CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztunç'un Hatay'da 5 Eylül 2020 tarihinde başlayan ve halen kontrol altına alınamayan orman yangınıyla ilgili yaptığı yazılı basın açıklaması şöyle:
Hatay Samandağ Batıayaz Yeniköy civarında 5 Eylül 2020 saat 10:40 itibariyle başlayan yangın halen devam ediyor. 4 gündür süren yangının halen kontrol altına alınamamış olmasını kaygıyla izliyoruz. 
Tarım ve Orman Bakanı Pakdemirli’nin 7 Eylül 2020 tarihli açıklamalarına göre 2 uçak, 15 helikopter, 211 arazöz, 14 dozer, 45 teknik eleman, 884 personelle yangına müdahale edilmeye çalışılıyor. 
Bakan Pakdemirli’nin 6 Eylül 2020 tarihli açıklamasında, “Şu an Antakya ilçesi, İçmeler, Kisecik ve Karlısu mahallelerine yangın ulaştı. Yaylacık ve Kisecik mahallelerinde birer samanlık bir miktar zarar gördü. Bunlara da müdahale edildi. Şu an yerleşim yerleriyle alakalı önemli bir tehdit bulunmuyor, ekipler yerleşim yerlerinin etrafında konuşlandılar” demiştir. 
Gaziantep-Kahramanmaraş-Mersin gibi bölgelerden takviye ekipler getirilmesine rağmen, yangın kontrol altına alınamamıştır. 
İlk belirlemelere göre, ziraat alanı dahil yaklaşık 4.000 hektarlık bir alan yanmıştır. Yangına bir an önce müdahale edilemezse, can ve mal kaybının artacağı endişesini taşıyoruz. 
Bakan Pakdemirli’nin açıklamalarının aksine yangının 4. güne rağmen halen söndürülememiş olması, yangın yönetim planlarının eksikliğinden kaynaklanmaktadır. Orman yangınları nedeniyle her sene binlerce herktarlık alanlık ormanlarımız yok olmaktadır. Buna rağmen, orman yangınları etkin olarak soruşturulmamakta, faili meçhul denilerek geçiştirilmektedir. 
Yangın yönetim süreçleri şeffaf olarak yönetilmemekte, resmi internet sitesinde sürekli yangın sayısı 200 olarak gösterilmektedir. Yangın yönetiminin kamu eliyle yürütülmesi, denetimlerin sıklaştırılması, yangın sebeplerinin etkin olarak araştırılması gerekirken; yangın söndürme işleri özelleştirilmeye çalışılmaktadır. Türk Hava Kurumu, kayyum eliyle etkisiz hale getirilmekte, orman yangın söndürme ihaleleri mimarlık ofislerine verilebilmektedir. Ormanlardaki yabani hayatı sonlandırılmakta, av turizmi vb. isimler altında katledilmektedir. Islah çalışmaları adı altında ormanlarda kaçak kesimler yapılmaktadır. 
İşte, orman idaresi ve yönetimindeki yanlış ve kötü niyetli politikalar, denetimsizlik çıkan yangınların boyutunu arttırmaktadır. Yangın sonrasında, kontrol altına alındığı yönünde açıklamalarda bulunan, sorunu yurttaşta arayan yönetim anlayışı, Hatay’daki yangının önüne geçememektedir. Bu nedenle, Bakan’ın sağduyu çağrılarına değil, orman yangınları üzerinde yoğunlaşmasına ve bu süreçleri kontrol altına almasına ihtiyacımız var. 
Bakanın açıklamalarının aksine, kontrol altına alınamayan yangın Hatay merkezinin kapısına dayanmış haldedir. Söndürülemeyen yangın, daha şimdiden o bölgedeki ormanlık alanın 1/5’ini yok etti. Yangının söndürülmesi için gereken tüm müdahaleler yapılmalı ve sorumlular bir an önce bulunmalıdır.
YANGINDAN ZARAR GÖREN ALANLAR
Tarım ve Orman Bakanlığı’nın istatistiklerine göre, 2019 yılında çıkan 2688 adet yangında toplam 11332 hektarlık alan orman alanı zarar görmüştür.  

Bu tablo, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın resmi istatistiklerinden alıntılanmıştır.
ORMAN YANGINLARININ ÇIKIŞ NEDENLERİNE GÖRE DAĞILIMI
Bilançoya göre, 2019 yılında çıkan 2688 yangından, 124’ü kasıtlı çıkarılmış, 883’ü ihmal yüzünden, 372’si doğal nedenler sonrasında çıkmıştır. Bilançoda, 1309 adet yangın için ise “faili meçhul” kategorisi kullanılmıştır.  

Bu tablo, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın resmi istatistiklerinden alıntılanmıştır.
Anayasa’nın 169. Maddesi gereğince, “Ormanları yakmak, ormanı yok etmek veya daraltmak amacıyla işlenen suçlar genel ve özel af kapsamına alınamaz.” Anayasa, orman yakma suçuna karşı yaptırımlarla ilgili bu hükmü düzenlemiş iken, çıkan yangınların çıkış nedenlerinin ezici çoğunluğunun faili meçhul olarak sayılması, orman yangınlarının sebeplerini ve sorumlularını ortaya çıkarmamaya yönelik bir eğilime işaret etmektedir. Bu durum, orman yönetimindeki eksiklik ve yanlışlıklar kadar, denetimsizliği de ortaya koymaktadır. 
KURUMLARIN SORUMLULUKLARI
Anayasa’nın 169. Maddesi gereğince, Devlet, ormanların korunması ve sahalarının genişletilmesi için gerekli kanunları koyar ve tedbirleri alır. Yanan ormanların yerinde yeni orman yetiştirilir, bu yerlerde başka çeşit tarım ve hayvancılık yapılamaz. Bütün ormanların gözetimi Devlete aittir.”
Yangın öncesinde hava koşullarının ısı ve nem noktasında kritik eşiklerin altına düştüğü, zor bir coğrafya olduğu göz önüne alındığında yaz aylarında yaşanan yangınlar mevsimsel koşullar bakımından sürekli bir tehdit unsuru oluşturduğundan, yangın öncesinde gerekli tedbirlerin ve denetimlerin yetersizliği anlamı çıkmaktadır.
Yangın öncesinde; yangının bir risk olarak her zaman göz önünde bulundurulması ve bu riskin gerçekleşmesini önleyecek, gerçekleşmesi durumunda sürecin nasıl yönetileceğine ilişkin yönetim planları oluşturulmalıdır. Bu bağlamda, yangın sebepleri araştırılırken, yangına neden olan denetimsizlik ve/veya ihmale ilişkin de soruşturma yapılmalıdır. 
Tarım ve Orman Bakanlığı’na ait resmi internet sitesi ve Orman Genel Müdürlüğü resmi internet sitesinde yaptığımız araştırmalarda; Hatay ilini de içine alan Kahramanmaraş Orman Bölge Müdürlüğü’nün “orman yangını yönetim planınına” erişilememiştir. Dahası, internet sitesinde yer alan yangın yönetim planları, çok az sayıda orman işletme müdürlüğüne ait.
Kamuoyu nezdinde, büyük güvensizlik oluşturan, imara açılacak, orman vasfı değiştirilecek, tekrar ormanlaştırılmayacak gibi kaygılara neden olan, ki resmi istatistiklerde büyük çoğunluğu faili meçhul olarak nitelendirilen orman yangınlarına ait yangın yönetim planlarının internet sitesinde olmaması, öncelikle gerçekten böyle bir planları yok mu sorusunu ortaya çıkarmaktadır. İkinci olarak da, kurumun orman yönetimini, orman yangınları ile mücadeleyi şeffaf olarak yürütmediğini ortaya koymaktadır. 
Gösterilen bu ihmal, yurttaşların ve orman canlılarının sağlık, can ve mal güvenliği açısından korku ve endişe duymalarına neden olmaktadır. Yangın ile etrafa dağılan zararlı gazların bölgenin ikliminde yaratacağı değişiklik, bölgede yaratacağı kirlilik bölgenin sağlık ve ekonomik koşullarını da olumsuz yönde etkileyecektir.
ÖNERİLER
1.) Anayasanın 169. Maddesi gereğince, yanan orman yerlerinde, yeni orman yetiştirilmeli, bu alanlarda kesinlikle başka bir faaliyete izin verilmemeli, imara açılmamalı, yapılaşmaya izin verilmemelidir.
2.) Yangının sorumluları etkin bir biçimde araştırılmalı, yargı makamları önüne çıkarılmalıdır. 
3.) Orman alanlarındaki denetimler arttırılmalıdır. 
4.) Orman yangınını engelleyici bir öntedbir olarak, ormanlık alanlarda insan eli ile oluşabilecek yangın ve diğer zararlara karşı önleyici denetim mekanizmaları güçlendirilmelidir. Orman yangınlarında görev yapacak personellere yangınla mücadele konusunda gerekli eğitimler verilmeli, ormanlara yangın gözetleme kuleleri yapılmalı, yangın riskinin yükseldiği kurak mevsimler de koruyucu tedbirlere özen gösterilmelidir.
5.) Orman yangınlarının makul sürede kontrol altına alınmasını sağlayacak ve daha geniş alanlara yayılmasını önleyecek stratejiler oluşturularak, buna yeterli ekipman ve personel bulundurulmalıdır. Bu yeterliliğe sahip olmayan özel firma ile yapılan sözleşme feshedilmeli ve orman denetimleri kamu eliyle yürütülmelidir. "

(VŞ)