Çukurova Üniversitesi Fen ve Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Protohistoriya ve Ön Asya Arkeolojisi  Ana Bilim Dalı tarafından düzenlenen toplantıda, kazılarla ilgili etraflı bilgi verildi. Bölüme tahsis edilmiş eski Düyun-u  Umumiye Binası salonunu hınca hınç dolduran meraklılar tarafından ilgiyle izlenen sunum, Arkeolog Doktor Fatma Şahin tarafından yapıldı.

Dr. Şahin, slaytlar eşliğinde günümüz Tepebağı hakkında kısa bilgiler verdikten sonra, burada sondaj amaçlı ilk kazıların Adana Müzesi kurucularından Ali Rıza Yalgaın tarafından yapıldığını belirterek  2013 sonundan itibaren dar bir alanda kazıya başladıklarını ve şu ana kadar da beklentilerin üstünde bir sonuçla 6 tabakaya erişebildiklerini söyledi. Bu tabakaları Cumhuriyet, Osmanlı-Ortaçağ,  Roma-Bizans, Klasik Dönemler (Hellenistik Dönem), Demir Çağı ve Geç Tunç Çağı olarak niteleyen Dr.Şahin, ?Yakın dönem tabakalarında tahribat hayli fazla, eskilere doğru gidildikçe tahribat azalıyor ve dolayısıyla o döneme ait okumalar biraz daha kolaylaşıyor? diyerek açıklamalarını şöyle sürdürdü:

?Kazı ekibimiz üniversitelilerden oluştuğu için sadece yaz tatili döneminde, yani yılda iki ila üç aylık bir zaman diliminde çalışabiliyoruz. Burada, öğrencilerimizin özverili ve özenli çalışmalarının altını özellikle çizmek isterim. Evinde eline süpürgeyi almayanlar, burada, toz toprağın içinde ve son derece zor, aşırı dikkat isteyen işte sabırla çalışıyor. Üstelik yaz sıcağında, üstümüzdeki gölgeliğe rağmen 50 dereceyi aşan sıcaklıkta yapıyorlar bu işi. Bir gün, 61 dereceyi buldu çalışma alanındaki ısı. Tabii tek sorunumuz bu değil. Olanaklarımız paralelinde, yeterli önlemi alamadığımız için bir diğer sorunumuz da yağmur. Yağmurdan sonra kazı alanımız havuz haline gelince suyun çekilmesini ve zeminin kurumasını beklemekten başka çaremiz yok. Gerçi şimdi u sorunları aşmak için de projelerimiz var. Çalışmalarımıza finansal destekle en büyük katkıyı sağlayan Adana Büyükşehir Belediyemizin 2016´da da desteğini sürdüreceğine inanıyoruz. Böylece, şimdilik 5 metredeki ve 3400 yıllık geçmişi aydınlatan derinliği hedef 15 metreye doğru indirmeye çalışacağız. Tabii ki aşağılara indikçe işimiz zorlaşıyor. Normalde, bu tür kazılar yamaçta yapılır fakat biz kent ortasında çalışmak zorunda kaldığımızdan böyle bir şansımız yok.?

Sunum sonrasında izleyenlerin katkıları alınırken, bazı sorulara da cevap verildi. Bu etapta en ilginç konu, Adana´da 1920 yılında bulun Satsneferru isimli Mısırlı Otacı (O dönemin hekimi) Kadın heykeli. Halen New York Metropolitan Museum´da, 9 Numaralı Mısır eserleri galerisinde korunan heykel Mısır 12´inci hanedanlığına tarihlenmiş. Dolayısıyla, mevcut verilerle, Adana tarihinin Milattan önve en az 1800 yılına kadar dayandığı kanıtlanmış durumda. Yapılacak kazılarla, bu tarihin çok daha gerilere gitmesi büyük olasılık.