Vatandaşın isyanını artık görmezden gelemeyen Recep Tayyip Erdoğan yağ, bakliyat, sebze ve meyve fiyatlarının öncelikli mesele olarak gördüklerini açıkladı. Fakat talimatsız kıpırdayamayan, adeta felç haline getirilmiş bakanlıklar, birden zombi gibi hareket etmeye başladı. 7 yıldır “var olan” Gıda Komitesi de birden uyandı. Biz bu filmi izlemiştik,ama yine de ağır aksak yürüyen “zombi bakanlıkların” bu kez kaç metre yol alacaklarını “merakla” bekledik. 
Erdoğan, vatandaşın gözünde düşen imajını yenilemek için düğmeye bastığında harekete geçen Gıda Komitesi; Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanı İbrahim Şenel Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan'ın ev sahipliğinde toplandı. Üç saat süren toplantının ardından dağ fare doğurdu! Artan enflasyon, denetimsiz piyasa, ithalata dayalı tarım politikaları nedeniyle inim inim inleyen vatandaşa, Gıda ve Tarımsal Ürün Piyasaları İzleme ve Değerlendirme Komitesi (Gıda Komitesi)'nden Erken Uyarı Sistemi gibi kimsenin anlamadığı bir karar çıktı.
SİSTEMİN NE OLDUĞUNU KİMSE ANLAMADI
Herkesin “sen anladın mı?” diye birbirine sorduğu Erken Uyarı Sistemi ile ilgili yapılan açıklamada,“Tarımsal ürünler ve gıda piyasalarındaki gelişmeler konusunda zamanlı kararlar almaya fayda sağlayacak Erken Uyarı Sistemi’nin oluşturulmasına ilişkin teknik altyapı çalışmaları komiteye sunulmuştur. Kurumlar arası işbirliğinin çerçevesi belirlenmiştir" denildi. 
Gıda Komitesi’nin mimarlarından biri olan eski Hazine ve Maliye Bakanı “kayıp” olduğu için kendisine soramıyoruz. Fakat bir markette rafta bulunan bir ürünün fiyatı sürekli olarak değiştiriliyorsa, ilgili bakanlık görevlileri ve denetmenlerin durumdan sorumlu olduğunu biz biliyoruz. Uzun zamandır görevde olan Gıda Komitesi, pek çok örnek verilebilir ama dün ayçiçek yağı 25 TL iken bugün değişken olmakla beraber 75 TL’ye çıkmışken neredeydi? Tıpkı tanzim satış döneminde olduğu gibi PTT, ayçiçek yağı satışına başlamışken neredeydi? Gaziantep’in Nizip ilçesinde bir evden ayçiçek yağı hırsızlığı yapılırken neredeydi diye insan sormadan edemiyor. Ayrıca 7 yıldır tamamlayamadığınız şu altyapı çalışmalarınız ve kurumsal işbirliğiniz acaba ne zaman biter? 
SİZİN ALARM NE ZAMAN ÖTECEK?
Biz dönelim tekrar Gıda Komitesi’nden yapılan açıklamaya, deniliyor ki; “Tarımsal ürünler ve gıda piyasalarındaki gelişmeler konusunda zamanlı kararlar almaya yönelik Erken Uyarı Sistemi kurduk.” Vatandaş fahiş fiyatlarla bir ürünü satın almak zorunda kaldığında, sizin alarm ne zaman ötecek onu bir izah edebilir misiniz? Erken Uyarı Sistemi’ni, TÜİK’in enflasyon rakamını belirlemek için gittiği, ama vatandaşın hiç bilmediği zincir marketlerde uygularsanız bence sisteme gerek kalmaz, siz de yorulmamış olursunuz. 
Dağıtım tekellerine müdahale edilmeyen, denetlenmeyen, üreticinin korumasız bırakıldığı, tekelci yapıların cirit attığı bir piyasada “o erken uyarı sistemi” çalışmaz. Artan gıda fiyatlarına karşılık vatandaşın haklı isyanına kulaklarını kapatamayacak hale gelen Erdoğan, bize yine zombi, sufle bile alamayan bakanları eliyle “cambaza bak” oyunu sergiliyor. Yüksek fiyatlar nedeniyle halihazırda pazar tezgahına yaklaşamayan vatandaşlarımızın burada gideceği tezgah, Erdoğan’ın tezgahı olmamalıdır. 
DÜN “TERÖRİST” DEDİĞİNİZ ESNAFI BUGÜN YİNE TEHDİT EDİYORSUNUZ
18 yıllık iktidarın tepesinde oturan Erdoğan, asıl yüzünü bir toplantı çıkışında gazetecilerden birinin sorduğu soru üzerine gösterdi. Gıdada çok ciddi fiyat farkları olduğunu itiraf eden Erdoğan, “Bir ay içerisinde bu işi daha kontrollü yürüteceğiz. Vatandaşın ezilmesine tahammül edemeyiz. Yüksek fiyatlar sürerse esnafa ağır cezalar gelebilir” dedi. Yani yüksek gıda fiyatlarının faturasını yine esnafa kesti. 
O yüzden yıllardır vergi aldığınız esnafın yanında bir yıl duramadınız, pandemide esnafı kendi kaderine terk ettiniz. Yetmiyor, başarısız politikalarınızın faturasını dün nasıl bir yandan tanzim satış noktaları kurup bir yandan patates ve soğan depolarını basıp esnafı “terörist” ilan ettiyseniz, bugün de pandemi şartları altında ezdiğiniz esnafı cezalarla tehdit etmekten utanmıyorsunuz!
GIDA KOMİTESİ KENDİSİNE ALARM KURSUN! 
Öte yandan Erken Uyarı Sistemi, yani alarm olmadan önce size haber veren bir sistemdir. Bir alarm neden kurulur? Uyarmak, hatırlatmak, haber vermek için… Gıda fiyatlarının yükselmesinde alarm epeydir çalıyor zaten. Başka bir ifadeyle “erken uyarı” sistemi biraz geç kalmadı mı? Türk İş’in açıkladığı rakamlara göre, gıda temelli sepette aralık ve ocak ayı arasında bir ayda yüzde 2,5 artan fiyatları göz önüne aldığımızda iş işten geçtikten sonra kurulan alarmın hiçbir anlamı yok. 7 yıldır bu alarmı kuracağını söyleyen Gıda Komitesi, uyanmak için o alarmı kendisi için kurmalıdır. 
YAPISAL DEĞİŞİKLİKLER GEREKİYOR
Kuru sabitlemek için kısa süreli bir çözüm olarak faiz artırmak, gıda gibi stratejik sektörlerin sorunlarını çözemez. Sadece üretici değil, tedarikçiye kadar uzanan ve nihai tüketici ile sonlanan bu zincirin tamamında yapısal değişikliklerin olması gerekiyor. Tarımda ürünün arzının artırılması, kuraklıkla mücadele, girdi maliyetlerinin düşürülmesi, üretimin desteklenmesi, planlı tarımsal faaliyet, aracıların ortadan kaldırılması gibi gerçekçi politikaların konuşulmadığı bir toplantıdan çıkan “Erken Uyarı Sistemi” gibi palyatif bir sistem çalışmaz. Çünkü bu sistemin enerjisi yok! Hadi sistem çalıştı, alarm ötmeye başladı, ne yapacaksınız? Erken Uyarı Sistemi, amacına hizmet etmiyorsa hep yaptığımız gibi yorganı başınıza çekip uyumaktan başka çareniz var mı? En temel ihtiyaçlardan biri olan gıdada bile halkı yoksul ve yoksun bıraktığınız böyle bir ortamda bari beceriksizliğinizi Erken Uyarı Sistemi gibi bir ucube ile açıklayıp milletin aklıyla dalga geçmeyin! 
ZOMBİ BAKANLAR SUFLE BEKLİYOR
Ekonomistlerin “maliyet çekişli” enflasyon adını verdikleri sistemde döviz kurunun arttığı dönemlerde temel girdi maliyetleri arttı. Erdoğan yeni duymuş olabilir, ama gıda fiyatlarının artması bugün sürpriz bir gelişme değil. Bu gelişmelerden sorumlu başkanlık sistemidir. Yaşanan bu ekonomik krizin muhatabı da siyasi iktidardır. Bakanlıklara o yüzden “zombi bakanlıklar” diyorum. Artık tüm kabine üyelerinin birer memur pozisyonuna düşürüldüğü bir siyasi iklimde; talimatla iş yapan, tek bir kişinin suflesini bekleyen bunca bakanın da alacağı önlemin Erken Uyarı Sistemi olması bizi şaşırtmadı. 
EMEĞİYLE GEÇİNEN YURTTAŞLAR SİZİ UYARIYOR!
Siz, erken uyarı sistemleriyle esnafa parmak sallamaya devam ederken, asıl uyarıyı emeğiyle geçinen bu halk size yapıyor! Pazardan/bakkaldan en temel ihtiyaçlarını bile karşılayamayan bu vatandaş, cezalarla tehdit edip parmak salladığınız bu esnaf, Z kuşağı deyip küçümsediğiniz bu gençler, her gün katledilmesine davetiye çıkardığınız bu kadınlar, yerin altında ve üstünde emeği dünyayı güzelleştiren işçiler, sadece hakkını değil toprağını elinden alıp çaresiz bıraktığınız bu çiftçiler sizi uyarıyor! Üstelik erken değil, hatta geç kalmış bir uyarı bu! 
Emekçilerin yaptığı bu uyarının gereklerini bugüne kadar yerine getirmediniz. Ülkenin kaynaklarını emeğiyle ve alınteriyle yaşayanlara değil; her gün yenisini inşa ettiğiniz saraylara, beşli çetelere, yandaşlara aktarmanız, bu uyarıları dikkate almadığınızın sadece birkaç tane göstergesi. Uyarıları dikkate almayanların sonunun ne olduğu, tarihin tekerrür eden sayfalarında defalarca yazmıştır. Orada bir sayfa da size açılmıştır ve kurulacak ilk sandıkta o sayfada yerinizi alacaksınız."

(VŞ)