Altay, "Bu konuşmayla ilgili toplumun bütün kesimlerinde, AK Parti iktidarlarının 18 yıllık yanlış, hesapsız, kitapsız, izansız, mantıksız, bilgisiz, beceriksiz, basiretsiz uygulamalarıyla 83 milyonun yüzleştiğini gördük, fark ettik. Erdoğan da fark etmiş." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Taciz ve tecavüz furyasının araştırılması ve ortaya çıkarılması konusunda CHP yönetiminin en ufak bir adım atmadığını" söylediğini aktaran Altay, şöyle devam etti:
"Yalan söylediğine alışkınım ama bu, yalanın kuyruklusu. Önce hem Erdoğan hem Türkiye şunu bilsin ki olayın duyulmasından 4 gün sonra ilgilinin, partiden ihracı kesinleşmiştir, ihraç talebi değil, ihraç işlemi kesinleşmiştir. Aynı şekilde olayın partiye intikalinden sonra, en kısa sürede, aynı gün içinde adli makamlarla da gerekli temas yapılmıştır. Şikayet geldiği anda, mağdurun ikinci bir mağduriyet yaşamaması istenmiş, olay kamuoyuna duyurulmadan gerek siyasi gerek adli süreci olabilecek en kısa sürede gerçekleşmiştir. O kadar ki İl Başkanımız 28 Kasım'da bu olaydan haberdar olmuştur, 1 Aralık itibarıyla zanlının CHP ile ilişkisi resmi olarak kesilmiştir."
Altay, bu konuda, partisinin üzerine düşeni bugüne kadar yaptığını, bundan sonra da yapmaya devam edeceğini vurgulayarak, "Kim CHP'de böyle bir edepsizlik, ahlaksızlık görür, duyar, söylemezse namerttir. Hesabını sormayan da namerttir." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'a seslenen Altay, "Bırak tacizi, istismarı, tecavüze maruz kalmış bir insan, bir çocuk için senin bakanın 'Bir kere olmuş bunun için kurumu karalamak gerekmez. Ne var bunda.' diyebildi. Ne yaptın sen? O bakanla çalışmaya devam ettin." ifadelerini kullandı.
CHP Grup Başkanvekili Altay, Erdoğan'ın bugünkü konuşmasında CHP için "Yatırımcı Amerikalı, İngiliz, Fransız olunca ses çıkarmayıp Katarlı olunca alçakça üzerine saldırmaları, bunların bedenlerine ve ruhlarına sinmiş faşizmin işaretidir." sözlerini sarf ettiğini belirtti.
Kemal Kılıçdaroğlu'nun, birçok kez "Londra tefecilerine Türkiye'yi mahkum ettiniz." dediğini aktaran Altay, "Şimdi Erdoğan'a soruyorum, Londra tefecileri Katarlı mı? Bizim meselemiz, Katarlı, İngiliz, Amerikalı, Müslüman, gayrimüslim değil, Türkiye'nin peşkeş çekilmesi." diye konuştu.
Altay, Kemal Kılıçdaroğlu'nun Türkiye ile kendi vatandaşları arasındaki anlaşmazlıklarda Londra mahkemelerinin yetkili kılınmasına yönelik sözleşmelere de isyan ettiğini anlatarak, "Londra mahkemesi Katarlı mı? İnandırıcı ol, kendi il başkanlarına, gerekirse kapalı yap, bari gerçekleri söyle. Ama CHP'yi 'Katar düşmanı, İslam düşmanı' diye vurmaya kalkarsan, bu iş bumerang gibi gelir senin kafana toslar. Biz Katar ile ticarete değil, Türkiye'nin Katar'a peşkeşine isyan ediyoruz." ifadelerini kullandı.
"Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bugünkü konuşmasının nedeninin Tank Palet fabrikasından kaynaklanan mahcubiyet olduğunu" iddia eden Altay, "Türkiye-Katar ilişkisi, Türkiye Cumhuriyeti-Katar Emirliği ilişkisi değil, Recep Tayyip Erdoğan ile Şeyh Temim bin Hamad Al Sani arasındaki özel hukuk ilişkisidir. Bunun gizemleri vardır. Bu ilişki içindeki gizemi örtmenin, Tank Palet mahcubiyeti ile Erdoğan bugün aklı sıra CHP'ye çamur atmıştır, attığı çamur eline bulaşıp kalmıştır." dedi.
CHP'li Altay, Türkiye'nin gerçek sorununun Samsun Canik'te "iş, aş" diye köprüde intihar eden vatandaş olduğunu savunarak, "Bunun sorumlusu 18 yıllık Erdoğan hükümetlerinin yanlış ekonomi politikalarıdır. Maalesef üzülerek söylüyorum, bir insanın canı üzerinden siyaset yapmak hiç yapılmayacak bir iş. Erdoğan'dan önce ekonomik kriz olduğu zaman insanlar Başbakanlığa yazar kasa attı, doğru. Erdoğan da bunu eleştirdi, doğru ve haklıydı. Ama şimdi açlıktan, işsizlikten insanlar kendilerini köprülerde asarak canına kıyıyor. İşte Erdoğan'ın 18 yıllık iktidarında Türkiye'nin geldiği nokta budur." şeklinde konuştu. (Kaynak:Türkiye Büyük Millet Meclisi Resmi İnternet Sitesi)
