22 yaşındaki İranlı bir kadın olan Mahsa Amini’nin İran’daki şeriat rejiminin başörtüsü ve kıyafet kurallarının uygulanmasından sorumlu olan "ahlak polisleri" tarafından gözaltına alınarak ağır şekilde darp edilmesi ve komaya girdikten sonra hayatını kaybetmesini kınayan Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Amini’nin katledilmesi ardından İran’da kadınlar tarafından başlatılan eylemlere ise yine silah ve şiddet kullanılarak sert müdahaleler yapılması ile ilgili bir bildiri yayınladı.
İran’da 22 yaşındaki Mahsa Amini’nin başörtüsünü uygun takmadığı gerekçesiyle ahlak polisi tarafından öldürülmesine karşı protestolar sürerken, Devrim Muhafızları’na bağlı Fars Haber Ajansı, İran’da Instagram ve WhatsApp’a erişimin Ulusal Güvenlik Konseyi’nin kararıyla kısıtlandığını bildirdi. Ajans ayrıca, bu erişim kesintisinin ne kadar süreceğinin henüz bilinmediğini belirtti.
Öte yandan rejimi protestolara yönelik şiddetin artttığı bildiriliyor. En az 17 kişi yaşamını yitirdiği olaylarda, bazı kentlerde karakollar, banka şubeleri ve polis araçları ateşe verildi.
Başkent Tahran’ın yanı sıra en az 43 şehirde protestolar düzenledi. Polis ve güvenlik güçlerinin bu eylemlere müdahale etti. Ülkenin farklı bölgelerinde kalabalık gruplar halinde sokaklara çıkan İranlılar İslami rejimin sembollerini ateşe vererek yırttı. “Hameney’e ölüm” ve “Diktatöre ölüm” sloganları da dikkat çekti. İran güvenlik güçleri ise halkı bastırmak için biber gazı, pompalı tüfek ve bazı durumlarda askeri silahlar kullanmaya devam etti.Ülkenin farklı bölgelerinde ölü ve yaralı sayısı artıyor. Protestolarda üst üste 6 gecede 17 kişinin öldüğünü duyuran İran devlet televizyonuna göre, çatışmalarda ölenler arasında polis memurları ve Devrim Muhafızları’na bağlı Besic milislerinin üyeleri de var.
ÇAĞDAŞ YAŞAMI DESTEKLEME DERNEĞİ: ““DÜNYA İRAN KADINLARININ SESİNİ VE LAİKLİK İSTEMİNİ DUYMALIDIR”
Bu arada Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Kamuoyu ile paylaştığı bildirisinde, “İnsan hakları, özgürlük ve laiklik istemlerini dile getiren İranlı kadınların yanındayız denildi ve şu görüşlere yer verildi:
“22 yaşındaki İranlı bir kadın olan Mahsa Amini, İran’daki şeriat rejiminin başörtüsü ve kıyafet kurallarının uygulanmasından sorumlu olan "ahlak polisleri" tarafından gözaltına alınarak ağır şekilde darp edildi ve komaya girdikten sonra hayatını kaybetti. Amini’nin katledilmesi ardından İran’da kadınlar tarafından başlatılan eylemlere ise yine silah ve şiddet kullanılarak sert müdahaleler yapılıyor.
Yıllardır şeriat rejimiyle birlikte ülkeler ele geçirilmekte ve bu şekilde başta kadınlar ve çocuklara yoğun baskı uygulanarak insan hakları ihlalleri yaşanmaktadır. Cinsiyet kimliklerine dayalı, uluslararası hukuk ve evrensel insan hakları yönünden kabul edilemez bu katliamların karşısında İran yönetiminin tüm yurttaşları için güvenli, adil ve insan haklarına saygılı bir yönetimi sağlaması gerekmektedir.
İran gibi dünyanın en eski ve büyük uygarlıklarına ev sahipliği yapan ve zengin bir kültüre sahip olan bir ülke, bu koşulları hak etmiyor. İran’da ahlak polislerinin silah ve şiddet yoluyla kadınların kıyafet özgürlüklerini yasakladığı, çalışmalarını ve eğitim hayatlarını kısıtladığı ve hatta kadınlar ve kız çocukları için yaşam haklarını elinden alan uygulamalara gidildiğini üzülerek görmekteyiz. Durum, insanlık adına utanç vericidir. İranlı kadınlar, insan hak ve özgürlüklerini korumak istemektedir. Özgürlük kaygısı duyan İran kadınlarının yanındayız!
Çağdaşlaşma, aydınlanma ve yurttaşlık hakları çok uzun sürelerde elde edilen ve iyi korunması gereken kazanımlardır. Devletimizin kurucusu Büyük Atatürk’ün ve devrimlerinin önemi bu ağır ibretlik durumlarda bir kez daha değerini ve vazgeçilmezliğini ortaya koymuştur. Özgürlük, çağdaşlık ve demokrasi mücadelesi çok önemlidir ancak laik toplum ve devlet yapısı tümü için en önemli güvence ve kazanımdır. Ne yazık ki ülkemizde de laiklik çok ciddi şekilde tehdit altındadır; sürekli bu tehdide dikkat çekmemiz İran’daki bu acıları yaşamak istemeyişimizdendir.
Uygarlık bir nehirdir ve doğal yönünün tersine akmasının dayatılması çok büyük yıkımlar ve acılar doğurur.
Kadınların mutlu ve özgür olmadığı toplumlar gelişemez, üretemez ve geleceklerini kaybederler.
Başta ülkemiz olmak üzere tüm dünya devletleri ve uluslararası kuruluşlar İran kadınlarının sesini ve laiklik istemini duymalıdır!
Kamuoyuna saygılarımızla duyururuz.”
