Bakan Garland ayrıca Adalet Bakanlığı’nın politikayı kalıcı hale getirecek bir medya koruma yasasına da destek vereceğini açıkladı.
Trump yönetimi sızıntıları engellemek için birçok haber ağının kayıtlarını gizli şekilde ele geçirmişti.
VOA Amerika’nın Sesi internet sayfasında yer alan habere göre, Bakanlık tarafından yayınlanan bildiride, ‘‘Özgür ve bağımsız basın demokrasimizin işleyişi için hayatidir. Adalet Bakanlığı haber toplama faaliyetlerinde bulunan medya mensuplarından bilgi veya kayıtlarının alınması amacıyla zorunlu yasal süreçleri artık kullanmayacak" denildi.
New York Times, CNN ve Washington Post’un aralarında olduğu birçok medya şirketi, muhabirlerinin kayıtlarına eski Başkan Donald Trump yönetimi döneminde ulusal güvenlikle ilgili haberlerin kaynağının belirlenmesi için el konulduğunu bildirmişti. Adalet Bakanlığı geçen hafta medya şirketi yöneticileriyle yeni politikayı şekillendirmek için toplantılar düzenlemişti.
Geçen ay Adalet Bakanlığı Genel Müfettişi Michael Horowitz hem muhabirlerin hem de Temsilciler Meclisi’nde aralarında İstihbarat Komisyonu Başkanı Adam Schiff ile komisyon üyesi Eric Swalwell’in de olduğu önde gelen Demokratlar’ın kayıtlarına el konulmasını soruşturmaya başladığını bildirmişti.
Adalet Bakanlığı tarafından yayınlanan bildiri, işlerini yapan gazetecileri koruyor, ancak bazı kısıtlı istisnaları da içeriyor.
Buna göre örneğin adli suç soruşturmasına konu olan bir gazetecinin kayıtlarına haber toplama faaliyetleriyle bağlantılı olmadığı sürece el konulabiliyor. Bilgileri suç teşkil eden yöntemlerle elde edenlerin kayıtlarına da yine el konulabiliyor.
Ancak bildiride açıklanan politika, savcıların bir muhabirin kaynaklarına yalnızca gizli bilgilere sahip olduğu ya da bunları yayınladığı için el konulması amacıyla mahkeme celbi çıkartılmasını önlüyor.
Koruma ayrıca yabancı hükümete ait basın kuruluşu çalışanlarını ve terör örgütü üyelerini kapsamıyor; kişilerin ölüm riskiyle karşı karşıya olmaları durumunda da geçerli olmuyor.
