AKP
SİYASET 30.12.2021 11:20:00 561 0

AKP'li Çelik, "Kılıçdaroğlu'nu daha sorumlu bir yaklaşıma davet ediyoruz"

"Biz de dedik ki hem tezkereye karşı çıkacaksınız hem de Kandil'i nasıl yıkacaksınız? Bir tarafta 'Kandil'i yıkacağım.' diyen biri var, diğer taraftan Kandil'i meşru gören, Kandil'e göre kendisini hizalayan bir yapı var."

AKP  Genel Başkan Yardımcımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik MKYK toplantısında ana gündemlerinin iç, dış ve siyasi gelişmelerin yanı sıra sosyal politikalar olduğunu belirterek toplantıda büyük oranda ekonomi ile ilgili sunumlar ve değerlendirmelerin kapsamlı şekilde ele alındığını bildirdi.


"Gereksiz mağduriyet üretmek doğru değil"

"CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 'Genel Başkan olduğumdan beri benim ve parti yöneticilerimin telefonları dinleniyor. Bu dinlemeler bir kişiye akıyor.' dedi. Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu'nun da telefonunun dinlendiğini söyledi. Bu konudaki değerlendirmeniz nedir?" sorusu üzerine Çelik, Kılıçdaroğlu'nun benzer cümleyi 2018'de de söylediğini hatırlattı.

CHP'nin belediye başkanlarının telefonlarının ve MYK toplantısının dinlendiğine yönelik iddiasının da olduğunu aktaran Çelik şunları kaydetti:

"2018'den bu zamana 3 yıl bitti. Ne ortaya bir belge koyuyor, ne gidip savcılığa bir suç duyurusunda bulunuyor ne de herhangi bir şekilde 'Bunu teyit edecek şu bilgilere ulaştım ya da bu söylediğimin doğru çıkmadığını gösteren şu bilgilere ulaştım.' gibisinden bir şey söylemiyor. Bir partinin genel başkanının iyi kötü belli bir sınır içerisinde konuşması lazım. O sınır da şudur, belli bir meşruiyet alanı içerisinde konuşması lazım. 'Beni dinliyorlar.' gibisinden kurumlara doğrudan suç teşkil eden bir yaklaşım atfetmek, 2018'de gayriciddilikti, şimdi artık laubalilik anlamına geliyor. Nihayetinde bu kurumlar, bu kurumlarda çalışanlar büyük bir fedakarlıkla memleketin güvenliğini sağlıyorlar, vatandaşa hizmet etmeye çalışıyorlar. Şimdi 'Beni, MYK'mi, belediye başkanlarımı dinliyorlar.' dediğinizde bu tipik bir fitne siyaseti oluyor. Peki ilk olarak söylediği 2018'den bugüne kadar ne yapmış sayın Kılıçdaroğlu bununla ilgili? Bu iddiasının arkasına hangi belgeyi, hangi bilgiyi koymuş? Bu artık gayriciddiliktir. Hiç kimseye, herhangi bir görevi, yetkisi olmayan kimseye yakışmadığı gibi, herhangi bir partinin genel başkanına asla yakışmaz."

Gereksiz bir mağduriyet üretmenin doğru olmadığını vurgulayan Çelik, "Bu kurumlar, Anayasa'nın, yasaların verdiği yetkiyle belirli bir meşruiyet içerisinde çalışıyorlar. Ki bizim iktidarlarımız döneminde bu tip konular gündeme getirildiği zaman bunların üzerine büyük bir hassasiyetle gidilmesi için hem bir irade hem de çeşitli mekanizmalar ortaya konulmuştur." dedi.

"Kurumları hedef alıyorsun"

Karşılıklı mücadelenin, eleştirinin olduğu siyasetin, meşruiyet alanı içinde yapılması gerektiğine işaret eden Çelik şöyle konuştu:

"Maalesef sayın Kılıçdaroğlu'nun ne arkası ne önü ne sağı ne solu ne çatısı ne zemini olan bir sürü iddiası var. Bir şeyi söylüyor, arkasına koymuyor. Şimdi onun çıkıp 2018'de basın toplantısı yapması lazımdı. Nasıl dinleniyorsunuz, bu kanaate nasıl vardınız, elinizdeki bilgi, belge nedir? Ya da şimdi söylüyor, çıkacak bunu ispat edecek. Bu kadar kurumlarda çalışan insanları bu şekilde zan altında bırakmanın hiçbir meşruiyeti yok. Bu demokratik siyaset olmuyor, iftira siyaseti oluyor. O yüzden biraz daha sorumlu bir yaklaşıma davet ediyoruz kendisini. Bu bir siyaset biçimi, bu bir kendilerine siyasi olarak getirisi olan bir şey de değil. Sadece bir yıkım siyaseti. Kurumları hedef alıyorsun, ondan sonra da tartışma çıkarıyorsun. Hiçbir zemini, gerçekliği olmayan bir şey."

Cem evlerinin statüsü

"Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Tunceli ziyaretinde 'Cem evlerine ibadethane statüsü tanınması noktasında birtakım hazırlıkların tamamlanma aşamasına geldiğini' söyledi. Bu çerçevede bir mevzuat çalışması mı yapılacak?" sorusu üzerine Çelik, bu konuda uzun çalışmaları ve deneyimi olan bir parti olduklarını söyledi.

Çelik, bu konuda bir meselenin olmadığını, bileşenlerle bir araya gelinip hukuki olarak nasıl bir çerçeve çizileceğini takip ettiklerini bildirdi.

"Denetleme iktidarı kurmaya çalışıyorlar"

"CHP ve HDP görüşmesi oldu. HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, 'Biz, Millet İttifakı'ndan yer almayacağız.' dedi ama cümlesinin devamında 'Olası bir erken seçimde ortak bir aday belirlersek beraber bir ittifak oluşturabiliriz.' dedi. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna Çelik, "Karşımızdaki ittifakın senaryosu her gün değişiyor. 'Millet İttifakı içerisinde yer almayız, ayrı bir ittifak kurarız.' diye ittifakın bileşeni olanlardan farklı bir yorum geliyor. Tabii bu bileşenlerin ne olacağı, adaylarının kim olacağı bizi çok ilgilendirmiyor." yanıtını verdi.

Siyasetin konusu olan birtakım gariplikler olduğunu belirten Çelik şöyle konuştu:

"Birincisi şu; geçen de 7 madde yayımladı sayın Kılıçdaroğlu, bir sonraki cumhurbaşkanının kendi ittifaklarından olacağını söylüyor ve cumhurbaşkanı olacak kişiye talimatlarda bulunuyor. 'Şu kurumu kaldıracak, şöyle bir davranış sergileyecek, böyle bir kurum kuracak.' diyor. CHP'nin seçilmiş ve meşru hükûmetler üzerinde kendi kendine atfettiği bir denetleme iktidarı kurma arzusu her zaman vardır. Seçilmiş iktidarın üzerinde bir denetleme iktidarı kurma arzusunun, Türkiye'nin başına büyük belalar açan, Türkiye'yi çok sıkıntılı süreçlere sokan çeşitli sonuçları olmuştur. 1960'tan beri Türkiye bu konuda çok büyük acılar çekmiştir. Kendisi sandıktan çıkamayınca, sandıktan çıkanın üzerine bir denetleme iktidarı kurmaya çalışıyor."

"CHP'nin olmayan cumhurbaşkanına talimat vermeye" başladığını söyleyen Çelik, "Şimdi ben çok merak ediyorum, bir cumhurbaşkanı adayı çıkarsa, o kişi Kılıçdaroğlu'nun bu talimatlarını nasıl taşıyacak? Sayın Kılıçdaroğlu 'Bir sonraki aday ben olacağım, seçilirsem şunları yapacağım.' da demiyor." ifadesini kullandı.

"Bu şapkadan nasıl bir cin çıkacak?"

Üçüncü bir ittifaktan bahsedildiğini dile getiren Çelik şöyle devam etti:

"Sayın Kılıçdaroğlu'nun değerlendirmesine göre farklı bileşenleri oluyor, HDP'nin değerlendirmesine göre farklı bileşenleri oluyor. Şimdi üçüncü bir ittifaktan bahsediliyor ama CHP-HDP ikilisi açısından baktığınızda şöyle bir tablo var; bir tanesi bir konuda anlaşıyor, iki taraf da tezkereye karşı çıkıyor mesela. Burada bir zeminleri olduğu gözüküyor ama daha sonra Kılıçdaroğlu çıktı ve 'Kandil'i yıkacağız.' dedi. Biz de dedik ki hem tezkereye karşı çıkacaksınız hem de Kandil'i nasıl yıkacaksınız? Bu son cümleden bakarsak bir tarafta 'Kandil'i yıkacağım.' diyen biri var, diğer taraftan Kandil'i meşru gören, Kandil'e göre kendisini hizalayan bir yapı var.

Bu iki yapı nasıl bir ittifak kuracak, bu ittifakın demokrasi, anayasal düzen, hukuk devleti konusunda, demokrasi konusunda söyleyeceği nasıl bir şey olacak? Birisi Kandil'i yıkmaktan bahsederken öbürü tezkereye 'hayır' verdiği halde büyük bir tutarsızlıkla diğeri de Kandil'in meşrulaştırılmasına, Kandil'in bir referans alanı olmasına gayret ediyor ve açıkça da 'PKK terör örgütü değildir.' diyor. Bu ikisi bir araya gelip nasıl bir ittifak kuracak, herkes merak ediyor. Biz de bakıyoruz, bu şapkadan nasıl bir cin çıkacak diye. Bu şapkadan cin çıkmaz, sadece cin çarpması çıkar. O da kendilerinin bileceği bir şey. Cin mi çıkacak cin çarpması mı olacak, onu hep beraber göreceğiz."

Bir gazetecinin, "HDP 'MİT'in PKK'ya yönelik operasyonlarına dair' TBMM'ye soru önergesi verdi. Buna ilişkin ne demek istersiniz?" sorusu üzerine Çelik, Milli İstihbarat Teşkilatının (MİT) kendi çalışma kuralları olduğunu, dünyanın pek çok bölgesinde Türkiye’nin güvenliğini sağlamak için operasyonlar gerçekleştirdiğini vurguladı.

Çelik, MİT’in çalışma alanlarına ilişkin bilgi vererek, "Bu teşkilat dünyanın sayılı teşkilatları arasına girdi. Bu teşkilat, Türkiye’nin geleceği için mücadele ederken şehit verdiğinde şehitleri için tören bile yapamayan bir teşkilat, kendi kuralları çerçevesinde. Şehitlerini gizlice, sessiz sedasız defnediyorlar." diye konuştu.

MİT'in Türkiye'nin demokrasisine, birliğine, hudutlarına göz dikmiş olanlara karşı Türk Silahlı Kuvvetleri, Sahil Güvenlik, polis ve jandarma gibi nasıl operasyonlar yaptığını bildiklerini ifade eden Çelik, şunları kaydetti:

"Biri, MİT'in faaliyetlerine karşı bu faaliyetleri yapamasın diye, herhangi bir şekilde bir önerge veriyorsa bir soruşturma açılmasını istiyorsa bu çoğu kez Mecliste bunun gündeme gelme biçiminin terör örgütüne destek vermek, terör örgütünü muhafaza altına almak gibisinden bir yaklaşım olduğunu görüyoruz. Şunu hassasiyetle ayırt etmek isterim. Yüce Meclisin milletvekilleri her konuda denetim yetkisine sahiptir. MİT'in faaliyetleriyle ilgili de tartışma yapabilirler, bunun hakkında görüşlerini tabii ki söyleyecekler, başka şeyler de talep edebilirler. Bu başka bir şey, bu meşru bir alandır. Bu ikisini kesinlikle birbirine karıştırmıyorum. İstihbarat teşkilatımız, herhangi bir demokratik denetimden kaçan bir teşkilat değildir. Bunun kendileri için bir güç olduğunu her zaman ifade ediyorlar.

Ama tutup da terörle mücadelesini hedef alıp ve üstelik PKK terör örgütünü bir şekilde meşrulaştıracak ya da Suriye'nin kuzeyinde ya da Irak’ta yaptığı faaliyetleri hedef alacak şekilde bir şey ortaya koyduğunuz zaman biz buna tabii ki birçok şey söyleyebiliriz. Bunun terör örgütlerine alan açma gibisinden bir yaklaşım olduğunu da söyleyebiliriz. Zaman zaman maalesef, başka istihbarat örgütlerinin bizim Milli İstihbarat Teşkilatımıza karşı yaptığı faaliyetlere herhangi bir şekilde zemin oluşturan sonuçlar da doğurabilmektedir maalesef."

"Hayvanlar, bitkiler, doğa bizim rakibimiz değildir, can yoldaşımızdır"

Bir gazetecinin, "Cumhurbaşkanı Erdoğan, belediye başkanlarına, 'Sahipsiz sokak hayvanlarının yeri sokaklar değil, barınaklardır' ifadesini kullandı. Barınakların durumu da tartışmalı. Barınakların bir rehabilitasyon merkezine dönüşmesi için bir yol haritası var mı? Pitbull tarafından saldırıya uğrayan Asiye'nin de durumu söz konusu. Bu kapsamda değerlendirmeniz nedir?" sorusu üzerine Çelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Asiye'nin sağlık durumunu yakından takip ettiğini söyledi.

Çelik, "Biraz önce de toplantıya başlamadan evvel kendisinin son görüntülerini gördüğünü, hocalarımızla konuştuğunu ve yakından takip ettiğini söyledi. Sayın Cumhurbaşkanımız o görüntüleri gördüğünde çok üzüldüğünü de ifade etti." diye konuştu.

Çelik, hayvanların korunmasına ilişkin yapılan çalışmalar, uygulamaya giren kanuni düzenlemeler hakkında bilgi verdi. Devrim niteliğinde işler yaptıklarını ifade eden Çelik, "Bu konudaki bakışımız bellidir. Hayvanlar, bitkiler, doğa bizim rakibimiz değildir, onlar bizim can yoldaşımızdır. İnsan hayatını anlamlandıran, bütünleyen ekosistemin birer parçasıdır onlar. Dolayısıyla her cana hürmet etmek lazım." dedi.

Sokak hayvanları konusunda şikayet yağdığını, insanların bir tehlikeyle karşı karşıya kaldığını ifade eden Çelik, "Cumhurbaşkanımızın yaklaşımında olayın iki boyutunu gözeten bir şey var. Bir, her yaştan insanımızın zarar görmemesini sağlamaya çalışmak, ikincisi de sokaktaki hayvanları herhangi bir şekilde sahipsiz bırakmamak." ifadelerini kullandı.

Sokak hayvanlarının sahipsiz olmadığını göstermeye çalıştıklarını anlatan Çelik, "Bu olay bu şekilde devam ederse insanların canını koruma konusunda bir zaafa düşeceğiz, o sokak hayvanları birileri tarafından hedef alınmaya başlanacak, onların canına kastedilmeye başlanacak." diye konuştu.

Çelik, hayvanlara zarar verenlere karşı da gereğinin yapılacağının altını çizdi.

Barınakların durumuna ilişkin değerlendirmede bulanan Çelik, "Yarından itibaren bununla ilgili çok iyi örnekleri olan belediyelerimizin ortaya koyduğu örnekler, sosyal medya hesaplarımızdan paylaşılacak. Neyi kastettiğimiz ve nasıl olması gerektiği… Sayın Cumhurbaşkanımızın buradaki yaklaşımı iki yönlüdür. Hem sokaktaki insanlarımızın canını korunmasını gözeten hem de hayvanların canını korunmasını gözeten bir yaklaşım çerçevesinde oluyor." dedi.

Bu konuda her türlü görüşe açık olduklarını söyleyen Çelik, olumlu olumsuz belediye uygulamalarının kendileriyle paylaşılabileceğini söyledi.

Çelik, kastedilenin gerçekten kaliteli, sağlık hizmetlerinin de verilebildiği barınaklar olduğunu belirterek, "Bazı belediyeler 'Bizim bütçemiz buna yetmiyor' diyebiliyor. Bununla ilgili olarak gerekirse Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla Tarım ve Orman Bakanlığımızın devreye girmesiyle ilgili bir çalışma da yapılıyor. Tüm bunlar değerlendiriliyor." açıklamasında bulundu.

"Esnafımızın sağ duyusuna, vatanseverliğine hiç kimsenin bir şey söylememesi lazım"

Ömer Çelik, soru üzerine, toplantıda stokçuluk ve fahiş fiyatlar konusunun da ele alındığını bildirerek, şunları kaydetti:

"Serbest piyasa ekonomisinin kurallarını incitecek şekilde herhangi bir yaklaşımın bizden çıkması mümkün değildir. İkincisi bazı yaklaşımlarda sanki tüm esnafımız, böyle bir olumsuz yaklaşımın, stokçuluğun içindeymiş gibi bir tavır ortaya koyuluyor. Bu kesinlikle söz konusu değil. Esnafımız, rant elde etme, kar elde etme peşinde değil, rızkının peşinde. Esnafımızın sağ duyusuna, vatanseverliğine hiç kimsenin bir şey söylememesi lazım.

Serbest piyasa ekonomisi kuralları içerisinde yapılması gerekenler var. Birincisi, Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu, Ticaret Bakanlığı bünyesinde fiyat artışının tespitinden tutun da perakende ve tedarik fiyatlarını değerlendirerek, bu piyasa şartları içerisinde makul bir fiyat mıdır diye değerlendirme yapıyor. Bunun dışında bir takım dinamikler devreye girmişse piyasayı daraltıcı, piyasa dengesini bozucu ya da serbest rekabeti bozucu birtakım faaliyetler devreye girmişse bunlar güçlü bir şekilde takip ediliyor."

Her deposunda mal olana "stokçu" denmediğini belirten Çelik, ticari hayatın akli ve doğal gerekleri çerçevesinde deposunda mal olan insanlar bulunduğunu, bunun makul olduğunu ve stokçuluk olarak değerlendirilmediğini ifade etti.

Çelik, "Ama o alanın makul ve akli akışına aykırı bir şekilde, darlık yaratıcı şekilde, serbest rekabeti bozucu şekilde davrananlar varsa ya da tüketicinin belli mallara erişimini engelleyici şekilde davranan varsa onlara karşı tabii ki bunlar devreye giriyor. Piyasa dengesini bozacak, darlık yaratacak, vatandaşımızın hizmete ulaşmasını engelleyecek her türlü faaliyet karşısında devleti bulur. Bu faaliyetleri düzgün kurallarla piyasa kuralları içinde gerçekleştirenler de yanlarında devleti bulur." diye konuştu.

(vş)


Haber Kaynak : HABER MERKEZİ

"TORBACI YAKALAMAKLA UYUŞTURUCU BELASI ÇÖZÜLMEZ"

CHP’Lİ TANAL, "MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI ATAMA SÖZÜNÜ TUTMADI!"

Tülay Hatimoğulları Hatay'daki hava kirliliğini sordu

BAE'den ithalata vergi muafiyeti

Kılıçdaroğlu, 'Filenin Sultanları'nı Kutladı

Erdoğan, 30 Ağustos Zafer Bayramı Özel Konseri ve 100. Yıl Marşı Tanıtım Programına katıldı

CHP Adana İl Örgütü Zafer Bayramını kutladı

Kılıçdaroğlu: "Milletimizin 30 Ağustos Zafer Bayramı'nı Yürekten Kutluyorum"

Ayhan Barut'tan narenciye üreticisi ve ihracatçısı için 3 bin lira destek talebi

Hasan Efe Uyar: "İktidar Vatandaşa 7 Ayda 22 Milyar Ceza Kesti"

Kılıçdaroğlu: “Türkiye Uyuşturucunun Pazarı Haline Geldi"

Emep'li Demir,"işçilere istifa baskısı uygulanıyor"

Mustafa Oğuz Yiğit: “AK Parti'nin Tarım Politikaları Çiftçiyi İflasa Sürüklüyor”

CHP’Lİ SÜMER,“ADANA’DA DEPREMİN YARALARI KAPANMIYOR”

CHP’li Bulut, “Ballı Maaşlara Devam “

“Malazgirt, Anadolu’daki siyasi hükümranlığımızın kapılarını açmıştır”

CHP'li Şevkin'den Hatay için, bakanlara soru yağmuru

Gürer: “Faiz artışı işsizliği tetiklerse, iş kötü…”

Ayhan Barut, anız yangınlarına kesin çözüm istedi

ERDİL DEDEOĞLU CHP CEYHAN İLÇE BAŞKANLIĞINA ADAYLIĞINI AÇIKLADI

  • BIST 100

    10155,35%1,09
  • DOLAR

    32,37% -0,32
  • EURO

    34,71% -0,26
  • GRAM ALTIN

    2399,55% -0,94
  • Ç. ALTIN

    3886,52% 0,00
  • Cuma 24.1 ° / 17.8 ° Orta kuvvetli yağmurlu
  • Cumartesi 24.1 ° / 16.4 ° Orta kuvvetli yağmurlu
  • Pazar 21.7 ° / 13.4 ° Şiddetli yağmurlu