Adana Barosu’nun “10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü” nedeniyle düzenlediği “Türkiye’de İnsan Hakları” konulu online videokonferans yapıldı.
Baro Başkanı Av. Veli Küçük’ün açış konuşmasını yaptığı videokonferansa; Siyaset Bilimci – Barış Akademisyeni Dr. Taylan Koç moderatörlüğünde, Türk Tabipleri Birliği Merkez Konsey Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı ve Gazeteci - Yazar Kadri Gürsel konuşmacı olarak katıldı.
Baro Başkanı Av. Veli Küçük, konuşmasında ülkemizde yaşanan insan hakkı ihlallerine değindi. Ekim ayında yapılması gereken Baro seçimlerinin pandemi bahanesiyle ertelenmesini eleştirdi. Salgın hastalık nedeniyle sağlık çalışanlarını olağanüstü mücadelelerinden ötürü kutlayarak, teşekkürlerini ifade etti.
Av. Veli Küçük, “Sahip olduğumuz hakların güvencesi İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilişinin 72. yılındayız. Ancak; ülkemizde temel hak ve özgürlüklerin güvence altında olduğunu söyleyebilmekten, COVİD19 salgınında sağlıklı yaşam hakkımızı kullanabilmekten ne yazık ki çok gerideyiz.
Türkiye’de cezaevlerinde gazetecilerinin olduğu, toplumun muhalif kesimlerinin bu baskı ortamında dayatma ve zulüm ortamında soruşturmalara maruz kaldığını görüyoruz.
En temel insan haklarını ihlal eden çok bariz olaylar ortadadır; Diyarbakır Baro Başkanı Av. Tahir Elçi’nin, gazeteciler Hrant Dink’in, Uğur Mumcu’nun katledilmeleri, Ali İsmail Korkmaz, Berkin Elvan’ın öldürülmeleri, kadın cinayetleri, işçi katliamları ve 5 Ocak 2020 tarihinden itibaren haber alınamayan üniversite öğrencisi Gülistan Doku bunlardan sadece bazılarıdır.
“BUGÜNÜ HAK VE ÖZGÜRLÜKLER BAYRAMI OLARAK KUTLAMAK İSTERDİK..”
Düşünceyi ifade, örgütlenme ve basın özgürlüğü maalesef kalmadı. Meslek örgütleri ve sivil toplum kuruluşları üzerinde baskı had safhadadır. Basın özgürlüğü evrensel ölçülerden çok uzak. Türkiye’nin tek adam rejimi yerine, demokrasisi güçlendirilmelidir. Kadın erkek fırsat eşitliği sağlanmalıdır. Bugünü hak ve özgürlükler bayramı olarak kutlamak isterdik.
Ancak; hak ve özgürlükler noktasında yaşadığımız örnekler ve ortaya çıkan tablo ülkemiz siyasi yaşamının ve yönetsel anlayışının yansımasıdır. Kuvvetler ayrılığına dayalı parlamenter sistemin ihlal edildiği, Türkiye tipi başkanlık anlayışının hakim kılındığı günleri yaşıyoruz.
Bu özel günü sadece anma, olumsuzlukları yaşadıklarımızın ifadesinin ötesinde kutladığımız günler olmasını diliyorum.
Umarım ki ülkemizin aydınlık, çağdaş, güneşli güzel günlerinde hak ve özgürlükleri, insanların düşüncelerini, basın özgürlüğü noktasında bilgi edinme hakkının yaşama geçirildiği bir süreç yaşarız.
Umarım ki ülkemiz daha yaşanabilir bir hale gelir.
Her zaman bu mücadelenin içinde yer almaya devam edeceğiz. Barolar bu mücadelenin kilometre taşı olacaktır.“
Konuşmanın ardından sunumlara geçildi. Katılımcılar tarafından sosyal medya üzerinden konuşmacılara yöneltilen sorular da cevaplandırıldı.(CO)
