Demirel hükümeti´nin 274 sayılı Sendikalar Kanunu ile 275 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunlarında değişikliği TBMM gündemine getirmesi üzerine ilk gün 70 bin işçinin katıldığı grev sonrasında olaylar kontrolden çıktı. Bilhassa 275 sayılı kanunda yapılacak değişiklik sonucunda işçilerin tek silahı olan grev ve toplu sözleşme haklarının ellerinden almayı hedefleyen düzenlemelerin tetiklediği direniş İstanbul ve çevresinde yaşamı felce uğrattı.
Başlangıçta Devrimci İşçiler Sendikası Konfederasyonu (DİSK) hükümete böylesi bir değişikliği kabullenemeyeceklerini ve bu yasa değişikliği tasarısının geri çekilmesini talep etti. DİSK kendi tabanına ve Türk-İş´e bağlı birçok sendika üyelerine güvenerek Hükümete verdiği süre dolduğunda, hiçbir olumlu gelişme olmadığından, DİSK Merkez Yönetim Kurulu grev kararını aldı.
Grevin ilk gününde çeşitli işyerlerinde grev yapıldı ve toplam 70 bin işçi greve katıldı. Grevin ağırlığı İstanbul´da idi. Grevdeki işçiler üç koldan yürüyüşe geçip hedeflerinin Kocaeli olduğunu açıkladılar. Grev Gebze ve Kocaeli´nde büyük destek göründüğünden burada birleşilecekti.
İlk gün gerek polisle ve gerekse askerle herhangi bir gerginlik yaşanmadı. Bunda da grevdeki işçilerin disiplinli hareket etmeleri belirleyici olmuştu.
İşçilerin ellerinde taşıdıkları afiş ve pankartlarında şunlar yazılıydı:
<> <> <>
16 HAZİRAN OLAYLARLA DOLU GEÇTİ
Grevcilerin önlerine tanklar ile barikat kuran güvenlik sorumluluları artık kaba güç kullanacaklarının mesajını veriyorlardı. Bu girişime paralel köprülerde açılıp, grevcilerin karşı tarafa geçip diğer grevde bulununan emekcilerle bağlantıları kesilmek isteniyordu.
İstinye´de KAVEL işçilerinin yönetiminde emekçiler Levent´e gelip burada TEKFEN işçi ve emekcileriyle birleşerek Kadıköy yakasına geçip OTOSAN grevcileriyle birleşmeyi hedeflemişlerdi. Ve buradan da Ankara yoluna çıkarak Kartal´a doğru ilerleyeceklerdi. Grevcilerle polis arasında ilk çatışma burada oldu. Polis grevcilerin yola devam etmelerini önlemek için büyük barikatlar kurmuşlardı. ARÇELİK, CAM fabrikası ve PAŞABAHÇE işçileri kararlıydılar ve sürekli barikatları yarıp ilerliyorlardı.
Gebze´de grev ve direniş AEG, ÇİVİ ve TIRPAN fabrikaları işçileri TİMAS, DEMİR ÇEKME ve ARÇELİK´te gerçekleşiyordu.
İzmit´te de direniş PİRELLİ ve GOOD-YEAR işçilerince yöneltiliyordu. Grevciler ve emniyet güçleri arasındaki büyük çatışmalardan birisi burada oldu ve komandolar grevcilerin üzerine sürüldü. Grevcilerle asker böylece karşı karşıya getirilmişlerdi. Bu gelişmeler sonunda olaylar hızlandı veyüzlerce grevci yaralandı. 150 binin üzerinde işçi ve emekcinin greve katılıp direnişe geçiyor oluşu hükümetin gözünü korkuttu. Olayları yerinde izlemek için İçişleri Bakanı da Kocaeli´nde bulunuyordu. DİSK´in ve katılan diğer sendikaların kararlı tavırları karşısında çözüm sıkı yönetim ilan etmekte bulundu. Sıkı yönetim iki ay devam etti ve yüzlerce işçi ve sendikacı tutuklandı.
Kadıköy´de meydana gelen olaylarda 2 işçi, 1 polis ve 1 esnaf yaşamını yitirdi. 16 Haziran´da Ankara, Adana, Bursa ve İzmir´de de küçük çaplı olaylar yaşandı.
Olayların ardından CHP Genel Sekreteri Bülent Ecevit Genel Başkanı İsmet İnönü ile birlikte partisi adına, TİP´den ayrı olarak Anayasa Mahkemesine başvurdu. Anayasa Mahkemesi, yasa değişikliği konusunda açılmış olan davaları daha sonra karar bağlayarak, söz konusu yasa değişikliklerini iptal etti.
