AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, Arnavutköy Kapalı Spor Salonu'nda düzenlenen Arnavutköy 5. Olağan İlçe Kongresi'nde konuştu.Kurtulmuş, "Siyaset bir labirent gibidir" ded.
Kongrelerin, dünyanın ve Türkiye'nin çok önemli ve kritik bir dönemden geçtiği sürece denk geldiğini ifade eden Kurtulmuş, dünyada siyaset, ekonomik, uluslararası ilişkiler ve toplumsal düzen bakımından yeni bir döneme girildiğini, her şeyin yeniden yapıldığını, yıkıldığını ve yapılandığını anlattı.
Böyle bir ortamda, dünyanın tarih boyunca merkezi olan Türkiye'nin de içinde yaşadığı coğrafyanın yeniden yapılandığına dikkati çeken Kurtulmuş, şöyle devam etti:
"İçinde bulunduğumuz süreci çok iyi okumak ve anlamak mecburiyetindeyiz. Türkiye açısından içinde bulunduğumuz dönemin adını koymak gerekirse, Türkiye'nin önlenemeyen yükselişini yaşadığımız bir dönemden geçiyoruz. Yedi düvel karşımıza geçmiş bütün bu coğrafyalardaki gelişmelerde Türkiye'ye fren yaptırmaya, önünü kesmeye, yolundan çevirmeye çalışıyor. Ama Türkiye her alanda Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın kararlı ve ferasetli liderliğiyle yoluna devam ediyor. Önündeki engelleri aşarak Türkiye daha güçlü yarınları bugünden kurgulamaya gayret ediyor."
Siyasetle uğraşanların, "Niçin siyaset yaptıkları?" sorusuna cevap vermeyi unuttuklarında ya da doğru cevap veremediklerinde yollarını kaybettiklerini dile getiren Kurtulmuş, "Siyaset bir labirent gibidir. Nereden geldiğinizi ve nereye gittiğinizi unutursanız yolunuzu kaybedersiniz. Amacınızın ve hedefinizin ne olduğunu iyi bilir ve o şekilde yola devam ederseniz önünüzdeki zor yollar aşılır." diye konuştu.
"PKK'yı, PYD'yi, DEAŞ'ı bütün gücümüzle baskı altına aldık"
Numan Kurtulmuş, "Türkiye'nin önlenemeyen yükselişi ne demek?" sorusunu sorarak, şöyle devam etti:
"Burnumuzun dibine PYD'sini, YPG'sini, PKK'sını, DEAŞ'ını koydular mı, koydular. Silah verdiler mi, verdiler. Askeri ve istihbarat destekleri verdiler mi, verdiler? Bazı ülkelerde siyasi destek verdiler mi, onu da verdiler. Türkiye olarak biz ne dedik? 'Burnumuzun dibinde terör örgütleri istemiyoruz. Suriye'den ve Irak'tan kaynaklı terörün Türkiye'yi, Türk milletini rahatsız etmesine müsaade etmeyeceğiz. Bu bölgenin, Irak'ın, Suriye'nin emperyalist oyunun bir parçası olarak paramparça edilmesine müsaade etmeyeceğiz.' Cumhurbaşkanımız bunu dedi mi, dedi. Biz bunları söylediğimizde Amerika'sı, Rusya'sı zannettiler ki bu Türkler konuşur, konuşur gereğini yapmazlar. Gereğini yaptık mı, PKK'yı, PYD'yi, DEAŞ'ı bir şekilde, bütün gücümüzle baskı altına aldık mı, aldık. Sınır dışında operasyonlar yaptık mı, yaptık. 'Sakın ha sınır dışı operasyonlar yapmayın.' diye ne telkinler yaptılar. Biz kendi milli menfaatlerimizin üstünde hiçbir şey tanımadığımız için sınır dışı operasyonlarla bu terör örgütlerine haddini bildirdik. Onları bir şekilde Türkiye için tehdit olmaktan uzaklaştırdık. İşte bu fotoğraf Türkiye'nin önlenemeyen yükselişinin fotoğrafıdır. İdlib'de Türk askerinin varlığı, Barış Kalkanı ve Fırat Kalkanı operasyonları bölgelerinde Türk askerinin ve emniyet kuvvetlerinin varlığı Türkiye'nin önlenemeyen yükselişinin açık bir resmidir."
Türkiye'ye Doğu Akdeniz'de hayat hakkı tanımamak için AB'nin toplandığını, Avrupa Konseyi'nin birtakım görüşler beyan ettiğini, hatta NATO'nun devreye sokulduğunu ve Yunanistan'ın öne sürüldüğünü ifade eden Kurtulmuş, "Oruç Reis ve diğer gemilerimiz Akdeniz'de bütün bu baskılara rağmen aramalarını yapıyorlar. Dün Kanuni, İstanbul'dan çıkarak törenle Karadeniz'e gitti ve orada Allah'ın izniyle daha çok doğal gaz ve petrol rezervleri bulacaktır." dedi.
"AK Parti, demokrasiyi içselleştirmiş bir siyasi partidir"
Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, Türkiye'nin yeni bir döneme girdiğini yineleyerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dışardan ne söylenirse söylensin, içeride devlet-millet bütünleşmesini sağlayarak, kararlı bir liderlikle ve o liderliğin etrafında topyekun kenetleniş olan bir yürüyüşle yolumuza devam edeceğiz. Özellikle 18 yıllık AK Parti iktidarı ve Türkiye'de yaklaşık 1950'den beri devam eden 70 yıllık çok partili demokrasi gösterdi ki, Türkiye'nin bütün yükselişleri temel bazı şartlar aramaktadır. Köklerine bağlı olmayan, tarihiyle inançlarıyla medeniyetiyle barışık olmayan hiçbir iktidar Türkiye'yi ileriye taşıyamaz. Halkıyla milletiyle barışık olmayan, tepeden inmeci, jakoben, fanusların içerisinde yaşayan hiçbir iktidar bu ülkeyi ileriye götüremez. AK Parti olarak sürekli halkın içerisindeyiz, sürekli halkla birlikteyiz. Daha doğrusu biz halkın temsilcisiyiz. Bu ülkede bütün ilerlemeler ve atılımlar, demokrasi ve reform çerçevesinde yapılmıştır. Demokrasiyi ve reformu kendi siyasi ajandasının en önemli maddelerinden birisi olarak görmeyen hiçbir iktidar Türkiye'yi ileriye taşıyamadı, taşıyamayacaktır. Ak Parti'nin en önemli özelliği de budur. Demokrasiyi içselleştirmiş bir siyasi partidir."
Türkiye'de 2023 yürüyüşümüzü demokrasi ve reform ekseninde yeni adımlar atarak güçlendireceğiz. Ekonomideki, dış politikadaki, hukuk alanındaki ve toplumsal yapının güçlendirilmesine ilişkin reformlarımızla çok daha güçlü bir şekilde yolumuza devam edeceğiz. Devlet ve millet kaynaşmasını daha sıkı bir hale getireceğiz."
Siyasetin yakın hedefler için ya da üstün idealler için yapıldığını dile getiren Kurtulmuş, "Siyaset büyük hedeflerle yürünürse ancak büyük başarılar elde edilir. 'Biz bugünü değil, 2023'ü, 2053'ü, 2071'i düşünüyoruz' demek hedefimiz çok büyük, yolumuz çok uzun demektir." ifadelerini kullandı.
Kongreye, Genel Başkan Yardımcıları Fatma Betül Sayan Kaya ve Vedat Demiröz, İstanbul Milletvekilleri Tülay Kaynarca, Nevzat Şatıroğlu, Ahmet Hamdi Çamlı ve Abdullah Güler ile Arnavutköy Belediye Başkanı A. Haşim Baltacı, Arnavutköy İlçe Başkanı Mustafa Candaroğlu, bazı geçmiş dönem milletvekilleri, bazı belediye başkanları ve ilçe başkanları ile partililer katıldı.
(VŞ)
