Kılıçdaroğlu,
SİYASET 3.06.2022 11:24:00 623 0

Kılıçdaroğlu, "Bizim kabahatimiz var"

Kılıçdaroğlu, Konya'da "Gelip sizin sofranıza oturmadık, çayınızı, kahvenizi içmedik. Derdiniz nedir diye sormadık. Ankara’da oturduk, güzel laflar ettik, niye bize oy vermiyorsunuz diye birde size kızdık. Yok artık öyle şey" dedi

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Konya’da Çiftçi ve Muhtarlar Buluşması’nın açılışında konuştu. CHP lideri Kılıçdaroğlu, daha sonra vatandaşlardan gelen soru ve talepleri dinleyerek çözüm önerilerini anlattı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, toplantının öneminden bahsederek, “Bu toplantı, siz ne kadar önem veriyorsunuz bilmiyorum, benim için çok önemli bir toplantı. Bu toplantı, ‘neyi ne kadar yapacağız’ toplantısıdır. Bu toplantı, sıradan bir parti toplantısı, karşılıklı slogan atalım toplantısı değil. Karşılıklı oturacağız konuşacağız, yeri gelirse oturacağız helalleşeceğiz. Bizim de eksikliğimiz var. Bunları da söyleyeceğim” diye konuştu.

CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun konuşması şöyle:

"Gelelim bize, bizim kabahatimiz var. Cumhuriyet Halk Partisi’nin Genel Başkanı olarak söylüyorum, bizim kabahatimiz var, kusurumuz var. Gelip sizin sofranıza oturmadık, çayınızı, kahvenizi içmedik. Derdiniz nedir diye sormadık. Ankara’da oturduk, güzel laflar ettik, niye bize oy vermiyorsunuz diye birde size kızdık. Yok artık öyle şey. Geliyorum, oturuyorum, konuşuyorum, dertlerinizi dinliyorum, gerekirse günün 24 saati çalışıyorum, sizin için, bu ülke için, hak için, hukuk için, adalet için mücadele ediyorum. Mücadele bireysel bir mücadele değildir, mücadele bir kişinin mücadelesi değildir. Mücadele hem bu günümüz, hem geleceğimiz içindir. Biz evlatlarımıza güzel bir Türkiye bırakmak zorundayız. Üretiyorsunuz gayet güzel, zarar ediyorsunuz. Çiftçi zarar ederse, ekemez arkadaşlar. 2 Trakya büyüklüğünde alan Türkiye’de ekilmiyor, dışardan geliyor mal. Siz hiç şunu düşünür müydünüz? Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Tarım Bakanı, Fransa’da, Fransa tarımına yaptığı katkılar dolayısıyla madalya alsın. Evet düşünür müydünüz? Oldu. Türkiye’de tarım bakanı, Fransa tarımına verdiği katkı dolayısıyla madalya aldı. Niye almasın ki? Her şeyi Fransa’dan alıyorsun, niye olmasın. Buradan Türkiye’nin çıkması lazım. Buradan Türkiye’yi çıkarmamız lazım. Bizim üretmemiz lazım. Bizim büyümemiz lazım. Gübreye zam, evet zam. İlaca zam, evet zam. Fideye zam, evet zam. Tohuma zam, evet zam. Elektriğe zam, evet zam. Bunları en iyi siz biliyorsunuz zaten. Geçen yıl 4 milyona yakın garibanında evinde elektrik kesildi. Ama bu kardeşiniz şunu yaptı, 4 milyonun sesi duyulmuyordu, çünkü 4 milyon gariban aileydi. Elektrik parasını ödeyecek paraları bile yoktu. Bende ödemedim. Geldiler elektriğimi kestiler. Ne oldu? Bütün dünyada haber oldu. Kimin sesi, 4 milyonun sesi. 4 milyonun sesini nasıl dillendireceksiniz, nasıl anlatacaksınız? Benim çıkıp da, efendim bunun elektriği kesildi demem yetmiyor arkadaşlar. Senin de elektriğin kesiliyor ve sende 1 hafta onlar gibi yaşıyorsan, ben anlarım ki sen onların sözcülüğünü yapabilirsin. Onların derdini daha rahat dile getirebilirsin, biz bunu yaptık. Dünyanın zammı yapılıyor. Diyeceksiniz ki, ey Kılıçdaroğlu sen ne yapacaksın, söyleyeyim. Hiçbir çiftçi ektiği ürün dolayısıyla asla zarar etmeyecek. Nasıl olacak formülü? Formülü şöyle, ektiğiniz tarlanın sulumu, susuz mu, neyse, dönümüne ne ekiyorsanız maliyeti bellidir. İşçiliği bellidir, tohumu bellidir, gübresi bellidir, mazotu bellidir, varsa elektriği bellidir, ilacı varsa bellidir, bellidir, maliyeti bellidir. Kardeşim sen bu ürünü bir dönümde kaça ürettin, 100 liraya. Sana makul bir kar vereceğim, ne kadar, yüzde 15, 115 lira. 115 liranın üzerinde satıyorsan, kime satıyorsan sat, ihraç ediyorsan et. Ama 115’in altına düştüğü anda devlet olarak ben satın alacağım, benim çiftçi zarar etmeyecek diyeceğiz. Bu ne demektir, bu şu demektir, hiç kimsenin alın teri yerde kalmayacak demektir. Kimle tespiti yapacağız, çiftçilerin birlikleri var, ziraat odaları var, çiftçilerin kendileri var, ziraat mühendisleri var, onlar bilirler zaten. Yetiyor mu, yetmez. İki, bir şey daha lazım, tarımda ciddi bir planlama yapmanız lazım. Kimin neyi ekeceği, havza bazlı planlama yapmanız lazım. Konya ovasına şu ekilecek, Harran’a şu ekilecek, diğer ovalara, Gediz Ovası’na şu ekilecek, neyse. Herkes ne ekeceğini bilecek, bir yıl sonra en az yüzde 15 karla, 15 diyorum 20’de olabilir, 25’te olabilir, bilmiyorum, karla bunu kaça satacağını bilecek. Dolayısıyla herkes ekecek, Türkiye’nin ihtiyacı karşılanacak. Ama hiç kimse zarar etmeyecek. Ve biz ithalatçı bir ülke değil, ihracatçı bir ülke olacağız. Fazla ürettiysek ihraç edeceğiz. Alıcı bulamazsak, Afrika’ya göndeririz, bir sürü aç gezen insanlar var, Müslüman ülkeler var, orada dünya kadar aç var, insan var. Sen maske göndereceğine buğday gönder, maske göndereceğine et gönder, insanların karnı doyar. Bunların hepsini yapabiliriz. Türkiye zengin bir ülkedir.
Bir şey daha ifade edeyim, muhtarlarımız burada. Birde çok sık sorulan bir soru var, madem Konya’ya geldin, Suriyelileri ben en geç 2 yıl içinde kendi ülkelerine, onların iradeleriyle göndereceğim. 123 bin Suriyeli de burada var. Bana soruyorlar nasıl göndereceksin diye. 4 aşamalı, oturacağız, Suriye yönetimiyle karşılıklı büyükelçilikleri açacağız. Niye kavga edelim ki arkadaşlar? Emperyal güçlerin kayığına niye binelim? Suriye’de yaşayan çok sayıda bizim akraba var, burada, Ezo Gelin’i biz Suriye’ye gelin verdik arkadaşlar, çorbasını içiyoruz ama Ezo Gelin’in kim olduğunu bilmiyoruz. Bizim gelinimiz Ezo Gelin, Suriye’ye gitti, hala evlilikler var. Dolayısıyla kavga etmenin bir mantığı yok ki, bizde kazanacağız, onlarda kazanacak. Oturacağız, büyükelçilikleri açacağız, protokolümüzü yapacağız, buradan gidecek Suriyelilerin can ve mal güvenliğinin garantisini alacağız. Birleşmiş Milletler’i gerekirse devreye koyacağız. Sonra yeter mi? Hayır. Suriyelilerin, buradan giden Suriyelilerin evini, yolunu, kreşini, hastanesini, hepsini yapacağız. Hangi fonlarla, Avrupa Birliği’nin fonlarıyla. Kim yapacak? Bizim müteahhitler yapacak. Yolu, köprüsü, okulu, adama bedava ev veriyorsun, niye gitmesin ki. Efendim gitmezler diyorlar, niye gitmesin. Bedava ev veriyorsun, kreşi var, hastanesi var, yeter mi, yine yetmez. Bizim Antepli iş insanlarının o bölgede çok sayıda fabrikaları vardı. Git kardeşim fabrikaların tamamını yeniden aç diyeceğiz, sana da teşvik vereceğiz, burada asgari ücretin yarısına çalışacağına, perişanlık içinde kalacağına, evi var, yolu var, okulu var, kreşi var, işi var, burada niye kalsın? Hayat garantisi de var, bunları sağlayacağız. Bunları Avrupa Birliği’ne de anlattım. Yapmazsanız sizin de başınız belaya girer, bizimde başımız belaya girer. Bunu söylediğim zaman, zaman zaman bana kızıyorlar, siz ırkçılık mı yapıyorsunuz diye, hayır efendim. Allah’ın yarattığı her kula benim saygım vardır. Kimliği ne olursa olsun, ırkçılık yapmıyoruz ama herkes kendi ülkesinde otursun. Kendi ülkesinde rahat eder. Babası orada, dedesi orada, evladı orada. Onların geliri yükselir, hayat tarzları yükselir, Türkiye’ye turist olarak gelirler, gezerler, kaldıkları yerlere giderler, arkadaşları varsa arkadaşlıklarıyla, onları sürdürürler. Ama güzellik, herkes kendi ülkesi, herkes kendi kültürünü yaşasın, biz bunu yapacağız. Bu konuda da bütün arkadaşlarımın bilmesini isterim.

Değerli arkadaşlarım, Türkiye Muhtarlar Birliği’nin olması lazım. Türkiye Belediyeler Birliği var, Türkiye Muhtarlar Birliği yok. Çok parçalı bir yapınız var, değişik siyasi görüşlere göre oluşturulmuş muhtarlar dernekleri var ama bunların bir Türkiye Muhtarlar Birliği şemsiyesi altında olması lazım. Nasıl Türkiye Belediyeler Birliği varsa, Türkiye muhtarlar birliğinin de olması lazım.

Şimdi özetle, izin verirseniz burada bitireyim. Biraz oturacağım yerime, soru soracaksınız. Bir, aklınıza hangi soru geliyorsa, bir sefer rahatlıkla sorun. Efendim, Genel Başkana bu soru sorulur mu? Sorun arkadaş, niye sormuyorsunuz? Genel Başkana bu soruyu sorarsak, Genel Başkan üzülür mü? Asla üzülmem. Ama bir şeyden emin olmanızı isterim. Soracağınız her soruya büyük bir samimiyetle cevap vereceğim. Öyle topu yuvarlama falan olmayacak. Açık ve net cevap vereceğim.

Hepinize teşekkür ederim. Hepiniz sağ olun, var olun. Konya’da olmaktan son derece mutluyum. Konya’nın ayağa kalkması lazım. Ayağa kalkması lazım Konya’nın. Konya’nın büyümesi lazım, Konya’nın üretmesi lazım, Konya’nın ayağa kalkması lazım ve bizimde Konya’ya hizmet etmemiz lazım."

(vş)


Haber Kaynak : HABER MERKEZİ

"TORBACI YAKALAMAKLA UYUŞTURUCU BELASI ÇÖZÜLMEZ"

CHP’Lİ TANAL, "MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI ATAMA SÖZÜNÜ TUTMADI!"

Tülay Hatimoğulları Hatay'daki hava kirliliğini sordu

BAE'den ithalata vergi muafiyeti

Kılıçdaroğlu, 'Filenin Sultanları'nı Kutladı

Erdoğan, 30 Ağustos Zafer Bayramı Özel Konseri ve 100. Yıl Marşı Tanıtım Programına katıldı

CHP Adana İl Örgütü Zafer Bayramını kutladı

Kılıçdaroğlu: "Milletimizin 30 Ağustos Zafer Bayramı'nı Yürekten Kutluyorum"

Ayhan Barut'tan narenciye üreticisi ve ihracatçısı için 3 bin lira destek talebi

Hasan Efe Uyar: "İktidar Vatandaşa 7 Ayda 22 Milyar Ceza Kesti"

Kılıçdaroğlu: “Türkiye Uyuşturucunun Pazarı Haline Geldi"

Emep'li Demir,"işçilere istifa baskısı uygulanıyor"

Mustafa Oğuz Yiğit: “AK Parti'nin Tarım Politikaları Çiftçiyi İflasa Sürüklüyor”

CHP’Lİ SÜMER,“ADANA’DA DEPREMİN YARALARI KAPANMIYOR”

CHP’li Bulut, “Ballı Maaşlara Devam “

“Malazgirt, Anadolu’daki siyasi hükümranlığımızın kapılarını açmıştır”

CHP'li Şevkin'den Hatay için, bakanlara soru yağmuru

Gürer: “Faiz artışı işsizliği tetiklerse, iş kötü…”

Ayhan Barut, anız yangınlarına kesin çözüm istedi

ERDİL DEDEOĞLU CHP CEYHAN İLÇE BAŞKANLIĞINA ADAYLIĞINI AÇIKLADI

  • BIST 100

    10155,35%1,09
  • DOLAR

    32,37% -0,32
  • EURO

    34,71% -0,26
  • GRAM ALTIN

    2399,55% -0,94
  • Ç. ALTIN

    3886,52% 0,00
  • Cuma 24.1 ° / 17.8 ° Orta kuvvetli yağmurlu
  • Cumartesi 24.1 ° / 16.4 ° Orta kuvvetli yağmurlu
  • Pazar 21.7 ° / 13.4 ° Şiddetli yağmurlu