"CHP yöneticileri Berlin Zirvesini olumlu bulduklarını söylüyorlar. Ama bu zirveye gelene kadar Cumhurbaşkanımız tarafından yürütülen güçlü diplomasiyi görmezden gelen basiretsiz tavırlarını sürdürüyorlar. Bu zirvenin etkili bir sürecin sonunda varılan aşama olduğunu anlamıyorlar.

Sürekli aynı ezberi tekrarlıyorlar. Milli çıkarlarımız adına taraf olduğumuz konuları, tarafsızlık adına etkisizleştirmeye çalışıyorlar. Herkesle görüşülmeli diyorlar. Örtülü bir cümle bu. Hangi vesilelerle söylediklerine bakınca cümle açılıyor."

“Darbecilerle görüşün” diyorlar, “Kendi halkından onbinlerce insanı katledenlerle el sıkışın” diyorlar. Türkiye'nin milli onuruna ve milli çıkarlarına saldıranlara tek söz söylemeden dış politikamıza karşı hasmane davranıyorlar.

CHP yöneticileri, Cumhurbaşkanımızın Trump’tan Avrupalı liderlere, Putin’de Afrikalı ve Ortadoğulu liderlere dek geniş yelpazede yürüttüğü diplomasiyi görmezden gelerek, Putin’le yürüttüğü başarılı diplomasiyi eleştiriyorlar."

"​İdlip’ten kaçan masumlara ve mazlumlara, “terörist” diyecek kadar ırkçı bir dil kullanarak saldırıyorlar. Aynı dili PYD/YPG’ye karşı kullanamıyorlar. Telkinle iş yapmak bizim siyasi geleneğimizde yoktur. CHP dış politikada kimlerle yanyana düştüğüne iyi bakmalıdır.

CHP yöneticilerinin İdlip’ten ölümden kaçarak göç eden mazlumlar için “terörist” demesi, Avrupa’daki ırkçıların göçmenlere karşı kullandığı dilin aynısıdır. CHP yöneticileri neden Avrupa’nın aşırı sağ partileriyle aynı dili kullanıyor?"

"​CHP yöneticileri Türkiye’nin milli çıkarlarına başka başkentlerden değil Ankara’dan bakmayı öğrenmelidir. Şimdiye kadar pekçok başkentin gözünden baktılar, bir konuda da Ankara’nın gözüyle bakarlarsa bu bir dönüm noktası olacaktır."

​