Karaaslan, Dünya Basın Özgürlüğü sıralamasında Türkiye´nin 180 ülke arasından en arka sıralarda yer aldığını ve sınıfta kaldığını belirterek, ? Türkiye´de basın özgürlüğüne yönelik kısıtlamalar ve baskılar her geçen gün artıyor. Her 3 Mayıs Basın Özgürlüğü Günü´nde ne yazık ki bayramı konuşmak yerine, gazetecilerin özlük haklarını, tutuklu gazetecilerin bırakılmasını, medyaya baskının kaldırılmasını konuşuyoruz? dedi.

Dünyada 4. Kuvvet olarak basının yer aldığını hatırlatan İl Başkan Yardımcısı Karaaslan, Türkiye´de bu kuvvetin itibarsızlaştırılmaya çalışıldığını hatırlatarak, açıklamasında şunları kaydetti:

?Ülkemizde basın özgürlüğü önündeki engeller kaldırılmadıkça ne demokrasiden ne de insan hak ve hukukundan  söz etmemiz mümkün değil. İnsanların haber alma özgürlüklerinin kısıtlanması insan haklarının en büyük ihlallerinden biridir.

Türkiye´de 200´ü aşkın tutuklu gazeteci çeşitli nedenlerle hala içerde. Bir çoğu haksız suçlamalarla, bir çoğu da yazdıkları yazılardan dolayı sorumlu tutulmakta. Fikir ve düşünce özgürlüğünün olmadığı bir ülkede insan haklarından bahsetmek mümkün değildir. Bu nedenle tutuklu gazeteciler bir an önce bırakılmalı.

Mesleğinde yaşadığı tüm zorluklara rağmen görevini layıkıyla yerine getiren yerel-yaygın, görsel ve yazılı basın mensuplarının mesleklerini özgürce yapabilmeleri, önlerindeki engellerin kaldırılması, ülkemizin dünyadaki diğer gelişmiş ülkelerle eşit koşullara sahip olmasını ve gerçek anlamda demokrasinin  var olduğuna dünya kamuoyunun inanmasını sağlayacaktır.

 Bu manada her engellemeye, zorluğa ve baskıya rağmen işini objektif ve tarafsız habercilik anlayışıyla yapan, basın meslek ilkeleri ve meslek etiğine bağlı kalan tüm basın çalışanlarının Dünya Basın Özgürlüğü Günü´nü kutluyor, Ulu önder Atatürk´ün veciz sözüyle basının önemini bir kez daha vurgulamak istiyorum: ?Basın Milletin Müşterek Sesidir? (Haber Merkezi)