AHMET DEMİR SAHNELERİN ŞÖHRETLİ BİR SANATÇISIYDI
KÜLTÜR SANAT 13.03.2017 09:33:59 1981 0

AHMET DEMİR SAHNELERİN ŞÖHRETLİ BİR SANATÇISIYDI

On bir yaşında bestelediği ?Geze geze de yüreğime dert oldu? ve ?Haram oldu da bana bu Antebin elleri? adlı eserleriyle tanınan Ahmet Demir sayısız yurt içi ve yurt dışı turnelere çıkan bir çok yönlü sanatçı olarak yazıp, besteleyip, seslendirdiği eserle

/resimler/2017-3/13/0937166546120.jpg***Müziğe nasıl başladınız Sayın Ahmet Demir?

---Şimdi efendim bana göre insan sonradan sanatçı olamaz? Anadan doğma olur. Anasından sanatçı olur. Ben okula gitmeden besteci olanlardanım. Gözümü türküye açtım. Türkü söyledim. Türkü besteledim.

***Çocukken kendircilik yaptığınız belirtiliyor özgeçmişinizde. Nedir bu kendircilik? Nasıl bir meslek?

---Türkiye´de yalnız Birecik´te var bu kendircilik? Ekilen kendir 5-10 metre yüksekliğinde dam boyu oluyordu. Onu çekip suya ıslıyorduk. Bir hafta kalıyordu. Sonra çıkarıp, 2-3 gün kurutulduktan sonra kibrit gibi oluyordu. Daha sonra da kırınca kabuğundan kendir oluyordu. Sonra bunu yasakladılar. Güya bundan uyuşturucu yapıyorlarmış. Sonra zaten fabrika devri başladı. Naylon ipler çıktı. Pamuk ipler başladı. Bu meslekte 40-45 sene önce kalktı. Şimdi var ise de semboliktir. Şunu da belirteyim ki Nuri Sesigüzel de kendirciydi. Benim kalfamdı.

***Sesinizin güzelliğini nasıl toplum önünde sergileyebildiniz veya toplum sizi nasıl türkücü olarak tanıdı?

            ---Kendircilik yaparken herkes kafasına göre bir şeyler söyler. Gündüz olmazdı kendircilik. Yaz aylarında ve gece olurdu. Gece saat on iki, bir de işe kalkardık. Kendir iplerinin kopmaması için güneş vurmaması ve gölgede yapılması gerekirdi. Güneş vurup kopardı yoksa kendirin kabuğu. İşte bu kendircilik zamanlarında ben de bir şeyler söylerdim. Sesimin güzelliği dikkatleri çekti o zaman.

            ***Nuri Sesigüzel de söyler miydi, kalfanız olduğuna göre?..

            ---Tabii canım o da söylerdi.

            ---Sonra?

/resimler/2017-3/13/0937509615713.jpg            ---Sesimin güzelliğiyle tanınınca, o zamanlar Birecik´e gelen konserlerde beni çıkarmaya, istek yapmaya başlarlardı. Yine böyle bir halkın konser isteği sonucu, Malatyalı Fahri diye tanınan Fahri Kayahan´ın konserinde sahneye çıkıp, onun tamburu eşliğinde, kendi bestem olan ?Geze geze yüreğime dert oldu? adlı kendi bestem olan mayayı okuduktan ve halktan çok büyük bir alkış aldıktan sonra, artık her gelen konserde isteyim istemeyim sahneye çıkarmaya başladılar. Hatta bir defasında, Birecik´ten İstanbul´a gidip meşhur olan Nuri Sesigüzel, Nezahat Bayram ile birlikte Birecik´e konsere gelmişlerdi. Her taraf, dam, duvar doluydu. Adım atılamıyordu. Ben de en arka sıralardan birine oturmuş, sahnedeki sanatçıları herkesle birlikte alkışlıyordum. Bir de farkına vardım ki millet beni alkışlıyor. Derken beni elden ele verip, omuzlardan aşırıp sahneye taşıdılar. Sahnede üç, dört türkü okudum. Sanırım türkünün biri ?Ezo Gelin?di. Türküleri bitirince Nuri Sesigüzel:?Bizim topraktan çıkar??deyip övgüyle konuşurken, seyirciler alkışlıyordu.

***Plaklara, kasetlere nasıl ulaştınız?

            ---Bu konser olayları askerliğime yakındı. Ben Adana´ya gelip gelip gidiyordum. Bazen bir süre çalışırdım da. Hatta buğday pazarında 5-6 ay çaycılık da yaptım. Bu süre zarfında Adana Radyosu? Çukurova´dan Sesler? programı yöneticisi Selahattin Sarıkaya´dan usul ve makam dersleri aldım ve bu ara sahnelere de çıktım. Camcı Mahmut ve Nedim Kıvırcık isimli kişiler Adana ve ilçelerine konser tertip ederlerdi. Camcı Mahmut´un Japon Tanyeli isimli bir kızı vardı. Türkü okurdu. Ben de Burhan Bilgin ve Şarlo Cemil´in bana eşlik etmesiyle programlar yapardım. Bir dönemin Küçük Emrah ve Küçük Ceylan gibi ben de dönemin çocuk sanatçılarındandım.

            ***Burda söze girmek istiyorum? O dönemde Adana´daki müzik ortamı  nasıldı? İsimler, oluşumlar, etkinlikler?..Bir parantez açalım isterseniz?

            ---Selahattin Sarıkaya ve Çukurova´dan Sesler? sanatçıları vardı. Biz bir gruptuk? İzzet Altınmeşe, Gül Avalan, Kadir Ergeç gibi isimler vardı. Emirgan, Gül Bahçesi, Piknik Aile Çay Bahçesi gibi yerlerde dönemin Adana´daki sanatçıları okurdu. Kervan Aile Çay Bahçesi´ne tanınmış sanatçılar gelirdi. Zeki Müren´e kadar oraya geldiler.

            İstanbul konusuna gelince?

            Askerden sonra Adana´ya geldim. Baktım Adana´daki grup hep İstanbul´a göçmüş. Ben de İstanbul´a gittim. /resimler/2017-3/13/0938493299114.jpgOnlara ulaşamadan Bedri Çağlayan ile tanıştım. Elimde Adnan Varveren, Abdullah Nail Bayşu ve Bedri Çağlayan´ın adresi vardı zaten. Bedri Çağlayan´a ismimi söyleyince: ?Ooo siz Birecik´teki çocuksunuz.? dedi ve sizi bu akşam stüdyoya götürüp dinleyelim? diye ilave etti. O akşam Şençalar Stüdyosu´nda Seyfettin Sucu ile plak yapıyorlardı. Seyfettin Sucu´nun plağı bittikten sonra beni aldılar stüdyoya. Ben,?Geze geze yüreğime dert oldu.?, ?Fırat´ın akışına?, ?Adana-Antep yolu?ve ?Bir yâr sevdim bu ellerden? isimli dört eserimi deneme olarak okudum. Aradan bir ay geçti ya da geçmedi,?Geze geze yüreğime dert oldu? ve ?Fırat´ın akışına? Palandöken´de, diğer ikisi ise Silvana Plakçılık şirketinde çıktı. 

            ***Deneme olarak okuduğunuz plak olunca şaşırdınız mı?

            ---Şaşırdım ve heyecanlandım? Plaktan sonra ben Otoman firmasına tornacı olarak girdim. İki yıl çalışıp meslek öğrendim. Daha sonra ise Selahattin Sarıkaya ve diğer arkadaşlarımı, kendi grubumu buldum.  Bir gün Selahattin Sarıkaya fabrikaya gelip: ?Oğlum nedir bu elinin kiri, pası? Sen Ahmet Demir oldun. Gel de işimize bakalım?? deyip, beni alıp Beyoğlu´na getirdi. Grafson Plak stüdyosunun altındaki kendi yazıhanesine geldik. Daha sonra stüdyoya çıktık. Burhan Bilgin´in bağlaması eşliğinde ?Birinci kurşun?, ?Gez gez şu Urfa´yı gez.? İsimli bestelerimi Arfon Plak altında okudum. Bundan sonra plaklar ve turneler devam etti.  O günden bu güne müzik hayatımı sürdürmekteyim.

 /resimler/2017-3/13/0939278021152.jpg           ***Sayın Demir, bestelerinizi siz okudunuz, başkaları okudu; siz bir ses sanatçısı olarak başkalarının da eserlerini plak yaptınız. Az da olsa şiirlerinizi de başka besteciler bestelediler. Siz ise, ortaya çıkan kaset ve plaklara okunan eserlere bakıldığında tüm eserlerinizde kendi güfteleriniz olduğu gözleniyor. Bu çok yönlülük içerisinde güftenizi bestelemeniz konusuna açıklık getirebilir misiniz?

            ---Kimi besteciler önce güfteyi ele alıp inceliyor, besteliyor. Bendeki beste olayında ise güfte ile beste birlikte oluyor genel olarak. Bu yüzden kendi şiirlerimi besteliyorum.

            ***Ailede genetik bir olay var mıydı önce bunu sormak isterim. Sonra da sanatçı olmanız konusuna aileniz nasıl baktı?

            ---

***Kuran-ı kerim okudunuz. Camilerde ezan okudunuz. Babanız karşı çıktı sanatçılığınıza ama siz her şeye rağmen sanatçı oldunuz.  Başaran birine olarak şunu sormak istiyorum. Yerelden ulusala uzanmak; Urfa´dan, Adana´dan İstanbul´a gidip ünlü olmanın yolu nerden geçer? Yerel sanatçılar ya da sanatçı adayları, gençler için  bu konuda neler önerirsiniz?. 

            ---Önce Allah vergisi bir sese sahip olacaklar. Ondan sonra birisi elinden tutacak, şansın yardım edecek. Ama hepsinden önce bu işin eğitimini alacaklardır.   

            ***THM dalında gerek beste ve gerekse yorum olarak barak, maya ve uzun havalarla adınızı duyurdunuz?  Hüzünlü bir ifade, yorum taşıyan barak ve maya nedir? Bu konuya biraz açıklama getirebilir misiniz?       

            ---Barak ve maya aynı çağrışımı yapar.  Kırsal kesimdeki halkımıza ait müzik kültürünün bir ürünüdür. Hoyrat, bozlak, barak ve maya birer ağızdır. Barak´ın düzüne, daha doğrusu uzun havaların düz okunuşuna maya denir. Benim ?Geze geze yüreğime dert oldu? isimli eserim aslında bir mayadır. Fakat barak deniliyor, öyle anılıyor.

/resimler/2017-3/13/0941313051849.jpg            ***Birçok eserleriniz var? Telif hakları yönünden hakkınızı elde edebildiniz mi?

             ---Telif haklarından yeterince yararlanamıyorum? Arada sırada okunsa da ne verirlerse. Paraya da önem vermiyorum? Bu işe gönül veren biri olarak adımın anılmasını istiyorum.. Şimdiye kadar bu konuda kimseyi de dava etmedim. Fakat en son Hakan Taşıyan ?Geze geze?´yi okuyup, üstelik hakaret edince dava açtım. Şimdi bu dava bir yıldır sürüyor. Eserimi sahiplenen biri olmadığı halde bu dava sürüyor. Ölmüş bir insana zorla eserimi mal etmeye çalışıyorlar. 

            ***Ahmet Demir´in bundan sonraki yapacakları nelerdir?

            ---Yeni bir albüme başladım ve de bitmek üzere Bundan sonraki amacım gerek eski ve gerekse yeni barak havalarını bir albümde toplamak Hiçbir barak havası sahipsiz değildir.  Mutlaka bunu bir yapan vardır. Bundan sonra ben bir barakçı ve barak çocuğu olarak bestelemiş olduğum bu bana ait barak havalarını bozmadan okusunlar. Geçmişte olduğu gibi sahiplenmesinler çok ayıptır. Ayrıca bir de sanat albümü gibi bir kitap hazırlığım vardır. İçerisinde film, senaryo da olacak.

            ***Bir de çiğ köfte konusu? Önemli gün ve gecelerin iddialı bir çiğ köftecisiniz?

            ---Adana´ya gelen birçok ünlü isimlere ve önemli zamanlarda çiğ köfte yaptım. Bu konuda iddialıyım.

            ***Zevk ve hobileriniz nelerdir?    

            ---Tek zevkim büyütüp, okutup adam etmektir. En büyük zevkim budur. Çünkü Beyoğlu sokaklarında çok süründüm ben.    

 

                                                ***AHMET DEMİR***

            1944 Yılında Ş.Urfa´nın Birecik ilçesinde doğdu. Birecik´te 3. sınıfa kadar okuyup, daha sonra Adana İnkilap İlkokulu´nu dışardan bitirdi. Kendircilik, çaycılık, tornacılık gibi çeşitli işlerde çalıştıktan sonra askere gitti. (1964) Askerliğini Manisa 57. Tümen Orduevinde ses sanatçısı olarak yaptı. Askerlik sonrasında Adana´ya dönen Ahmet Demir, bir süre sonra ise sanatsal nedenle İstanbul´a gitse de daha sonra yeniden Adana´ya döndü. İstanbul´a gitti. Evli ve iki çocuk babası olan Ahmet Demir, sanatçı olarak emekli olup müzik çalışmalarıyla birlikte yaşamını Adana´da sürdürmektedir.

            Küçük yaşlardan beri müziğe tutkulu olan Ahmet Demir, Birecik´te tanınmaya başladı. Bu tanınma sonucudur ki, Fahri Kayahan´ın 1960-1961 yıllarında Birecik´te verdiği konsere halkın isteği üzerine davet edilip, 11 yaşında bestelediği ?Geze Geze Yüreğime Dert Oldu?   adlı barak mayasını Fahri Kayahan tamburu eşliğinde okuduğunda büyük beğeni aldı ve daha sonra da Birecik´e gelen konserlerde halk tarafından hep sahnede yer alması istendi. 1962 yılında sanatını ilerletmek için Adana´ya gelerek, Adana Radyosu´nda ?Çukurova´dan Sesler?i yöneten Selahattin Sarıkaya´dan makam ve usül dersleri aldı. Daha sonra,?Çukurova´dan Sesler?in Adana Belediyesi Şehir Tiyatrosu salonunda gerçekleştirilen bir konserde sahne aldı. 1962-1964yılları arasında beste çalışmalarını yürüten Ahmet Demir, askerlik sonrası İstanbul´a gittiğinde bestesi olan ?Geze Geze Yüreğime Dert Oldu? adlı mayayı Palandöken Plak´a okudu. Daha sonra Silvan Plak´a üç, Arfon Plak´a üç, Türküfon Plak´a iki, Odeon Plak´a iki, Şah ve Diba Plak´a 5 plak olmak üzere toplam olarak 16 plak okuduktan sonra İstanbul´dan başlayıp Siirt´te sona eren konserleriyle adından söz ettirdi. On kadar kaset de yapan sanatçı, daha sonra yine yurt içi turnelerini sürdürerek, okuduğu plakların sayısını 53´e çıkardı. Bugüne kadar 53 plak ve 10 tane de kaset yaptım. Başrolünü Perihan Savaş ve Yıldırım Gencer´in oynadığı ?Kanlı Değirmen? ve ?Pınarcık? adlı filmlerin türkülerini okuyan Demir´in hu güne kadar türkü, barak, arabesk vb. dallarda yüz kadar bestesi bulunmaktadır. 1970-1980 arası Edirne´den Van´a, Trabzon´dan Adana´ya kadar Türkiye´nin her köşesinde konserler veren; gazino, konser, turne, plak, gibi çeşitli sahne ve müzik çalışmalarını dolu dolu bir şekilde sürdüren Ahmet Demir; Adana, İstanbul, Bursa, Samsun, Manisa, Eskişehir, Edirne, Gaziantep ve Mersin gibi illerin pavyonlarında da bir dönem çalıştan Ahmet Demir MSG Asıl Üyesidir.


Haber Kaynak : ÖZEL HABER

“STOA FELSEFESİ VE TARSUS'TA STOACILIK”KİTABI ARATOS YAYINLARI’NDAN ÇIKTI

ADANA ALTIN KOZA FİLM FESTİVALİ KISA FİLM FİNALİSTLERİ BELLİ OLDU

ADANA’DA BAĞLAMA GÜNLERİ’NİN İKİNCİSİ GERÇEKLEŞTİRİLİYOR

Düş ve Gerçek Arasında Çareli Çaresiz Çizgiler Kitabı

Sanatçı Selva Özelli Solo Sergisi ile ABD’de

“Doktordan Az Kullanılmış” bu defa bir kitap adı

HÜSEYİN SÖZLÜ, "AĞUSTOS AYI TÜRK'ÜN ZAFER AYIDIR"

İZMİT ALTIN PİŞMANİYE ÖDÜLLERİ SAHİPLERİNE VERİLDİ

ALTIN KOZA FİLM FESTİVALİ ‘’BELGESEL FİLM YARIŞMASI’’ FİNALİSTLERİ BELİRLENDİ

EMEKLİLERİN YENİ ADRESİ ‘EMEKLİ KÜTÜPHANESİ’

İZMİR KULLUK İLE TANIŞIYOR

ALTIN KOZA FİLM FESTİVALİ ULUSAL UZUN METRAJ FİLM YARIŞMASI FİNALİSTLERİ BELLİ OLDU

“Soul Müziğin Diva”sı Imany, 7 Eylül’de Türkiye’de

‘ÇOK YAŞA CUMHURİYET’ ÖDÜLLÜ BESTE YARIŞMASI BAŞVURULARI İÇİN SON HAFTA!

TÜRK RESSAMLARIN LONDRA ÇIKARMASI!

YILDIZ TOZU KARAKTER ANALİZLERİ

"ZAFERİN RENGİ" GÜÇLÜ OYUNCU KADROSU İLE ÇEKİMLER İÇİN GERİ SAYIMA BAŞLADI!

Büyükşehir ve YEDAM’dan bağımlılıkla mücadelede iş birliği

AVRUPA HAREKETLİLİK HAFTASI’NDA TÜM TÜRKİYE "ŞEHRİNİ KEŞFEDECEK- GELECEK ENERJİSİNİ KORUYACAK!”

12. ULUSLARARASI İZMİT PİŞMANİYE, MÜZİK ve DANS FESTİVALİ,25-27 AĞUSTOS’TA

‘’20. GELECEĞİN SİNEMASI’’ YARIŞMASININ JÜRİ ÜYELERİ AÇIKLANDI

  • BIST 100

    8828,70%-0,62
  • DOLAR

    32,29% 0,55
  • EURO

    35,19% 0,29
  • GRAM ALTIN

    2238,56% 0,53
  • Ç. ALTIN

    3895,90% 0,00
  • Salı 15.1 ° / 9.5 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Çarşamba 19.1 ° / 9.6 ° Orta kuvvetli yağmurlu
  • Perşembe 16.4 ° / 10 ° Orta kuvvetli yağmurlu