18 yıldır olduğu gibi bugün de hayata destek olmak için afet bölgesinde çalışmaya devam ediyor, kalıcı iyileşmeye ve yerel halkın güçlenmesine katkı sunuyoruz.

Depremin ilk günlerinden itibaren yayımladığımız acil durum raporlarının 23. sayısında da belirttiğimiz gibi afet bölgesinde 2,4 milyon insan hala geçici barınma alanlarında yaşıyor. Konteyner kentlere yerleşim hızlanırken, özellikle kırsal bölgelerdeki çadır alanlarında yaşayanlar yeterli su ve hijyen koşullarına, kamu hizmetleri hakkında bilgilendirmelere, sosyal korumaya, psikososyal desteğe erişmede sorun yaşıyor. Tüm dünya gibi Türkiye’yi de etkisi altına alan sıcak hava dalgası deprem bölgesini vuruyor; vektör kaynaklı hastalık riski artarken çocuklar, yaşlılar, hamile kadınlar ve kronik hastalığı olan kırılgan gruplar özellikle risk altında. Yani deprem bölgesinde mevsimler değişse de ihtiyaçlar değişmiyor, sadece şekil değiştiriyor.

Hayata Destek olarak, 18 yıl boyunca, deprem, sel, yangın, çatışma, savaş ve nüfus hareketlilikleri gibi etmenlerle oluşan afet durumlarında Türkiye içinde ve çevresinde çok çeşitli insani yardım müdahalelerinde bulunduk. Her bir afet şiddeti, yarattığı hasar, etkilediği kitleler ve meydana getirdiği insani ihtiyaçlar bakımından farklıdır. 6 Şubat depremlerinin yarattığı felaket ise daha önce yaşamadığımız ölçekteydi.

Biz Hayata Destek olarak ilk günden itibaren afet bölgesinde en kritik ihtiyaç olan suya erişim ile sanitasyon ve hijyen eksikliklerinin kapatılmasına odaklandık. Barınma desteği, gıda ve gıda dışı yardım malzemesi dağıtımları yaptık.  Yetkin psikolog ve tecrübeli saha ekiplerimizle psikolojik ilk yardım, psikolojik destek ve psikososyal iyileşme çalışmalarını acilen başlattık. Geniş sosyal hizmet kadromuzla hizmetlere erişimi kolaylaştırmak için çabaladık. 6 Şubat’tan beri devam ettirdiğimiz insani yardım müdahalesiyle 507.596 afetten etkilenen kişiye destek olduk.  Ayrıca ‘Yerelin Liderliğinde Güçlenme’ programımız kapsamında afet bölgesindeki yerel toplulukların, afete dayanıklılıklarını artırmak üzere geliştirdikleri projeleri mikro-hibelerle destekledik. Tüm bu çalışmaları özveri ile yapmaya devam ediyoruz.

Depremin 6. ayı geride kalmışken, afetten etkilenen bölge halkının dayanışmasına el vermek, topluluklarının güçlenmesi ve toparlanması, yani kalıcı iyileşme için gerekli desteği sağlamak artık yeni hedefimiz. Direktörümüz Sema Genel Karaosmanoğlu afet öncesi hazırlık ve sonrası iyileşme için yerelleşmenin önemine vurgu yapıyor:

“Yerel örgütlenmelerin harekete geçmesini teşvik ederken aslında yerelin liderliğinde toparlanma ve kalkınmayı tetiklemiş oluyoruz.  Acil yardımları ve toparlanma çalışmalarını yerelin öncülüğüne vermek; bunun için kaynak bulmak Hayata Destek olarak en inandığımız yaklaşım... Böyle büyük afetler bir taraftan da bize afete hazırlığın ve riskleri azaltmanın kritik önemini hatırlatır.  Afetlerin bu depremle bitmeyeceğini biliyoruz.  Kendisini gitgide daha güçlü hissettiren iklim değişikliğinin tetikleyeceği afetlere ve yanı başımızda yaşanan savaşlara baktığımızda bireyler, örgütler, şirketler, devletler olarak bir sonraki felakete hazır olmayı konuşmalıyız.  Bu depremde yaşadıklarımızı bir sonraki afeti daha doğru yönetmek için kullanmalıyız.”

Depremin 6. ayında da #Dayanışmaİyileştirir diyor, afetten etkilenen topluluklarla birlikte çalışmaya, hayata destek olmaya devam ediyoruz."

(vş)