CHP Genel Başkan Yardımcısı Yunus Emre Koronavirüs sonrası, normalleşme dönemine ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, iktidar tarafından alınması gereken tedbirlere değindi. 
Normalleşmenin en başta ekonomiden geçtiğini ifade eden Emre, “bu süreçte çok büyük zarara uğrayan başta üretim süreci aktörlerinin desteklenmesi ve hane halkının gelir kaybının telafi edilmesi gerekir. Ancak böylelikle salgın döneminin yaralarının sarılması, ekonomik ve toplumsal hasarların onarımı mümkün olabilir. Üretim çarklarının dönmesi ve işsizlerin istihdam edilmesi ve vatandaşın işe ve aşa kavuşması ile normalleşme mümkün olabilir” dedi.
DESTEK PAKETLERİNDEN YARARLANAMAYAN KAYIT DIŞI İSTİHDAMDAKİLER GÖZETİLMELİ
İktidarın normalleşmeyi sadece sokağa çıkma, şehirlerarası geçişleri kademelendirmek gibi güvenlik tedbirlerinin ötesinde konuya bütüncül bir makro ekonomik bir yaklaşımla ele alması gerekliliği belirten Emre şöyle dedi; “Koronavirüs salgını sonrası normalleşme sürecinde işyerini açamayan, işine gidemeyen, evine ekmek götüremeyen vatandaştan böyle bir ortamda normalleşme beklemek normal bir durum değildir. Ekonominin aktörleri desteklenir, üretim çarkları döndürülürse normalleşme başlayabilir. Ayrıca bu süreçte en büyük zararı gören ve hiçbir ekonomik-sosyal destek paketinden yararlanamayan kayıt dışı istihdamda olup işinden olanlar için de gerekli adımlar unutulmamalıdır. Yine normalleşmenin en önemli adımını oluşturacak şekilde ailelere insanca bir gelir sağlanır ve garanti altına alınırsa normalleşme de o kadar hızlı olacaktır.”
İKTİDAR TÜM BELEDİYELERE NORMAL BAKMALI
İktidarın normalleşme sürecinde yapması gereken bir diğer temel konunun da yerel yönetimler ilişkisi olduğunu ifade eden CHP’li Emre; “salgın sürecinde maalesef iktidar salgınla mücadelede, işini-aşını kaybeden vatandaşına yardımcı olmaya çalışan, kendi yerelinde komşusuna destek vermek isteyen belediyelere türlü türlü engeller çıkardı” dedi. Emre sözlerinin devamında şöyle söyledi: “Oysa salgının başından beri ‘salgın küresel, mücadele ulusal’ olduğunu vurgulayan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın aksine iktidar, bu mücadeleyi de ayrıştırdı, kutuplaştırdı. Belediyelerin yaptığı büyük özverilerle hazırladığı kampanyaları engellemeye çalıştı. Belediyelerin yardımlarını, ‘paralel devlet’ gibi akıl dışı açıklamalarla vatandaşa ulaştırılmasını engelledi. İdare hukukumuzun bazı temel ilkelerini hatırlamamız gerekiyor. İdare, kuruluş ve görevleriyle bir bütündür ve kanunla düzenlenir. Kamu hizmetleri ‘genel’ ve ‘yerel’ nitelikte olmak üzere ikiye ayrılır. Devlet, ulusal sınırlar içinde yaşayan halkın ortak ihtiyaçlarını karşılamakla yükümlüdür. Bu türden kamu yönetiminin temel kuralları anayasamızda belirtilmiştir. Şimdi, normalleşme adımlarının atılmaya çalışıldığı yeni dönemde, iktidar, basiret gösterip bu hatalarından dönemli tüm belediyelere destek olmalı, hiçbir ayrım yapmaksızın hepsine ‘normal’ bakmalıdır!”
HANE HALKI GELİR KAYIPLARININ ÖNLEYECEK TEDBİRLER ALINMALI!
Açıklamasında, salgında ikinci dalgaya ve son günlerde artan döviz kuruna da dikkat çeken Emre; “iktidar normalleşme sürecinde vatandaşların ikinci dalgadan korunması başta olmak üzere, döviz kurlarının neden olacağı hane halkı gerçek gelir kayıplarını önleyecek tedbirleri ivedilikle almalıdır. Bu yaşanılan deneyimle birlikte olağanüstü dönemler olağanüstü tedbirleri gerektirir düşüncesiyle tüm ailelere gelir garantisinin getirileceği çalışmalar ivedilikle yapılmalıdır. Aksi halde toplumsal ve ekonomik kriz ortamı daha da derinleşebilir. Bu da normalleşme sürecini sekteye uğratabilir. Gerekli tedbirler alınmazsa zor koşullarda olan, son üç ayda da çok daha zorlanan vatandaşımızın sıkıntıları içinden çıkılamaz, altından kalkılmaz boyutlara gelecektir” dedi.
NEREDE VİCDAN NEREDE ADALET, NEREDE SOSYAL DEVLET?
Açıklamasının sonunda ödeme garantili yapılan köprü ve otoyollara da değinen Yunus Emre sözlerini şöyle sonlandırdı: “Salgın ile mücadele kapsamında uygulanan sokağa çıkma ve seyahat kısıtlaması ile köprü ve otoyollardan geçiş yok denecek kadar düşmüştür. Buna karşı devlet bu köprü ve otoyollara, garanti edilen sayılar üzerinden bu firmalara ödeme yapmaya devam etmektedir. Sonuçta faturayı yine milletimiz ödemektedir. Koronavirüs ile mücadelede küçük-büyük demeden toplumun tüm kesimleri fedakarlık yaparak ödemleri öteleyerek, erteleyerek nefes almaya çalıştı. Ama bu ayrıcaklı bir avuç firma, üstünden geçilmeyen köprünün, sürülmeyen otoyolunun parasını almaya devam edecekler… hem de dolar cinsinden! Saray çevreleri bunu daha ne kadar görmezden gelecekler? Bu zor dönemlerde vatandaş, bin bir özveri ile yaraların sarılmasına destek olmaya çalışıp fedakarlık yapacaklar… ‘bu beşi birlik’ gibi her büyük ihalenin sahibi, saray çevresi firmalar, memleketin bu zor dönemlerinde paralarını, hem de dolar üzerinden çatır çatır almaya devam edecekler! Nerede vicdan nerede adalet, nerede sosyal devlet?”

(vş)