İlgili tüm resmi makamların; yerel yönetimler, meslek odaları, sivil toplumsal ve siyasal kuruluşların , gürül gürül sular akan ünlü TARSUS ŞELALEMİZ ile SEYHAN BARAJI’MIZIN bugünkü fotograflarından alacağı dersler olmalıdır.
XXII. Dönem Adana Milletvekili ve yazarımız Av. Ziya YERGÖK, “ Üstteki fotoğrafı Adana/Seyhan Barajından, alttaki fotoğraf ise Tarsus Şelalesinden dün çektim.Ülke genelinde büyük bir kuraklık var. Yakın gelecekte tarım ürünlerine ve gıdaya ulaşımda daha büyük zorluklar yaşanabilir,” notuyla sayfamızdaki fotografları gönderdi.
Aylardır kamuoyunda kaygı ile izlenen ve yaşamımızın can damarını oluşturan Çukurova’da giderek artan kuraklık olayının kaygı verici manzaraları karşısında ne önlemler alınıyor? Asıl büyük sorun bu. Bu fotograflar onun görünen son göstergeleri.
Hemen yanıt verecektir bu sorunun aşılmasında yetkili ve sorumlu olanlar:
“Dünya büyük bir iklim değişikliğine gidiyor. Küresel ısınma nedeniyle aşırı yağışlar, seller, fırtınalar, eriyen buzullar, denizlerin yükselmesi ve bu arada da tüm bunlara rağmen kuraklığın dünyanın her yerinde artması söz konusu. İklim Anlaşmasını da imzaladık, karbon salım kontrolüne de gidilecek. Bu arada bizler de Su Kongreleri düzenledik, çareler arıyoruz. Hatta TV ekranlarında “Su Vatandır, Suya İhanet Etmeyin” diye spotlar bile yayınlıyoruz. Bu duruma bir çare bulacağız elbette… “
Ancak insanımızın günlük yaşam koşulları ülkemizi sarsan ekonomik çöküşler nedeni ile bir de gıda üretiminin kuraklık nedeni ile uğrayacağı yeni darbeleri kaldıracak durumda değildir. Ayrıca tarımsal sanayi üretiminin de karşılaşacağı aksamalar genel ekonomik krizlerin derinleşmesine neden oluşturacaktır. Zaten üreticimiz, ithalata kurban edilen tarımsal üretimimizi, bırakınız artırmayı, bugünlerdeki düzeyde tutmada zorlanıyor. Füze hızıyla artan döviz fiyatları nedeniyle tüm girdiler misli misli artarken, bir de sulama olanakları nedeniyle seçkin bir yer olan Çukurova’nın verim artırıcı ve ürün çeşitlendirici özelliğinin yitirilmesi halinde üretici ciddi bir yıkımla karşı karşıya kalacaktır.
Geleceğe yönelik “yapacağız, edeceğiz” gibisine uzun vadeli çözüm arayışlarının bugüne hiçbir yararı yoktur. Zira sadece gelecek için değil, bugün de kısa vadeli çareler bulunmalıdır. Ancak böylece çok karanlık görünen geleceğe hazır olabilmek için gerekli toplumsal direnç böyle güçlendirilebilecektir.
Kimi mevsimsel ürünlerin sulanmasına kısıtlama getirerek bir yere varılamaz. Hele sulama parasını ödemeye gücü kalmayan çiftçiye icra yoluyla, destekleme paralarından kesintiye giderek daha ağır koşulları dayatmayı sürdürerek hiçbir sonuç alınamaz.
Yüksek Makamlar bu konuda ne planlıyor? Bu da meçhul. Sulamanın yer yer yabancı firmalara devredilme girişimleri sürüyor mu? Bunu dahi izleyemez durumdayız. DSİ’nin de uygulanmasında rol aldığı “Arazi Toplulaştırma” çalışmalarının orta vadede nasıl bir hedefe yönlendirileceği konusunda kimlerin haberi var? Bugün karşılaşılan Kuraklık Tehdidine rağmen Çukurova, orta gelecekte arazi yapısı ve akarsuları için birçok yabancı ağızları sulandıracak kadar değerli ve eşsiz bir coğrafyadır. Bu büyük zenginliğin ulusal ve yerel boyutlarda tümüyle BİZİM olarak kalması için nelerin farkında olmalıyız, neleri yapmalı, hangi önlemleri almalıyız, bunu düşünme zamanı hızla geçmektedir. İlgili tüm resmi makamların, yerel yönetimler, meslek odaları, sivil toplumsal ve siyasal kuruluşların , gürül gürül sular akan ünlü TARSUS ŞELALEMİZ ile SEYHAN BARAJI’MIZIN bugünkü fotograflarından alacağı dersler olmalıdır.
10082,77%1,69
32,41% 0,05
34,75% 0,03
2434,82% 0,00
3907,21% 0,00