IMF’nin, Türkiye'ye “Madde IV Görüşmeleri” kapsamındaki istişare ziyaretinin ardından  yayınladığı açıklamada, finans piyasalarındaki mevcut sükûnetin  kırılganlığını koruduğuna ve  rezerv düzeyinin düşüklüğünün  ve özel sektörün döviz borcunun   dış finansman ihtiyacını  yüksek kıldığına dikkat çekildi.

 Bilindiğiigibi Madde IV Görüşmeler, adını IMF Ana Sözleşmesi'nin 4'üncü maddesinden alıyor ve bu madde uyarınca tüm üye devletlerin her yıl gerçekleştirmesi gereken bir konsültasyon mekanizması anlamına geliyor.

Türkiye’nin yakın geçmişteki onyıllar boyunca güçlü bir ekonomik gelişme gösterdiğine işaret edilen açıklamada bu süre içinde aynı zamanda dengesizliklerin sürdüğü kaydedildi. Nitekim bu dengesizlikler nedeniyle geçen yıl Türk lirasının ani değer kaybının ve bununla bağlantılı olarak resesyon yaşandığına dikkat çekildi.

Bu süreç sonunda ekonomik büyümenin kimi özendirici politikalar sayesinde yeniden başladığına dikkat çekilen açıklamada piyasa baskılarının azalması nedeniyle liranın yeniden güçlenmeye başladığı anımsatıldı. Böylece enflatonda da sert bir düşüş gözlendiğine işaret edildi. Ancak Finans piyasalarındaki mevcut sükûnetin  kırılganlığını koruduğuna ve  rezerv düzeyinin düşüklüğünün  ve özel sektörün döviz borcunun   dış finansman ihtiyacını  yüksek kıldığına da açıklamada yer verildi.

IMF'nin açıklamasına göre, Türkiye'nin ekonomi politikaları açısından önündeki en büyük sıkıntıyı odak noktasının kısa vadeli büyüme yerine, orta vadede daha güçlü ve daha kalıcı bir büyüme çevrilmesi oluşturuyor.

Raporda, "IMF heyeti, geçtiğimiz yılın durgunluğundan kaynaklanan olumsuz etkilere rağmen, bu yıl büyümenin pozitif olmasını (yaklaşık yüzde 0,25) bekliyor" ifadesine yer verildi.

Piyasa baskısı azaldıkça Türk lirasının toparlandığına yer verilen raporda, güçlü turizm sezonunun ve daralan ithalatın cari dengede dikkate değer bir ilerlemeye yol açtığı belirtildi.

Raporda, bu yıl küçük bir cari açığın beklendiğine yer verilerek, gelişmiş piyasa duyarlılığının ve jeopolitik gelişmelerin lira üzerindeki baskıyı aldığına vurgu yapıldı.

Türk lirasındaki istikrarın ve olumlu baz etkilerinin enflasyonu aşağıya çektiği, bunun da TCMB'nin politika faizlerini düşürmesine olanak sağladığı belirtilen raporda, enflasyonun gelecek aylarda tek haneli rakamlara düşebileceğine işaret edildi.

IMF Yönetim Kurulu'nun henüz onaylamadığı değerlendirme raporunda, "Türkiye'nin güçlü sürdürülebilir büyüme beklentilerinin zayıfladığı" iddia edilerek, temel politika zorluğunun orta vadede daha güçlü ve daha esnek bir büyümeyi güvenceye almak olduğu belirtildi. 

Raporda, IMF heyetince, ülkenin Yeni Ekonomi Programı'nda Türk ekonomisinin karşılaştığı zorlukların açıkça belirtilmesi ve bunlara yönelik kapsamlı politikaların sıralanmasının beklendiği ifade edildi.

BU KONUDAKİ AÇIKLAMANIN TAMAMI İÇİN TIKLAYIMIZ:

https://www.imf.org/en/News/Articles/2019/09/23/mcs092319-turkey-staff-concluding-statement-of-the-2019-article-iv-mission