I. Dünya Savaşı'nda yer alan devletlerin arasına kısa bir zaman sonra Osmanlı Devleti de sürüklenmiştir. Koca imparatorluk çökmüş, toprakları parçalanmış ve anayurt içinde bile düşmanlar görülmekte ve düşman istilası altında kalmıştı.
Birinci Dünya Savaşı sonunda işgale uğrayan Adana’mız, Türk Bayrağının yeniden göndere çekildiği 5 Ocak 1922’ye kadar Fransızların zulmüne maruz kalmıştır.
1920'de Toroslar'dan Fransızlara saldırı başlatılmış, Fransız orduları komutanı Mehil, milli kuvvetler tarafından esir alınmıştır. "Karboğazı Olayı" olarak bilinen bu olay, Kuvay-ı Milliye'nin ilk siyasi zaferidir. 5 Ağustos 1920'de Mustafa Kemal Paşa, önderliğinde düzenlenen Pozantı Kongresin de mücadele yolunda önemli kararlar alınmıştır. Sonuç olarak ağır yenilgiye uğrayan Fransızlar Barış Antlaşması yapmak zorunda kalmışlar ve 5 Ocak 1922'de çekilmişlerdir.
Fransız işgaline uğrayan Adana’mız da 4 yıllık zulmün ardından Kuvayı Milliye ile yiğit Adanalıların direnişi sayesinde özgürlüğüne kavuşmuş, şehirde yeniden Türk Bayrağı dalgalanmaya başlamıştır.
Bütün bu bu mücadelenin sürdüğü esnada Mustafa Kemal Atatürk, 31 Ekim 1918'de Adana'ya gelmiş ve burada üç gün kalmıştı. Liman Von Sanders Paşa’nın "Yenildik, bizim için her şey bitti" sözüne karşılık, yetkiyi teslim alan Mustafa Kemal Paşa "Savaş müttefikler için bitmiş olabilir ama bizi ilgilendiren savaş, kendi istiklalimizin savaşı, ancak simdi başlıyor" karşılığını vermiş mücadeleye ne olursa olsun kaldığı yerden devam etmişti
Çukurova’da da halkın verdiği onurlu mücadele, ile kazanılmış ve Fransız güçleri geldikleri gibi gitmişlerdir. Dolayısıyla 5 Ocak tarihi, Adana için sıradan bir tarihten öte büyük bir anlam teşkil etmektedir. 5 Ocak Adanalılar için mücadelenin ve kurtuluşun adı olmuştur. 15 Mart 1923'te Adana'ya tekrardan gelen Mustafa Kemal Atatürk de; "Bende bu vekayiin ilk hiss-i teşebbüsü bu memlekette, bu güzel Adana’da vücut bulmuştur" diyerek Adana'nın kurtuluşunun bütün bir Türkiye'nin kurtuluşu olduğuna vurgu yapmıştır.
Kurtuluş Savaşında yurdun her bölgesinde olduğu gibi Adana’da da kadınların, cephede ön saflarda bazen de cephe gerisinde milli mücadelede aktif rol aldılar. “Nene Hatun, Nezahat Onbaşı, Kara Fatma, Tayyar Rahime, Zeynep Hatun ve Şerife Bacı'nın dillere destan kahramanlık hikayelerinin bizlerde yeri çok özel.
Şavaşın zaferle sonuçlanmasında hem Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasında çok büyük görevler üstlendiler. Toplumda direniş ruhu oluşmasına öncülük ettiler. Adana’nın 100. kurtuluş yıldönümü vesilesiyle, milli mücadele döneminde zulme boyun eğmeyen ve direnişin sembolü olan kadın kahramanları bir kezdaha minnet ve saygıyla anmak isterim.
Adana'da 100 yıl önce yakılan bağımsızlık ateşini hiçbir kuvvetin asla söndüremeyeceğini biliyoruz. Adana'nın düşman işgalinden kurtuluşunun 100. yılında Ulu Önderimiz, Başkomutanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere bu toprakları vatan kılmak için canlarıyla ve kanlarıyla bedel ödeyen aziz şehitlerimizi, yiğit gazilerimizi, kahraman kadınlarımızı saygı, minnet ve rahmetle anıyoruz. Ruhları şad olsun.(Fİ)
