BAYKAL,?TEK PARTİ DEVLETİ İSTİYORSUNUZ?
SİYASET 13.01.2017 15:11:10 760 0

BAYKAL,?TEK PARTİ DEVLETİ İSTİYORSUNUZ?

?Devlet, millet ve egemenlik, parti düzeyine geçtiğiniz zaman aynen sürdürülemez. Parti, millet değildir. Parti, egemenlik değildir. Parti, milletin bir parçasıdır, bir rüknüdür, cüzüdür. Devlet, milletin kendisidir. Devletin kullandığı egemenliktir. Dev

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Antalya Milletvekili Deniz Baykal, Anayasa´nın 101´inci maddesindeki düzenlemeyi değerlendiren Anayasa teklifi paketinin 7´nci maddesi üzerinde konuşarak,?Bu 7´nci madde, seçilecek olan cumhurbaşkanının aynı zamanda partiyle ilişkisini sürdürmeye devam etmesini ve partisinin genel başkanı olarak görev yapmasını mümkün kılan bir anlayışı düzenlemiştir. Bu, devleti bir siyasi partiye indirgemek demektir. "Tek parti iktidarı? diyordunuz, anlaşılıyor ki artık tek parti iktidarı yetmiyor; şimdi, bir tek parti devleti istiyorsunuz? dedi.

Baykal, bu paketin yürürlüğe girmesi halinde seçilecek olan kişinin Anayasa´da anlatılan olağanüstü geniş yetkileri kullanıyor olmasının yanı sıra aynı zamanda da bir siyasi parti genel başkanı olarak o genel başkanın kullanabileceği tüm yetkileri de kullanmaya devam edeceğini söyledi. Baykal, ?Yani Cumhurbaşkanlığı parti genel başkanlığıyla birleşmektedir. Bu aslında, canım, herkesin bir siyasi anlayışı var; o siyasi anlayışını içinde taşıyor olmasının ne sakıncası var? Geçmiş cumhurbaşkanlarının da bir siyasi görüşü vardı; O bakımdan, bir sakınca oluşturmaz gibi bir anlayışla değerlendiriliyor. Durum pek öyle değil. Elbette herkesin bir siyasi tercihi vardır. Hâkimin de bir siyasi tercihi vardır, cumhurbaşkanının da bir siyasi tercihi vardır; daima vardır, her zaman vardır, her yerde vardır. Buradaki mesele, bir makamda bulunan kişinin subjektif siyasi tercihe sahip olup olmaması meselesi değil, bir makamda bulunan kimsenin kurumsal bir düzenlemeyle bir siyasi partiyi resmen temsil etme kimliğine sahip olarak aynı anda cumhurbaşkanı olarak görev yapıyor olmasıdır. Bu, subjektif bir olay değil, objektif, kurumsal bir tablodur; Bu, kuvvetler ayrımını, cumhurbaşkanının konumunu, siyasi partiler arası ilişkileri temelden çok ciddi şekilde etkiler. Bu şu demektir: Aslında bir siyasi parti başkanı Millî Güvenlik Kuruluna girecek demektir ama bir tek siyasi parti başkanı girecektir, diğer siyasi parti genel başkanları Millî Güvenlik Kuruluna girmeyecektir, giremeyecektir.

Şimdi, bir siyasi parti genel başkanı devletin bütün temel kurumlarına siyasi parti başkanı olarak gelecektir. 700 trilyonluk, katrilyonluk bir bütçeyi bir parti genel başkanı doğrudan harcayacaktır, o bütçeyi o şekillendirecektir. Cumhurbaşkanı bir siyasi parti genel başkanı olursa bu Anayasa´da var olan, var olduğunu artık aklı başında herkesin teslim ettiği yanlışlıkların tümü katlanarak artacaktır ve Anayasa´daki şikâyetçi olunması gereken yanlışlıklar bu Anayasa´yı çığırından çıkaracaktır? dedi.

Genel başkanın parlamentoya girecek olan milletvekillerinin kendi partisiyle ilgili olanlarını belirleyeceğini, Yüksek Seçim Kuruluna listeyi genel başkan vereceğini ve o genel başkanın parlamentoyu elinde tutacağını ve yasama organı ile yürütme organı arasındaki ilişkilerin herhangi bir başkanlık rejiminde kabul edilemeyecek ölçüde iç içe geçmiş olacağını ifade eden Baykal, daha sonra şunları söyledi:

?Cumhurbaşkanının Anayasa Mahkemesi üyelerini ataması yanlıştır. Niye yanlıştır? Cumhurbaşkanı bir kişi olarak hukukun kendi iç dinamiklerine bırakması gereken bir konuyu kendi siyasi kimliği içinde belirleyecektir. Bu, yanlıştır ama eğer o bir siyasi parti genel başkanı ise aynı zamanda onun Anayasa Mahkemesi üyelerini belirlemesi çok daha büyük bir yanlıştır. O Anayasa Mahkemesi ki Cumhurbaşkanını yargılayabilecektir. Cumhurbaşkanını ve diğer yetkilileri yargılayabilecek olan bir mahkemeyi biz bir siyasi parti genel başkanına belirletiyor olacağız. HSYK´yı bir genel başkanın belirlemesi kabul edilemez, düşünülemez ama şimdi Cumhurbaşkanlığı kimliğinin arkasında bir siyasi parti genel başkanı olarak da, onun ayrılmaz bir parçası olarak HSYK´yı belirleyecektir. Cumhurbaşkanının Meclisi feshetmesi doğru değildir. Başkanlık rejimlerinde böyle bir uygulama yoktur, yanlıştır ama bir siyasi parti genel başkanının Meclisi belirlemesi hepten yanlıştır. O Meclis ki millî iradenin yegâne ve gerçek temsilcisidir, bütün milletin temsilcisidir; o Cumhurbaşkanı ki seçime katılan çoğunluğun, sadece seçime katılan çoğunluğun bir fazlasının oyuyla seçilmiş olan insandır. Yani en fazla katılanların çoğunluğunu temsil eden, yüzde 50´nin altında olan bir siyasi ağırlığı, millî iradenin tamamını, milletin yüzde 100´ünü temsil edenin yetkisini elinden alır şekilde bir düzenleme getiriyoruz. Ve bunu şimdi bir siyasi parti kimliği içinde de kullanacaktır. Olağanüstü hâl ilan edecektir Cumhurbaşkanı, bu da yanlıştır, böyle bir yetki yok, dünyada yok, diğer başkanlık rejimlerinde yok. Olağanüstü hâlde kararnameyi çıkaracak, olağanüstü hâl kararnamesi yapacak. Daha önce de ifade ettik, olağanüstü hâl kararnamesiyle Anayasa´yı değiştirse ona "dur" diyecek bir merci yok. Bu çelişkiler ve Cumhurbaşkanına tanınan imtiyazların, dokunulmazlıkların, sorumsuzlukların, fiilen yargılanamazlıkların, fiilen sorgulanamazlıkların bir siyasi parti genel başkanına da teşmil edilmesi hem demokratik siyasi rekabeti çok ciddi şekilde zaafa uğratacaktır ve bu yönüyle hiçbir şekilde kabul edilemezdir. Böylece, siz, devleti sadece bir partiye indirgemiş olmuyorsunuz, bir siyasi partiyi de devletin partisi hâline dönüştürmüş oluyorsunuz; devlet ile millet ilişkisini devlet ile bir siyasi parti arasındaki ilişkiye indirgemiş oluyorsunuz. Bu, çok tehlikelidir, bu, egemenliğin çatlatılması anlamına gelmektedir, parçalanması anlamına gelmektedir ve millî iradenin sadece bir rüknü, bir cüzü olan bir siyasi partinin tüm devlet aygıtının, tüm olağanüstü yetkilerini, normal bir başkanlık rejiminde de olmayan yetkilerini, yargıdaki yetkilerini, yasama üzerindeki yetkilerini de kullanmayı ona emanet etmiş olmaktasınız. ?

Bu, devleti bir siyasi partiye indirgemek demektir? diyen Baykal, şunları söyledi:

?Tek parti iktidarı" diyordunuz, anlaşılıyor ki artık tek parti iktidarı yetmiyor; şimdi, bir tek parti devleti istiyorsunuz. Devlet, millet ve egemenlik, parti düzeyine geçtiğiniz zaman aynen sürdürülemez. Parti, millet değildir. Parti, egemenlik değildir. Parti, milletin bir parçasıdır, bir rüknüdür, cüzüdür. Devlet, milletin kendisidir. Devletin kullandığı egemenliktir. Devletin egemenlik hakkı vardır. Devlet, milletin egemenlik hakkını devlet eliyle kullanır. Millet, o egemenliğin sahibidir; parti, o egemenliğin sahibi değildir. Partininki egemenlik değil, hegemonyadır. Bir parti hegemonyası söz konusu olur. Millî egemenliğin yerine bir siyasi parti hegemonyasını böylece ikame etme tehlikesiyle, tehdidiyle karşı karşıya oluyoruz.?

Anayasa tartışmaları bir seçim olasılığıyla zenginleştirildiğini kaydeden Baykal, ?Anayasa tartışmaları getirilen paketin faziletine birbirimizi ikna etmekten çıktı, tehdit ve şantaj anlayışının alenileştiği bir ortama geldik şimdi.  Erken seçim konusuyla ilgili olarak söylemek istediğim şudur: Eğer bu bir tehdit ise yakışıksızdır, eğer bu bir tespit ise zamansızdır; eğer bu bir tehdit ise böyle bir tehdidi Meclisimize de bu Meclisimizdeki hiçbir milletvekiline de yakıştıramam. Bu ülkenin 19-20 yaşındaki gençlerinin bu iktidarın yanlış Suriye politikası dolayısıyla Suriye´de, El Bab´ta gözünü kırpmadan şehit olmaya koştuğu bir ortamda, erken seçim tehdidiyle siyasi sonuç almaya kalkanları kınıyorum. Bir zamanlar bu devletin himayesinde destek bulan PKK´lılara karşı Gabar Dağı´nda gözünü kırpmadan şehit olan gençlerimizin bu cesareti, metaneti, vatanseverliği karşısında doksan yıllık cumhuriyeti tehlikeye atacak bu projeye destek üretmek için seçim tehdidine boyun eğecek milletvekili varsa onu da kınıyorum. Eğer böyle bir milletvekili varsa, o milletvekiline de yazıklar olsun, o Meclise de veyl, yazıklar olsun o Meclise de!? şeklinde konuştu.

7. MADDE KABUL EDİLDİ

Yapılan diğer konuşmalardan sonra oylamaya geçildi. 7 madde için 482 milletvekili oy kullandı. 340 kabul oyuna karşılık 136 ret verildi. (vş)

 


Haber Kaynak : ÖZEL HABER

"TORBACI YAKALAMAKLA UYUŞTURUCU BELASI ÇÖZÜLMEZ"

CHP’Lİ TANAL, "MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI ATAMA SÖZÜNÜ TUTMADI!"

Tülay Hatimoğulları Hatay'daki hava kirliliğini sordu

BAE'den ithalata vergi muafiyeti

Kılıçdaroğlu, 'Filenin Sultanları'nı Kutladı

Erdoğan, 30 Ağustos Zafer Bayramı Özel Konseri ve 100. Yıl Marşı Tanıtım Programına katıldı

CHP Adana İl Örgütü Zafer Bayramını kutladı

Kılıçdaroğlu: "Milletimizin 30 Ağustos Zafer Bayramı'nı Yürekten Kutluyorum"

Ayhan Barut'tan narenciye üreticisi ve ihracatçısı için 3 bin lira destek talebi

Hasan Efe Uyar: "İktidar Vatandaşa 7 Ayda 22 Milyar Ceza Kesti"

Kılıçdaroğlu: “Türkiye Uyuşturucunun Pazarı Haline Geldi"

Emep'li Demir,"işçilere istifa baskısı uygulanıyor"

Mustafa Oğuz Yiğit: “AK Parti'nin Tarım Politikaları Çiftçiyi İflasa Sürüklüyor”

CHP’Lİ SÜMER,“ADANA’DA DEPREMİN YARALARI KAPANMIYOR”

CHP’li Bulut, “Ballı Maaşlara Devam “

“Malazgirt, Anadolu’daki siyasi hükümranlığımızın kapılarını açmıştır”

CHP'li Şevkin'den Hatay için, bakanlara soru yağmuru

Gürer: “Faiz artışı işsizliği tetiklerse, iş kötü…”

Ayhan Barut, anız yangınlarına kesin çözüm istedi

ERDİL DEDEOĞLU CHP CEYHAN İLÇE BAŞKANLIĞINA ADAYLIĞINI AÇIKLADI

  • BIST 100

    9809,64%0,96
  • DOLAR

    32,58% 0,30
  • EURO

    35,07% 0,29
  • GRAM ALTIN

    2457,40% 0,88
  • Ç. ALTIN

    3991,84% 0,00
  • Cuma 30.8 ° / 18.5 ° false
  • Cumartesi 31 ° / 16.7 ° false
  • Pazar 35.8 ° / 19.6 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı