Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Batı dünyası zehirli bir sarmaşık gibi büyüyen bu tehdit karşısında önlem almıyor' dedi
Erdoğan, Uluslararası Demokratlar Birliği Başkanı Köksal Kuş ve beraberindeki heyeti kabulünde yaptığı konuşmada, “Müslümanların mukaddes değerlerine yönelik saldırılar, fikir özgürlüğü parantezine alınarak ısrarla görmezden geliniyor. Eş zamanlı olarak Avrupa İslamı, Fransa İslamı, Avusturya İslamı gibi projelerle Müslümanlar çift yönlü bir cendereye alınıyor” dedi.
Kabulde konuşan Erdoğan, Uluslararası Demokratlar Birliği'nin bu günlere gelmesinde emeği geçenlere şükranlarını sunarak, makam ve mevkilerin davaya hizmet için birer vasıtadan ibaret olduğunu söyledi.
Kimsenin unvanını araç olmaktan çıkarıp, amaç hâline getirmesine rıza gösteremeyeceklerinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizler oturduğu koltuklardan ve sahip olduğu payelerden güç alan değil, bu payelere güç veren insanlar olmalıyız. En alttan en tepeye kadar herkes, millete ve ümmete hizmet davasının birer neferi olduğunu unutmadan çalışmalıdır. Siyasette olduğu gibi sivil toplumda da görev değişimi işin tabiatı gereği bir zorunluluktur” dedi.
“MESELESİ MİLLET VE MEMLEKET OLAN HERKESE KAPIMIZI AÇIK TUTMALIYIZ”
Erdoğan, kendini yenilemeyen, kadrolarını güncelleyemeyen yapıların bir müddet sonra statükoya mahkûm olacağı uyarısında bulunarak, esas meselenin değişim süreçlerini bir bayrak yarışı görüp, kopmalara, ayrılıklara, küskünlüklere sebebiyet vermemek olduğunun altını çizdi.
Değişimin, yaprak dökümüne dönüşmesinin ciddi sorun olduğuna işaret eden Erdoğan, “Uluslararası Demokratlar Birliği'nin önümüzdeki dönemde bu hassasiyetle çalışmalarını yürüteceğine inanıyorum. Daha önce bizimle irtibatı olmuş fakat şimdi aramızda olmayan arkadaşlarımızla bağlarımızı tekrar yenilemeliyiz. Ne kadar farklı olursa olsun meselesi millet ve memleket olan herkese kapımızı açık tutmalıyız” diye konuştu.
“Davamıza husumeti artık ayyuka çıkanlar dışında, herkesi birlik çatısı altında birleştirmeye, buluşturmaya çalışmalıyız” diyen Erdoğan, AK Parti bünyesinde sürdürülen üye seferberliğinin buna çok güzel bir örnek olduğunu kaydetti.
Erdoğan, bu çalışmayla bir taraftan mevcut üyelerle bağlarını tazelerken, diğer taraftan da 1 milyon 300 bin yeni üyeyi partiye kazandırdıklarını anlatarak, “Yine bu süreçte eksiklerimizi, güçlü ve zayıf yönlerimizi, vatandaşlarımızın bizden beklentilerini sahada bizzat görme fırsatı bulduk. Benzer bir kampanyayı birlik bünyesinde de hayata geçirebiliriz. İnsanlarımızı bölmeye, bizden koparmaya yönelik art niyetli girişimlerin arttığı bir dönemde bu çalışmalarımızla Avrupa genelinde yeni bir kardeşlik rüzgârı estirebileceğimizi düşünüyorum. Özellikle 2023'e giden süreçte bu konuda sizlerden azami çaba bekliyorum” ifadelerini kullandı.
“TÜRKİYE SALGIN SÜRECİNİ BAŞARI İLE YÖNETMİŞTİR”
Erdoğan, insanlığın son bir yıldır Koronavirüs salgınıyla mücadele ettiğine işaret ederek, şunları söyledi:
“Gelişmiş ülkeler dâhil dünyanın birçok ülkesinin hazırlıksız yakalayan bu salgın sürecini, Türkiye hamdolsun başarı ile yönetmiştir. Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi'nin getirdiği avantajları da en iyi şekilde kullanarak, zaman, enerji ve kaynak israfına mahal vermedik. İnsanların ilgisizlikten öldüğü, sağlık çalışanlarının maske dahi bulamadığı, yaşlı bakım evlerinden hepimizin yüreğini dağlayan görüntülerin yansıdığı durumların hiçbiri ülkemizde yaşanmadı. Defnedecek mezar bulamadılar. Böyle bir noktaya geldiler. Bunlar dünyanın kapital noktasında en ileri olan ülkeleri. Sadece sınırlarımız içinde yaşayan vatandaşlarımızı değil, yurtdışında bulunan insanlarımızı da sahipsiz çaresiz bırakmadık.”
Erdoğan, bu süreçte Cumhuriyet tarihinin en büyük tahliye operasyonunu gerçekleştirdiklerini belirterek, 141 ülkeden 100 binden fazla vatandaşı ailesiyle buluşturduklarını kaydetti.
Türkiye’den yardım talebinde bulunan 156 ülke ve 11 uluslararası kuruluşa da “dost kara günde belli olur” anlayışıyla tıbbi malzeme desteğinde bulunduklarını dile getiren Erdoğan, yine bu dönemde 8’er bin yataklı iki acil durum hastanesiyle 2 bin 682 yataklı Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi gibi 16 hastane ve 11 yeni hizmet binasını hizmete açtıklarını anımsattı.
“TÜRKİYE'NİN BİLEĞİNİ BÜKEMEYENLER, ASILSIZ İDDİA VE İTHAMLARLA ÇELME TAKMAYA ÇALIŞMAKTADIR”
“Salgın döneminde Türk olmanın gururunu, Türk pasaportu taşımanın güvenini bir kez daha tüm vatandaşlarımıza yaşattığımıza inanıyorum” diyen Erdoğan, sadece salgın döneminde ortaya çıkan tablonun bile Türkiye'nin son 18 yılda nereden nereye geldiğini göstermeye kâfi olduğunun altını çizdi.
Türkiye’ye yönelik son yıllardaki saldırıların hiçbirinin tesadüfi olmadığını vurgulayan Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Türkiye'nin Libya'da, Suriye'de, Ege'de, Doğu Akdeniz'de, en son Dağlık Karabağ'da bileğini bükemeyenler, asimetrik yöntemlerle asılsız iddia ve ithamlarla çelme takmaya çalışmaktadır. Avrupa'da Koronavirüs salgınıyla beraber artık iyice ayyuka çıkan Türk ve Müslüman düşmanlığının sebeplerinden biri de işte budur. Neredeyse her gün sırf Türk ve Müslüman olduğu için saldırıya uğrayan, hakları gasp edilen bir insanımızın haberini alıyoruz. Neo-Nazi teröründen Müslümanlarla birlikte etnik kimliği, görünüşü, dini aidiyeti farklı olan diğer kesimler de olumsuz etkileniyor. Özellikle camilere, iş yerlerine, derneklere okullara, bütün bunlara yönelik eylemler akıl almaz boyutlara ulaşmıştır. İsveç'te Kur'an yakılması, Norveç'te Kur'an'ın yırtılması, basın özgürlüğü adına Hazreti Peygamber’i tahkir eden karikatürlerin teşvik edilmesi kutsallarımıza yönelik saldırılardan sadece birkaçıdır.”
“MÜSLÜMANLAR ÇİFT YÖNLÜ CENDEREYE ALINIYOR”
Erdoğan, Batılı ülkelerin “zehirli bir sarmaşık” gibi günden güne büyüyen bu tehdit karşısında önlem almamakta inat ettiğini belirterek, “Müslümanların mukaddes değerlerine yönelik saldırılar, fikir özgürlüğü parantezine alınarak ısrarla görmezden geliniyor. Eş zamanlı olarak Avrupa İslamı, Fransa İslamı, Avusturya İslamı gibi projelerle Müslümanlar çift yönlü bir cendereye alınıyor. Aşırılıkla mücadele, bu kılıf altında sunulan bu projelerin amacı Avrupalı Müslümanların ana vatanlarıyla ve İslam ümmetiyle bağlarını koparmaktır” tespitinde bulundu.
Müslümanlara yapılanların farklı ambalajlarla sunulan bir asimilasyon projesi olduğuna dikkat çeken ıErdoğan, “İnce bir siyasetle hayata geçirilen ve giderek yaygınlaşan bu projeye karşı hep birlikte mücadele etmemiz şarttır. Bunu da kendimizi süreçlerden yalıtarak değil, muhataplarımız nezdinde tezlerimizi güçlü bir şekilde savunarak gerçekleştirebiliriz” açıklamasında bulundu.
Erdoğan, asimilasyona karşı en büyük silahın çocuklara ana dillerini ve dinlerini en iyi şekilde öğretmek olduğunu kaydederek, Türk gençlerinin yaşadıkları ülkelerde yükseköğrenime devam etmelerini, çalışma hayatında en üst mertebelere gelmelerini önemsediklerini söyledi. (CUMHURBAŞKANLIĞI SİTESİ)
10155,35%1,09
32,37% -0,32
34,71% -0,26
2399,55% -0,94
3886,52% 0,00