Sağlık Bakanlığı ve bağlı kuruluşlarının teşkilat, görev, yetki ve sorumluluklarını düzenleyen ve 2011 yılında yürürlüğe giren 663 sayılı yasa değişikliği ile sağlık teşkilatlarında sözleşmeli idarecilik döneminin başladığını belirten Taşkın, bu değişiklikle birlikte sözleşmeli idarecilerin adeta sendikacılık yapmaya başladıklarını söyledi.
Sözleşmeli idarecilerin yönetmelik gereğince 2 yılda bir sözleşme imzaladıklarını ve yetersiz olanların ikinci yılın sonunda değiştiğine dikkat çeken Taşkın, sözleşmeli idarecilerin yetkili sendikanın referansıyla atandıklarını ve görevlerini yerine getirirken de üyesi oldukları sendikanın menfaati doğrultusunda çalıştıklarını söyledi. Sözleşmeli idareci olarak atananların bir kısmının yetkili sendikanın Şube Yönetim Kurulu üyeleri, ilçe temsilcileri, işyeri temsilcileri ve hatta üyelerinden oluştuğunun altını çizdi.
Necip Taşkın, konuyla ilgili açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"Görevlerini, mevcut yasalar doğrultusunda ayrımcılık yapmadan, çalışanları ötekileştirmeden, halkımızın sağlık hizmetini en verimli şekilde almalarını sağlamak için özveriyle çalışan sözleşmeli idarecileri tenzih ederek söylüyorum ki sağlık teşkilatlarına sözleşmeli idareci olarak atananlar ne yazık ki sağlık hizmetinde verimliliği esas alacaklarına yetkili sendikaya üye kazandırmak için çalışıyorlar. Liyakatsiz ve çalıştığı kurumun mevzuatından bihaber olan sözleşmeli idareciler, ahbap çavuş ilişkileriyle çalışma barışını bozuyorlar, aynı zamanda kendilerinden olmayan sağlık çalışanlarını ötekileştiriyorlar. Sağlık çalışanları bunlara iş ve işyeri sıkıntılarını anlatamıyorlar. Zira odadan kovulmak suretiyle aşağılanmaya varan muameleye maruz kalıyorlar.
Yetkili sendika, üye çoğunluğunu kendi çalışmalarıyla sağlamadı. Kurumlarımızda müdür koltuğuna oturtturdukları sözleşmeli idarecilerin çalışmalarıyla sağladılar. 663 Sayılı yasa aynı zamanda sözleşmeli idarecilerin kraldan çok kralcı kesildikleri bir dönemin başlangıcı olmuştur. Yetkili sendika adına bugün sendikacılık yapanlar sözleşmeli idarecilerdir. Bu ekonomik krizde askıda ekmek ve askıda çayı gördük. Gözlerimizin önünde gelişen başka bir askıda olayı yaşanıyor! O da "askıda sendika" dır! Yetkili sendika, sağlık teşkilatlarında çalışanların haklarını koruyamıyor. Onların ötekileştirilmesine, mobbinge ve şiddete maruz kalmalarına, alım gücünün zayıflamasına, enflasyonun altında zamlara mahkûm edilmelerine göz yumuyor. Yetkili sendika bu işi eline yüzüne bulaştırıyor. Sağlık çalışanlarının ekonomik, sosyal ve kültürel durumlarını iyileştirecek hiçbir kazanımları yoktur, tamamen başarısız olmuşlardır. Yetkili sendika dönemi kapanmıştır. Onlara tavsiyem sendikacılığı bırakmalarıdır. Yetkili sendika olmasa sağlık çalışanları haklarını daha iyi korur. ANADOLU SAĞLIK SEN olarak, sağlık teşkilatlarında çalışan herkesi sendikamızın çatısı altında birleşmeye davet ediyorum. Bu nedenle tüm çalışanlarımıza sesleniyorum: SENDİKANI SORGULA GELECEĞİNİ KARARTMA."(CO)
