Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) “Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” kapsamında yer alan 4373 Sayılı kanuna, Adana’daki Seyhan nehrinde oluşan taşkınlar nedeniyle eklenecek geçici madde üzerine konuşan Dr. Şevkin, 1949-1951 yılları arasında evlerini boşaltmak  zorunda kalan köylülere,  o dönemde ev üzerine bina yapılmak üzere DSİ tarafından  tahsis edilen arazilerin mülkiyetinin rayiç bedel üzerinden satılması yerine ekonomik zorluk nedeniyle rayiç bedelin alınmaması çağrısında bulundu.
Düzenlemenin amacına ulaşması için revize edilmesi gereken en dikkat çeken başlığın ‘rayiç bedel’ ifadesi olduğuna vurgu yapan Dr. Şevkin, teklif sahiplerinin komisyonda yapılan görüşmelerde rayiç bedelin minimum seviyede tutulacağına yönelik ifadelerde bulunmuş olsalar da hak sahiplerinin ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik kriz ve salgın koşulları nedeniyle bu bedeli ödemekte güçlük çekeceklerine yönelik çekincelerine işaret etti.
“ŞÜPHELER GİDERİLMELİDİR”
Bu düzenlemenin yasalaşmasının ardından uygulamanın nasıl yapılacağının da yeni mağduriyetler yaşanmaması için önem taşıdığını dile getiren Dr. Şevkin, şunları söyledi:
“Çok sayıda mülkün el değiştirdiği, sözleşme üzerinden satışların yapıldığı, muhtarların imzalarıyla ve muhtar senedi denilen belgelerle satışların gerçekleştirildiği durumlar olduğu için uygulama esnasında kurulacak komisyonlara muhtarların, köy ihtiyar heyetlerinin mutlaka dâhil edilmesi gerekmektedir. Satışın ihale yoluyla değil direkt hak sahiplerine yapılacak olması, mağduriyet yaşanmaması adına olumludur ancak önemli olan kanun yasalaştıktan sonra uygulamanın nasıl yapılacağıdır. Bu konuda şüpheler oluşmuştur. Yani kullanıcıların tespiti veya aralarında oluşabilecek ihtilafın nasıl çözüleceği karmaşıktır.”
13 İLA 70 BİN LİRA ARASINDAKİ ÖRNEĞİ VERDİ…
Söz konusu bu köylerdeki rayiç bedellerin metrekare birim fiyatı olarak 13 ila 70 lira arasında değiştiğini kaydeden Dr. Şevkin,”Düşünün ki bin metre arazi tapusu verilecek olan bir vatandaşımız 13 bin ila 70 bin lira arasında değişen miktarlarda para ödemesi yapmak zorunda kalacak. Bu yerleri çok iyi bilen biri olarak söylüyorum; inanın ödediği paraya yeniden satmak istese kimse almaz. Dolayısıyla 72 yıl sonra hakkını teslim etmeye çalıştığımız vatandaşlarımızı yeni bir çıkmaza sürüklemenin anlamı yok. Söz konusu olan bölge 11 köyden ibarettir. Vatandaşlarımızın hakkını teslim ederken herhangi bir bedel talep edilmemelidir.  Burada yaşanacak bir haksızlık büyük bir mağduriyete neden olacaktır. Salgın döneminin getirdiği zorluklar, ekonomik kriz ve üretici köylülerin yaşadığı sorunlar gözetilirse olayın boyutu daha iyi anlaşılacaktır. Teklifle ilgili tüm bu hassasiyetlerin gözetilmesi zorunluluktur” diye konuştu.
AKKAPI VE BEY MAHALLESİNE DİKKAT ÇEKTİ
CHP’li Şevkin, ayrıca Seyhan ilçesi Akkapı ve Bey Mahallelerinde yaklaşık 60 yıldır Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne ait arsalardaki evlerde ikamet eden 400’e yakın vatandaşa da tapu verilmesini istedi.
Vatandaşa her yıl kira yöntemiyle verilen oturma izinlerinin artık eziyete dönüştüğünü söyleyen Dr. Şevkin, “Bey ve Akkapı mahallesindeki vatandaşlarımızın mağduriyetlerinin de giderilmesi gerekiyor” diye konuştu.
HÜKÜMETE, ADANA ÇAĞRISI…
CHP Adana Milletvekili Dr. Müzeyyen Şevkin, konuşmasını, “Denizi, güneşi, doğası, yaylası, tarım toprakları, insanlığı ve tarihi geçmişiyle Türkiye’ye büyük değer katan Adanamızın artık hak ettiği yere ulaşması gerektiğine inanıyorum” sözleriyle tamamladı.