Söyleşiye Üsküdar Üniversitesi, Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölüm Bşk. Nöropsikofarmakoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi (NPFUAM) Müdürü Prof. Dr. Tayfun Uzbay konuşmacı olarak katıldı.

ECZ. YALBUZDAĞ, “İNSANLARIN VİJDANLARI VE SAĞLIKLARIYLA OYNUYORLAR”

Eczacı Ali Aysan Konferans Salonunda gerçekleştirilen, eczacıların yoğun ilgi gösterdiği söyleşinin açılış konuşmasını yapan Adana Eczacı Odası Başkanı Ecz. Ö. Mürsel Yalbuzdağ, “Günümüzde kendine bilim adamı diyen bir çok kişi, insan sağlığını olumsuz etkileyecek yönde kitap yazmakta, televizyon programları yapmakta aynı zamanda da insanları yanıltmaktalar. Yaptıkları açıklamalarla insanların vicdanları ve sağlıkları ile oynadıkları gibi paralarını da almaktalar. Kanıta, bilime dayalı olmayan yanlış yönlendirmelerle insanların sağlığını kaybetmelerine neden oluyorlar. Uzun yıllardır hem bir bilim adamı hem bir eczacı hemde profesör olarak mesleğimize ve ülkemize değerli araştırmalarıyla da bilime hizmet veren hocamız Prof. Dr. Tayfun Uzbay, kitaplaştırdığı tecrübelerini aktarmak ve bizleri aydınlatmak için bir kez daha aramızda kendisine hoş geldiniz diyoruz.” dedi.

PROF. DR. UZBAY, “İNSANLAR ENTELLEKTÜEL SAHTECİLİĞE MARUZ BIRAKILIYOR”

‘Bilim’ olgusunun büyük ekonomik stratejilerle birlikte entellektüel sahteciliğe maruz bırakılarak amacından saptırıldığı söyleyen Üsküdar Üniversitesi, Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölüm Bşk. Nöropsikofarmakoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi (NPFUAM) Müdürü Prof. Dr. Tayfun Uzbay, “Çünkü insan, doğası gereği aldatmaya ve aldanmaya meyillidir. Bu aldanmışlığın ağır bedelleri olmaktadır.” dedi.

BİR ÇOK KONUDA AKIL TUTULMASI YAŞANIYOR

Dijital devrimle birlikte bu çağ’da bir çok konuda akıl tutulması yaşandığını belirten Prof. Dr. Uzbay, “Eczacı, hekim, diş hekimleri, hemşireler hepimiz sağlık profesyoneliyiz. Büyük bir problemle karşı karşıyayız. Birincisi halk sağlığı ikincisi eğitim adına problem var. Hasta bir müşteri, sağlık hizmetleri ticari bir ürün olursa ne olur? Öğrenci bir müşteri, eğitim pazarlanabilir bir ürün olursa ne olur? Doğru bilgiye sahip olunamazsa hayatta kalınamaz. Bilgi, daima cehaleti yönetecektir. Kendi kendini yönetmek isteyen bir ulus, bilginin verdiği güç ile donanmalıdır. Bilginin erişilebilir olması o bilgiye ulaşıldığı anlamına gelmiyor. Ulaşmanız istenen bilgi ile algınız ve tercihleriniz yönlendirilebiliyor. Bu bilgileri doğru sanıp bazı şeyleri doğru yaptığınızı düşünürken zarar görüyorsunuz. Ve yönlendirilmiş algınız yüzünden sizi uyaranları düşman gibi görüp, gerçek bilgileri kabullenmiyorsunuz. Gelişen teknoloji ile bilgiye erişim kolaylaştıkça agnotolojinin etki alanı da genişliyor. Medya desteği ile topluma idol olarak sunulan akademisyenler veya bazı popüler kişiler bilerek ya da bilmeyerek cehaletin sözde bilgi ile yayılmasına destek veriyor.” diye konuştu.

CEHALET BİLİMİ TEKNİKLERİ

Prof. Dr. Uzbay, “Belli bir kesim için doğru olan, ancak farklı kesimlerde kullanılırken risk yaratabilecek olan bir bilgiyi herkes için geçerliymiş gibi sunmak. Böylece yanlış bilgi doğru bilginin içinde doğruymuş gibi empoze edilir. Geçmişte bilimsel platformda tartışılmış günümüzde geçerliliğini tamamen yitirmiş bazı iddia ve tezleri sanki kesin/kanıtlanmış bilgiymiş gibi sunmak. Önemli bir bilimci tarafından önemli bir dergide yayımlanmış sadece bir makale veya veri üzerinden kesin kanıtlanmış sonuçlara ulaşmak. Tanınmışlığını kullanarak tamamen yanlış ve gerçek dışı bilgileri bilimsel bilgiymiş gibi sunmak. Cehalet biliminde kullanılan tekniklerdir.” dedi.

Merak edilen soruların yanıt bulmasının ardından Prof. Dr. Tayfun Uzbay ‘Cehalet Bilimi’ kitabını imzaladı.(CO)