AKP
SİYASET 23.12.2020 11:40:00 536 0

AKP'li Çelik,"Kılıçdaroğlu çiftçileri tehdit ediyor"

Kılıçdaroğlu'nun bugün "AK Parti'ye oy veren çiftçileri tehdit eden birtakım sözler söylediğini" aktaran Çelik, Kılıçdaroğlu'nun daha önce de işçilere ve öğretmenlere tehditte bulunduğunu ifade etti.

AKP Sözcüsü Ömer Çelik,  Erdoğan başkanlığında Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı devam ederken basın toplantısı düzenledi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun bugün "AK Parti'ye oy veren çiftçileri tehdit eden birtakım sözler söylediğini" aktaran Çelik, Kılıçdaroğlu'nun daha önce de işçilere ve öğretmenlere tehditte bulunduğunu ifade etti. 

"Şimdi sıra çiftçilere gelmiş" diyen Çelik,  sözlerini şöyle sürdürdü: 

"Normal şartlar altında, bir partinin genel başkanı toplumun belli kesimlerini çıkıp. 'şu partiye oy verirseniz' diye, nasıl tehdit eder, şaşırmak gerekiyor ama artık bunlar maalesef yadırganmaz hale geldi. Birtakım politikaları, aldığımız oyları, politikalarımızı eleştirebilir, bu demokratik haktır. Eleştiri ile husumet arasına, siyasi eleştiri ile düşmanlık yapma arasına düzgün çizgiler çekilirse, tabii ki eleştiri demokrasinin en büyük zenginliğidir, demokrasinin olmazsa olmazıdır. Bu ayrıca bizim açımızdan da faydalanacağımız birtakım sonuçlar doğurabilir. Ama çıkıp her gün belli bir toplumsal kesimi 'siz niye AK Parti'ye oy veriyorsunuz' diye tehdit etmek, bunun eleştiriyle alakası yok, bunun demokratik bir hakla da alakası yok. Bu bildiğimiz antidemokratik bir tehdit yaklaşımıdır. Kuşkusuz çiftçilerimiz, işçilerimiz, öğretmenlerimiz gereken karşılığı güçlü bir şekilde vereceklerdir ama bu CHP'deki arkadaşlarımıza söylemek isterim, bu siyaset tarzı, doğru bir siyaset tarzı değil, sağlıklı bir siyaset tarzı değil. "

CHP'lilerin "Türkiye'de kutuplaşmadan bahsettiğine" dikkati çeken Çelik, kutuplaşma dilinin, iki tarafı karşı karşıya getirerek, birtakım siyasi argüman kullanma şeklinde tezahür ettiğini belirtti.

Çelik, "Siz kutuplaşmayı eleştirirken çok daha ötesine geçen, doğrudan toplumun belli bir kesimine karşı, zaman zaman işçilere, zaman zaman öğretmenlere, bugün de çiftçilere karşı düşmanlık üreten bir dil kullanıyorsunuz. Bu dil, zehirleyici bir dil." ifadelerini kullandı.

Ömer Çelik, herkesin demokratik sistem içinde bulunduğunu, millet sayesinde var olduğunu, kendilerine oy versin ya da vermesin bütün vatandaşların iradesinin yarattığı meşruiyet sayesinde konuşma, yetki kullanma ve siyaset yapma hakkına sahip olduğunu unutmaması gerektiğini söyledi.

"Vatandaşı sindirerek siyaset yapma arzusu kendini tutamıyor"

Bir partinin politikalarını eleştirmek ile vatandaşları "o partiye oy veriyor" diye eleştirmenin başka şeyler olduğuna işaret eden Çelik, şunları kaydetti:

"Vatandaşı 'oy veriyor' diye eleştiremezsiniz, vatandaşın iradesi ve oyunun başımızın üstünde yeri var.  O partinin politikalarını eleştirirseniz, ne için eleştirirsiniz? Yine vatandaşı ikna etmek için, o partiye oy veren vatandaşımızı ikna etmek için eleştirirsiniz. Temel demokratik kültür bunu gerektirir. Ama siz, bir partinin politikalarını eleştirmek için partiye oy veren vatandaşları hedef gösteriyorsanız, asıl totaliter yaklaşım budur, demokratik olmayan yaklaşım budur, tehdit siyaseti budur. Yani yalan siyaseti, yıkım siyaseti, tehdit siyaseti bütün bunları kullanacaksınız sonra da çıkacaksınız kutuplaşmadan, başka şeylerden bahsedeceksiniz. Doğrusu bu, Türk siyasi hayatında bu kadar sistematik olarak, düşmanlık üreten bir dilin görülmediği bir dönem.

Bir partinin politikalarını eleştirmek başka, o partiye oy veren vatandaşlarımızı tehdit etmek başka. Şunu hiç kimse unutmasın memleketin sahibi vatandaşımızdır, memleketteki her şeyin sahibi, her yetkinin sahibi millettir, hiç kimse milletin üstünde değildir. Ama işte zihniyet, altyapı, zihniyetin altyapısı, oradaki alt yazı yine kriz zamanlarında ortaya çıkıyor. Herhangi bir şekilde konuşurken yine ortaya çıkıyor.  Netice itibarıyla vatandaşı tehdit ederek, vatandaşı sindirerek siyaset yapma arzusu orada kendini tutamıyor ve tezahür ediyor. "

Çelik, kendilerinin de tehdit siyasetine karşı, siyasetin her alanı ve zemininde mücadele etmeyi sürdüreceklerinin altını çizdi.

"Kendilerini siyaset üstü gördükleri vesayet zamanları, kendilerini her türlü siyasi yapının üstünde, nihai karar verici olarak gördükleri o statüko sona ermiştir." ifadesini kullanan Çelik, memleketin sahibinin millet olduğunu belirtti.

Ömer Çelik, "Millet ne derse o olur. Hepimizin patronu vatandaşlarımızdır. Dolayısıyla vatandaşının söylediği sözü bir tehdit unsuru haline getirmek, vatandaşı hedef haline getirmek, demokratik siyasi kültürde olmaması gereken bir şey. Bunu yapanların, siyasi ahlaktan ya da siyasi kutuplaşmadan bahsetmeye hiç hakları yok çünkü çok daha maalesef zehirli bir dil kullanıyorlar. " değerlendirmesini yaptı.  


"Cumhur İttifakı içerisinde farklı bir yaklaşım yok"

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin "HDP kapatılsın" ve AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş'un "Parti kapatmalar çözüm değil" şeklindeki açıklamaları sorulan AK Parti Sözcüsü Çelik, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Cumhur İttifakı içerisinde farklı bir yaklaşım yok. Burada geçmiş yıllarda siyaseti yok etmek için, siyaseti ortadan kaldırmak için vesayet kurumları partilerin üzerine usulü olmayan yollarla gidiyorlardı ve dolayısıyla parti kapatmaların zorlaştırılması sivil siyaseti güçlendirmek bakımından ve sivil siyasetin birtakım vesayet kurumları karşısında gücünün korunması bakımından aslında bizim getirdiğimiz bir düzenlemedir, bunun zorlaştırılmasıyla ilgili mesele. Fakat burada esas olan nedir? Vatandaş iradesinin siyasal katılım yollarına tam olarak yansımasıdır. Buradan baktığınızda netice itibarıyla siyasi partiler ne için var? Vatandaşın iradesini hukuk devleti ve demokrasinin kuralları içinde o toplumsal talebi siyasi temsile dönüştürmekle ilgili var. Peki bir parti siyasi olarak terör örgütünün propagandasını yapıyorsa, bir parti hukukun dışına çıkıyorsa, bir parti hukuk devletini ve demokrasiyi yok etmek için bir performans gösteriyorsa ve bunu açıkça söylüyorsa, bu durumda hukuk devleti ve demokratik sistem çaresiz değildir."

"MYK'da herhangi bir değerlendirme yapılmadı"

İspanya'da terör örgütü ETA'nın siyasi kolu olduğu gerekçesiyle siyasi partiler yasası çerçevesinde yasa dışı ilan edilerek kapatılan Batasuna Partisini örnek gösteren ve söz konusu kararın da AİHM tarafından onaylandığını hatırlatan Çelik, şunları söyledi:

"Numan Bey'in söylediği esasında bizim daha önce parti kapatmaların siyasi hayatta sonuç doğurmaması ve bunların sürekli olarak kendini yenileyerek lağvedilmesiyle ilgili. Zaten Numan Bey konuşmasının devamında da terör propagandasının engellenmesi gerektiğini, terörle ilgili olarak siyasetçilerin kendisini ayrıştırması gerektiğini, bu ayrıştırma söz konusu olmadığında bunun meşru kabul edilmemesi gerektiğini söylüyor. Sayın Bahçeli'nin de zaten söylediği bunlara müsaade edilmemesi gerektiği şeklinde. Dünyada mesela farklı modeller de var. Mesela bu tip terör örgütü propagandası yapanların milletin vergilerinden hazine yardımı almasının engellenmesi gibi. Size bu genel çerçeveyi çiziyorum. MYK'da herhangi bir değerlendirme yapılmadı. Geçmişte sivil siyaset alanının vesayet kurumlarından korunsun diye parti kapatmayı zorlaştıran biziz. Bunu ortadan kaldıran biziz. Çünkü önüne gelen Yargıtay Başsavcısı istemediği partiye kapatma davası açıyordu. Sonuçta aslında sivil siyaseti yok etmek için yapıyordu." 

Demokrasi ve hukukun en büyük düşmanının terör olduğu vurgulayan Ömer Çelik, demokrasi ve hukuk devletinin terör karşısında asla çaresiz olmadığını, terörün propagandası, kutsanması ve meşrulaştırılması konusunda da hukuk devletinin mekanizmaları içerisinde gereken tedbirleri alacağını, bunun modeli ve şeklinin nasıl olacağı MYK'da tartışılmadığı için bir şey söylemeyeceğini de sözlerine ekledi. 

Bir gazetecinin CHP'ye yönelik taciz iddiasını anımsatması üzerine Çelik, taciz ve tecavüz iddialarına ilişkin CHP'de kurumsal bir suskunluğun yaşandığını belirtti.

"Bu susanlardan daha kıdemli CHP'liler bunun karşısında partinin susmaması gerektiğini, susmasının ayıp olduğunu ifade ediyorlar." diyen Çelik, şunları kaydetti:

"Son zamanlarda retorik olarak herkes, özellikle CHP de siyasi ahlaktan bahsediyor. Birtakım siyasi değerlendirmelerin merkezine bunu yerleştirmeye çalışıyorlar. Kadın onuru, kadın haysiyeti karşısında susanın siyasi ahlaktan bahsetmeye hakkı olabilir mi? Bu kadar mağdur konuşuyor. Çıkıp diyor ki, 'Biz bu konuda konuşmuyoruz, mağdurlarda daha fazla travma yaratmamak için'. Mağdurlar zulme uğramış, biz 'Çıkın mağdurun ismini verin, adresini, eşkalini verin' demiyoruz . 'Failin adresi, failin cezalandırılması ile uğraşın' diyoruz. Bunlar çeşitli yerlerde görev yapan siyasiler sizin partinizde. Mağdurun hakkına sahip çıkmadığınız zaman travma oluşturuyorsunuz."

 Çelik, bir gazetecinin, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun grup toplantısında kullandığı "Sen asıl vergiyi alınması gereken yerlerden alacaksın. Uyuşturucu ticareti yapan adamdan vergi alacaksın, organ ticareti yapan adamdan alacaksın" sözlerini hatırlatması üzerine, "Çoğu kez maalesef siyasi meselelerde, içselleştirilmiş, üzerinde düşünülmüş, siyasete ve siyasi argümana çevrilmiş yaklaşımlardan ziyade sadece birilerinin yazdığı parlak cümle diye okunurken bahsettiğiniz saçma sapan cümleler ortaya çıkabiliyor." değerlendirmesini yaptı. 

"Kesinlikle yorum dışı bir konu"

Çelik, muhalefetin "Osman Öcalan'ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bir danışmanı ile görüştüğü" iddiasının sorulması üzerine şunları söyledi:

"Muhalefet kim bu danışman demiyor. Muhalefet diyor ki, 'Böyle bir görüşme olmuş, işte bunun neticesi şudur'. Sözünün yorumlanmasını istedikleri kişi kim? Sözüne itibar ettikleri kişi kim? Oradan çıkarılan, böyle bir görüşme olmuş, belli ki bunun arkasından erken seçim gelecek. Yine kimi referans alıyorlar? Baştan beni söylüyorum. Hiçbir zaman Türkiye'nin resmi kurumlarını referans almıyorlar, dışarıdan kim ne derse desin onu referans alıyorlar. Böyle bir şeyi yorumlamaya ne gerek var? Kesinlikle yorum dışı bir konu." 

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın serbest bırakılmasına ilişkin kararının hatırlatılması üzerine de Çelik, "Ben buraya gelirken gerçekleşen sıcak bir karar. Yaklaşık 100-150 sayfalık bir gerekçeli kararı var. Tabii ki gerekçeli kararı hukuk sistemimiz değerlendirecektir. Hukuk sistemimizin değerlendirmesine göre bir yaklaşım getirilecektir." ifadesini kullandı.

(vş)


Haber Kaynak : HABER MERKEZİ

"TORBACI YAKALAMAKLA UYUŞTURUCU BELASI ÇÖZÜLMEZ"

CHP’Lİ TANAL, "MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI ATAMA SÖZÜNÜ TUTMADI!"

Tülay Hatimoğulları Hatay'daki hava kirliliğini sordu

BAE'den ithalata vergi muafiyeti

Kılıçdaroğlu, 'Filenin Sultanları'nı Kutladı

Erdoğan, 30 Ağustos Zafer Bayramı Özel Konseri ve 100. Yıl Marşı Tanıtım Programına katıldı

CHP Adana İl Örgütü Zafer Bayramını kutladı

Kılıçdaroğlu: "Milletimizin 30 Ağustos Zafer Bayramı'nı Yürekten Kutluyorum"

Ayhan Barut'tan narenciye üreticisi ve ihracatçısı için 3 bin lira destek talebi

Hasan Efe Uyar: "İktidar Vatandaşa 7 Ayda 22 Milyar Ceza Kesti"

Kılıçdaroğlu: “Türkiye Uyuşturucunun Pazarı Haline Geldi"

Emep'li Demir,"işçilere istifa baskısı uygulanıyor"

Mustafa Oğuz Yiğit: “AK Parti'nin Tarım Politikaları Çiftçiyi İflasa Sürüklüyor”

CHP’Lİ SÜMER,“ADANA’DA DEPREMİN YARALARI KAPANMIYOR”

CHP’li Bulut, “Ballı Maaşlara Devam “

“Malazgirt, Anadolu’daki siyasi hükümranlığımızın kapılarını açmıştır”

CHP'li Şevkin'den Hatay için, bakanlara soru yağmuru

Gürer: “Faiz artışı işsizliği tetiklerse, iş kötü…”

Ayhan Barut, anız yangınlarına kesin çözüm istedi

ERDİL DEDEOĞLU CHP CEYHAN İLÇE BAŞKANLIĞINA ADAYLIĞINI AÇIKLADI

  • BIST 100

    9915,62%2,05
  • DOLAR

    32,42% -0,15
  • EURO

    34,65% -0,66
  • GRAM ALTIN

    2439,28% 0,14
  • Ç. ALTIN

    3999,24% 0,19
  • Pazartesi 30.8 ° / 18.3 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Salı 27.1 ° / 18.7 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Çarşamba 30.1 ° / 19.3 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı