övüp, tehditle halkın sesini kısmak isteyenlerin, milletin meclisinde de sayısal üstünlükleriyle adaleti engellediğini, hukuksuzlukları gizlediğini, sorumluların hesap vermesinin yollarını kapatmaya çalıştığının farkında. 
Türkiye ve KKTC yurttaşı iki gazeteciye suikast konusunda TBMM’deki iktidar ittifakı ile KKTC Meclisi’nde ortak akıl ve oy birliğiyle sergilenen tutum, milli iradeye vesayet zihniyetiyle demokratik siyaset farkını apaçık ortaya çıkarttı. Asırlık TBMM, 38 yıllık KKTC meclisinin sergilediği cesareti, demokratik tavrı, adaletin tecellisi için vicdanların huzura kavuşması yaklaşımını gösteremedi. KKTC Meclisi TBMM’ye demokrasi dersi verdi.”

(vş)