16.02.2023 12:32:00 515 0

"BUNDAN SONRA NE YAPMALI?"

Uluslararası Mühendis Erhan Mataracı,"Problemin kaynağı ekonomi ve eğitime gidiyor. Evet bazı müteahhitler kasıtlı olarak kusurlu yapı inşa etmiş olabilirler ama bu risklerin de Dünya’nın en gelişmemiş ülkelerinde bile uygulanan ç

Yıkılan ve hasarlı yapıların müteahhitleriyle ilgili soruşturmalar sürerken Uluslararası Mühendis Erhan Mataracı Türkiye’nin inşaat sorununu ve çözümlerini tek tek anlattı. 
Şu ana kadar35 bin vatandaşımızın hayatını kaybettiği 80 bin 278 vatandaşımızın da yaralandığı depremin ardından en çok tartışılan müteahhitler oldu. Şehirlerin yeniden inşasının katı bir uygulamayla yapılıp sadece yıkılan binaları yapanları değil, imzayı atanların da tutuklaması gerektiği görüşü dillendirilmeye başlarken uluslararası mühendis Erhan Mataracı, dünyadan örneklerle projelerin nasıl olması gerektiğini aktardı.

"MÜTEAHHİTLERİN YAPI DENETİM FİRMASIYLA ANLAŞTIĞI TEK ÜLKE TÜRKİYE"

İnşaat projelerinde Dünya’nın her yerinde geçerli olan bazı kurallar ve bir hiyerarşi olduğunu belirten Mataracı,  “İşin sahibi olan kurumlar işin tamamını veya belli kısımlarını firmalarla sözleşmeler imzalayarak yaptırırlar. Hemen hemen her yerde, bir de üçüncü taraf gözetim kuruluşu denen kuruluşlar olur ve bunlar işin sahibi tarafından tutulurlar ve işin proje aşamasından başlarlar ve teslimatın sonuna kadar her aşamayı tek tek kontrol ederler. Türkiye üçüncü taraf kontrol kuruluşlarının işi yapan müteahhitler tarafından tutulduğu ve parasının ödendiği tek ülkedir diyebiliriz. Normalde bu firmalar işin sahibinin, işi yapanı kontrol etmesi amacıyla ayrı bir ihaleyle kararlaştırılmalıdır” diyor.

"PARAYI VEREN DÜDÜĞÜ ÇALIYOR"

Müteahhitlerin yapı denetim firmalarıyla anlaşma imzalamasının sakıncalarına vurgu yapan Erhan Mataracı, “Parayı veren düdüğü çalışıyor, müteahhit kontrolcü kuruluş karşısında istediği yaptırım gücüne sahip oluyor. Maalesef üçüncü taraf kuruluşlar da yeterli bilgiye genelde sahip değiller” diyerek inşaat projelerinde denetim mekanizmalarının bu yöntemle fiilen devre dışı bırakıldığını belirtiyor.  

"IRAK BİLE BİZDEN İYİ DENETLİYOR!"

Uluslararası mühendis Erhan Mataracı’nın Türkiye’deki inşaat projeleriyle dünyadaki projeler arasında karşılaştırma yaptığı bölümde listesine Almanya, Amerika, Japonya gibi mühendisliğin ilerlemiş olduğu ülkeleri almadan aktardığı bilgilere göre ülkemizde denetim mekanizmasının üçüncü dünya ülkeleri seviyesinin de altında olduğu ortaya çıkıyor.  Mataracı’nın Irak, Moritanya ve Afganistan’dan verdiği örnekler Türkiye’den ne kadar ileri düzeyde olduğu gerçeğini gözler önüne seriyor.

İŞTE O ÖRNEKLER: 
IRAK: Uzun yıllar Irak’ın Basra şehrinde petrol boru hattı inşaatlarında çalıştım, bu projelerin ta başında kontrol personellerinin sahip olması gereken uluslararası sertifikalar çok net şekilde tanımlanmıştı ve bu sertifikasyon ve kalifikasyona sahip olmayan personeller kesinlikle çalıştırılmıyordu, sertifikası olanlarda İş sahibi şirket tarafından teste tabi tutuluyordu. Bu sertifikaların edinilmesi için yine uluslararası deneyimlere dayanarak geliştirilmiş standartlar konusunda ciddi bir bilgiye sahip olmak gerekiyor. Türkiye’nin son yıllardaki en büyük yatırımlarından olan bir Rafineri projesinde kalite kontrol yapan personeller ise sertifikaya sahip olmayı bir yana bırakın, işin hangi standartlara göre yapıldığını bile bilmiyordu. Bu projede işin sahibi firma yüklenicilerine böyle bir personel bulundurma şartı getirmemişti ve yüklenici de doğal olarak daha fazla para ödememek için sertifikasyon sahibi bir tane bile mühendis işe almamıştı. Zaten bu tip sertifikalara ve uluslararası standartlar konusunda bilgiye sahip mühendislerin hemen hemen tamamı yurtdışında projelerinde çalışıyorlar. 
MORİTANYA: Şu anda Moritanya’da bir proje yapıyoruz, filmlerimizde bile espri konusu olmuş bir ülkede iş yapmamıza rağmen 8 aydır hala projelerin hazırlanması aşamasındayız, inşaat kısmına yakında ancak başlanabilecek. Bu tip bir proje bu kadar zamanda Türkiye’de testleriyle birlikte çoktan teslim edilirdi. Projenin Tunuslu müşavir firması çok ciddi bir deneyime sahip, her personelinin en az 3 dil konuştuğu, deneyimle değil, uluslararası standartlarla ve teknik dokümanlarla konuşan bir ekipten oluşuyor. Anlayacağınız iş şansa veya şahısların deneyimine bırakılmıyor, Dünya’nın her tarafında deneyimlenmiş mühendislik temellerine göre şartlar oluşturulmuş ve işin içindeki bütün taraflar bunlara uyarak iş yapmak zorundalar. 
AFGANİSTAN: Türkiye’ye göre çok daha az gelişmiş bir ülke olan Afganistan’da en fazla 500  m2 alana yapılacak bir su rezervuarı projesinin mühendislik hesaplamaları, çizimleri ve onayları için tam 1,5 sene çalıştık. Proje’nin Almanya’da bulunan müşaviri kullanılacak en küçük bir cıvatanın bile hesabını onaylamak için aylarca hesaplar yaptırdı. İnşaatın yapılması esnasında uygulanacak en ufak bir işlem için bile onlarca sayfalık dokümanlar hazırlayıp onaylatmak durumunda kaldık ve sonrasında işe başlayabildik. Proje esnasında bu durum bizi çok germiş olsa da proje tamamlandıktan sonra herkes vicdanen çok rahattı.

"MÜHENDİSLER USTANIN BİLGİSİNE GÜVENEREK İLERLİYOR"

Mataracı,  bahsettiği uluslararası standartlara benzer hiçbir standardın Türkiye’de geliştirilememiş olmasına dikkat çekerek,  “Örneğin Amerika’da ASME (Amerikan Makina Mühendisleri Odası), ASCE (Amerikan İnşaat Mühendisleri Odası) gibi kurumların inşaat projelerinde kullanılacak en ufak bir malzeme veya en ufak bir yöntem için bile prosedürleri var, Türkiye’de ise mühendisler ustaların bilgilerine güvendikleri zaman saha ziyareti bile yapmadan işleri tamamlıyorlar, müteahhit firmalar ise sadece kar/zarar hesabını yapmakla meşguller” ifadelerini kullanıyor.


"İNGİLİZCE BİLEN MÜHENDİS NEREDEYSE YOK! "

Türkiye’nin Avrupa Birliği standartlarına uyum çabasında olduğunu belirten uluslararası mühendis Erhan Mataracı,  “Bu standartlarla ilgili TSE’nin yaptığı tek iş İngiltere, Almanya, Fransa gibi ülkelerde hazırlanan standartların Türkçe’ye tercüme edilmesi, bir standardın tercümesi en az 1 yıl sürüyor ve defalarca çeviri hatalarına rastladık, üstelik bu hatalar kelime hataları değil. Yapılan işin kalitesini direkt olarak etkileyecek teknik hatalar” bilgisini vererek korkunç ihmallerin kaçınılmaz olduğunu söylüyor. 
“Bu hataları fark eden mühendisler yabancı standartları takip ederek iş yapıyorlar” diyen Mataracı şu bilgiyi de ekleyerek;  “Ama maalesef Türkiye’de yabancı dil bilen mühendis sayısı çok çok az. Şu ana dek 10’dan fazla ülkede iş yaptım, İngilizce bilmeyen mühendislere Türkiye’den başka hiçbir yerde rastlamadım” diyor.

"MÜHENDİS VE MİMAR ODALARI SİYASETLE İLGİLENİYOR"

Ülkemizdeki mimar ve mühendislik odalarında siyasi rekabetin hakim olduğunun altını çizen Mataracı, “Bu kurumlarda normalde mühendislik gelişmeleri, yeni metodlar üzerinde tartışmalar yapılması gerekirken, yeni gelecek yönetimin hangi siyasi kanattan olacağından başka bir konu tartışılmıyor. İlgilenilmesi gereken alanda özgün çalışmalar, yeni deneyimler hiç tartışılmıyor bile. Ülkemizin yaşadığı deprem felaketi gösteriyor ki bu kurumların esas yapması gereken çalışmalar siyasetin çok çok üzerinde önemli konular” olduğuna dikkat çekiyor.

"RÜŞVET ÇARKI"

Mataracı birçok projenin rüşvet çarkıyla tamamlandığını ise şu sözlerle aktarıyor;

“İşin ekonomik boyutu ise bambaşka bir konu, kontrol kuruluşlarında çalışan personellerin, belediyelerde sorumlu kişilerin hediyeler karşılığında veya tanıdıklar vasıtasıyla her şeyi çözmesi bütün Türkiye’nin bildiği en acı gerçek.”

"PEKİ ÇÖZÜM NE? "

İnşaat risklerine dünyanın en gelişmemiş ülkelerinde bile uygulanan çözümleri olduğunu belirten Mataracı, “İş yapmayı bilmeyen şirketler, teknik bilgisi çok az olan veya hiç olmayan mimarlar/mühendisler, kontrol kuruluşlarının eksikliği ve teknik yetersizlikleri, parayla satılan evraklar, parayla satılan iş deneyim belgeleri, ücretlerin yetersizliği, bir tane bile yabancı dil bilmeyen ve uluslararası arası hiçbir yayını takip edemeyecek teknik personeller gibi sayısız sorunumuz var. Problemin kaynağı ekonomi ve eğitime gidiyor. Evet bazı müteahhitler kasıtlı olarak kusurlu yapı inşa etmiş olabilirler ama bu risklerin de Dünya’nın en gelişmemiş ülkelerinde bile uygulanan çözümleri var” ifadeleriyle sözlerini noktalıyor. 

(vş)


Haber Kaynak : HABER MERKEZİ

YÜREĞİR BELEDİYESİ OKULLARI YENİ DÖNEME HAZIRLIYOR

ÇOCUĞUNUZU 8 ADIMDA OKULA HAZIRLAYIN!

Birinci Sınıfa Başlayan Çocukların Okula Uyum Sürecinde Neler Yapılmalı?

BİLGİ EVLERİNE DEVAM EDEN 266 ÖĞRENCİ ÜNİVERSİTEYE YERLEŞTİ

Sınavlara Hazırlıkta Kayıt Dışı Kurumlara Dikkat!

ÇGC'DEN İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRÜNE ZİYARET

TEV'İN 2023-24 EĞİTİM YILI BURSLARI İÇİN BAŞVURU TARİHLERİ BELLİ OLDU!

SANKO Holding’den afete dirençli şehirler için tasarım kültürüne destek

LABEB, LAİK VE BİLİMSEL EĞİTİMİ SAVUNMAK İÇİN BİR ARAYA GELİYOR

CEGEM’den büyük başarı

SANKO ÜNİVERSİTESİNDE YÜZDE 100 DOLULUK ORANI SAĞLANDI

EĞİTİM-SEN'DEN BAKAN TEKİN'E ELEŞTİRİ

Yakın Doğu Üniversitesi Yapay Zeka geliştirdi

Uzm.Eğitim Danışmanı Gülbenk: “Depremzede Çocuklarla İletişim Özveri Gerektiriyor”

Adana Gençlik Merkezi’nde Permakültür Tarım etkinliği

Prof. Dr. Arıboğan:“Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler en parlak döneminde”

BİRİZ DAYANIŞMA DERNEĞİ,DEPREMZEDELERE YÖNELİK YAZ OKULLARI VE ATÖLYE ETKİNLİKLERİ BAŞLATTI

Tercihlerini ‘son dakikaya’ bırakan üniversite adaylarına öneriler

Antakyalı çocuklara bisiklet hediye edildi

"Yeni dünya, ‘çevreye duyarlı mühendis’ler istiyor!"

Prof. Dr. Süleyman İrvan:“İletişimin popüler meslekleri etkileyicilik ve deneyimleyicilik”

  • BIST 100

    9809,64%0,96
  • DOLAR

    32,58% 0,30
  • EURO

    35,07% 0,29
  • GRAM ALTIN

    2457,40% 0,88
  • Ç. ALTIN

    3991,84% 0,00
  • Cumartesi 31 ° / 16.7 ° false
  • Pazar 35.8 ° / 19.6 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Pazartesi 30.8 ° / 18.3 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı