?TÜRKİYE´DE BİR DİKTA REJİMİ KURULMASINA İZİN VERMEYECEĞİZ?
SİYASET 17.02.2016 22:04:57 287 0

?TÜRKİYE´DE BİR DİKTA REJİMİ KURULMASINA İZİN VERMEYECEĞİZ?

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Doç. Dr. Selin Sayek Böke, ?Cumhuriyet Halk Partisi Türkiye´yi tek adamın isteğine teslim etmeyecektir. Biz Türkiye´de bir dikta rejimi kurulmasına izin vermeyeceğiz, buna asla geçit vermeyeceğiz.?diye konuşt

CHP  Genel Başkan Yardımcısı Böke´nin, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu´nun başkanlığında toplanan Merkez Yönetim Kurulu´nun gündemine ilişkin düzenlediği basın toplantısı şöyle:

?Değerli arkadaşlar, maalesef bir kez daha acı bir haberle bir araya geliyoruz. Bugün bir askerimizi Diyarbakır´da şehit verdik. Kendisine Allah´tan rahmet diliyoruz, tüm sevenlerine sabır diliyoruz ve bütün milletimizin de başı sağ olsun diyoruz. Bu haberlerin olmadığı bir Türkiye için konuşmamız gerekirken, maalesef tek bir kişinin hayali peşinde koşan bir Türkiye´nin de bu acılara yol açtığını anımsatmak zorunda hissediyoruz.
Bildiğimiz gibi dün mecliste Anayasa Uzlaşma Komisyonu adı verilen, ancak Cumhuriyet Halk Partisi´nin bir darbe hukukundan arındırma komisyonu olarak katıldığı çalışmalar, AKP´nin komisyonu başkanlık dayatması için bir zemin olarak gördüğünün çok açık bir şekilde anlaşılmış olması ve bizim de bu anlayışa asla izin vermeyeceğimizi bir kez daha açıkça ortaya koymamız üzerine Meclis Başkanı tarafından komisyonun çalışmalarına son verildi.

TÜRKİYE´DE BİR SİSTEM SORUNU YOKTUR

Türkiye´nin temel sorununun darbe hukuku ve darbe hukuku anlayışını devam ettirmek isteyen yasalar olduğu ve ülkemizin mevcut otoriter ve baskıcı rejimden özgürlükçü demokrasi rejimine geçiş ihtiyacı olduğunu defalarca vurguladık. Bu çalışmalar başlamadan önce bu komisyona davet edildiğimiz mektuba cevaben Sayın Genel Başkanımızın Meclis Başkanı´na yazmış olduğu mektupta da açıkça ifade etmiştik. ?Bu komisyon Türkiye´nin çok acil olarak darbe hukukundan arındırılması çalışmalarını yapmak, bu komisyon Türkiye´nin bölünmesinin önünde engel oluşturacak ilk 4 maddeyi asla tartışmaya açmayacak bir zemin oluşturmak ve en önemlisi Türkiye´nin tarihsel olarak yaşadığı parlamenter sistemi güçlendirme çalışmalarının bir zemini olacak ve biz bu koşullarda bu komisyon çalışmalarına katılırız? diye açıkça ifade etmiştik. Yani Cumhuriyet Halk Partisi bu komisyon çalışmalarına katılmadan önce şu iki noktayı baştan çok açık yüreklilikle ortaya koymuştu.

Bir; Türkiye´de bir sistem tartışması yoktur. Tek bir adamın otoriter rejim arzusu nedeniyle Türkiye´nin hükümet sistemini tartışmaya açtırmayız.
İki; milli mücadele ruhunun bir yansıması olan ve anayasanın ilk 4 maddesinde yer alan Türkiye´nin kurucu prensiplerini tartıştırmayız.

Bunun anlamı şudur: CHP Türkiye´yi böldürmez. Türkiye´yi demokrasiyi ortadan kaldıracak bir tek adam diktasına asla teslim etmez. Bu bizim en başta bize oy vermiş olan 12 milyon insanımıza bir borcumuzdur ama en önemlisi Türkiye´ye karşı bir sorumluluğumuzdur. Bu anlayışın gereği olarak da bu komisyon çalışmalarında bulunan arkadaşlarımız parlamenter sistem üzerinden şekillenecek bir mutabakat sağlanması için gayret göstermek için o masada oturdular. Bu dün yaşanan tartışmaların bir usul tartışması olmadığı, usul tartışmasının içerisinde bir esas tartışması yapılması gerekliliğinin de ilk adımıydı. Bir hükümet sistemi belirlenmeden o hükümet sisteminin işlevini ortaya koyacak olan bir anayasa metninin yazılması mümkün değildir. Parlamenter sistem altında nasıl bir yargı, yasama ve yürütme ilişkisi tanımlanacağı bu anayasada ortaya konacaktır. Herhangi bir anayasa değişikliği tartışmasından önce bir görev tanımı yapılması zorunluluktur. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak işte bu temeli koymadan bir ev inşası yapılamayacağını bir kez daha vurguladık. Hükümet sisteminin net tanımlanmadığı anayasa çalışmaları ancak ve ancak temeli olmayan bir eve çatı yapma çalışmasına benzer. Bu örneği ekonomiyi bir rant algısı ötesinde göremeyenlerin çok iyi anlayacağını da biliyorum.

AKP´NİN KOMİSYONDAN ANLADIĞI BİR TEK ADAM REJİMİNE MEŞRUİYET KAZANDIRMAK

Ancak dün bir kez daha anlaşıldı ki, ismine AKP´nin ?Anayasa Komisyonu? dediği komisyon, AKP için de bir anayasa komisyonu değilmiş. Bu komisyon AKP için bir başkanlık komisyonuymuş. AKP´nin komisyondan anladığı tek şeyin bir tek adamın rejimine meşruiyet kazandırmak olduğu bir kez daha anlaşıldı. Türkiye´nin değil bir tek kişinin gündemi olan sistem tartışmasına, herhangi böyle tali bir konuya ayıracak vakti yoktur. Türkiye´de bir sistem sorunu yoktur, parlamenter sistemin daha güçlü hale getirilmesi için atılacak her adıma da ortak olmaya devam etme çağrımız açıktır. Biz böyle bir orta oyununa alet olmayız. Milletle de kimsenin oyun oynamasına ve bu kadar çok sıkışmış gündem içerisinde vatandaşımızın gerçek sorunlarına değil de tek adamın isteğine hapsolmuş bir tartışmaya da Türkiye´de geçit vermeyiz.

Tekrar ediyoruz. Türkiye´nin bir sistem sorunu yoktur. Türkiye´nin bir demokrasi sorunu vardır. Türkiye´nin çok acil olarak özgürlükçü demokrasiyi inşa edeceği, ülkeyi darbe hukukundan arındıracak adımları hızla atması gerekmektedir. Bu örneği daha önce birkaç kere daha paylaşmıştık. İzninizle bir kez daha paylaşmak ve buradan bu çalışmalara son vermiş olan Sayın Meclis Başkanı´na da iletmek istiyorum. Anayasamızda basının hür olduğu ve sansür edilemeyeceği yazılmaktadır. Buradan hepinize soruyorum Türkiye´de basın hür müdür? Türkiye´de basın sansüre uğramadan açıkça bütün fikirlerin yazılabildiği bir zemin midir? Anayasada bunun ifade edilmiş olması uygulamanın böyle olacağını garanti edemiyorsa o zaman Türkiye´nin önce bu pratiği yakalayacağı yasal düzenlemeleri yerine getirmesi bir şarttır.

İşte bu sebeple Cumhuriyet Halk Partisi darbe hukukundan arındırma faaliyetlerinin ve parlamenter sistemi güçlendirecek bütün adımların samimiyetle bu masada hep birlikte atılması için ilk gün nasıl bir heyecanla masaya oturduysa, bugün de aynı heyecanı ve isteği duymaktadır.
Bir kez daha vurgulamak istiyorum, daha önce de söylemiştim. Cumhuriyet Halk Partisi Türkiye´yi tek adamın isteğine teslim etmeyecektir. Biz Türkiye´de bir dikta rejimi kurulmasına izin vermeyeceğiz, buna asla geçit vermeyeceğiz.

Anımsarsanız geçen meclis döneminde 24. dönemde 25 aylık bir çalışma sonucunda o zamanki Anayasa Uzlaşma Komisyonu 60 madde üzerinde anlaşmıştı. Dün komisyondaki Cumhuriyet Halk Partisi üyeleri bir kez daha açık bir çağrı yaptılar ve dediler ki, parlamenter sistemin güçlendirilmesi yönünde adım atacakken eş zamanlı olarak eğer gerçekten anayasayı bir özgürlükçü demokrasi zeminine taşıma isteğiniz ve samimiyetiniz var ise o zaman biz hazırız gelin daha önce anlaşmış olduğumuz bu 60 maddeye bazı ek yargı maddelerini de ekleyerek hemen hızla vakit kaybetmeden geçirelim ve komisyonu bu çalışmalar yönünde değerlendirelim. Gerçekten Türkiye´ye bir özgürlükçü demokrasi kazandırma isteğiniz var ise o zaman gelin bu komisyonu o 60 maddeyi hızla geçirmek için kullanalım dedik. Ancak bu önerimiz reddedildi.

Değerli arkadaşlarım, Türkiye ne yazık ki, AKP iktidarı tarafından bütün bu tartışmalarla birlikte bir savaş gündemine de sıkıştırılmış durumda. AKP´nin kötü yönetimi Türkiye´yi her alanda bir sorun yumağına çevirdi. Bu sıkışıklıktan çıkmak isteyen AKP sıkışıklığa çözüm olarak ülkemize savaşlar öneriyor, çatışmalar öneriyor. İktidarlar ne zaman savaş isterler? Tarih çok açık bir tablo ortaya koyuyor. İktidarlar sorunlarını çözemedikçe otoriterleşirler. Otoriterleşmeyi de kabul ettirebilmek için çatışma ve savaş politikalarına başvururlar. Tarih bunun nice örneğiyle doludur. Çünkü savaş her türlü muhalefeti susturmanın bir yoludur. Çünkü savaş savaşa karşı olan herkesi gayri milli olarak sınıflandırmanın önünü açan bir araçtır. Çünkü savaş ülkenin vatandaşlarının gerçek sorunlarının tartışılmasının önünde bir engeldir. Çünkü savaş egemenlerin çıkarlarını sanki vatandaşların çıkarıymış gibi göstermek için bir zemindir.
AKP NE KADAR AKSİNİ İDDİA ETSE DE, SURİYE POLİTİKASI ÇÖKMÜŞTÜR
İşte tüm bu nedenlerle kendi yaratmış oldukları sıkışıklıkları çözmek için çatışma dışında çaresi kalmamış, çözüm önerisi kalmamış olan bir iktidarla karşı karşıyayız. Oysa biz siyasetçilere düşen görev şu; ülkede belli sıkışıklıklar yaşanıyorsa bu sıkışıklıkların ne olduğunu tespit etmek, ortaya koymak ve bunların çözülmesi için gayret göstermek zorundayız. Bu sıkışık alanlardan biri, sadece biri teki değil. Türkiye´nin çökmüş olan dış politikası ve özellikle Suriye politikasıdır. AKP ne kadar aksini iddia etse de, ne kadar kahramanlık destanları satmaya çalışsa da dış politikası ve Suriye politikası, özellikle Suriye politikası çökmüştür. Türkiye, AKP´nin Suriye politikası sonucunda bölgedeki tek kaybedendir. Rusya´yla yaşanan gerginlik sonucunda bölgede uçak uçuramıyoruz. Kurulan masaların etrafında yokuz. Olmasını istediğimiz grupların oturmasını sağlayamıyoruz. Alanda desteklediğimiz grupların hemen hemen hepsi izole olmuş durumda. Yani AKP esasında masanın etrafında yok. Masanın dışından naralar atıyor. Masanın dışından şunu söylüyor: ?Biz bir başkanlık savaşı vermek istiyoruz.? Biz de Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu başkanlık savaşının hiçbir zeminde yapılmasına izin vermeyeceğimizi buradan bir kez daha ifade etmek istiyoruz.

AKP´nin anlı şanlı Suriye politikasından geriye milyonlarca insanlık dramı, 2,5 milyonu Türkiye´de olan 4 milyon insanın mülteci olarak vatanından olmuş olması ve 470 binden fazla kişinin de ölümü kaldı.

Bir diğer sıkışıklık alanı terör sorunu. Analar ağlamayacak diye başlayan, Öcalan´a övgülerle devam eden ve işte bugün bir kez daha şehit haberlerine bizi uyandıran ve çökmüş olan bir süreç. Yakıp yıkılmış şehirler, yüzlerce şehit, bitmiş hayatlar ve hesabını vermemek için yeni çatışmalar peşinde koşan bir iktidar. Son 7 ayda Türkiye 296 şehit verdi. 296 can.

Kısacası çözüm umudundan geriye ölümler ve analar ağlamasın diyenlerden geriye de Türkiye´nin bütün coğrafyasında ağlayan analar kaldı.
Biz susmayacağız, bizi susturamayacaksınız!

Diğer bir sıkışmışlık mutfağımızda yaşanıyor. Ekonomi tamamen sınırlarına ulaşmış bir modelin pençesinde kıvranıyor. Türkiye vasatlıklara saplandı. 7 yıldır alın teriyle çalışan vatandaşımızın geliri artmıyor. 3 milyon kişi resmi olarak, yaklaşık 6 milyon kişide umudunu da kaybettiği için işsiz. Yarına dair bir umudu yok. Masasına getirdiği ekmeğin 4´te birini zamlarla kaybetmiş. Ankara´da çalışan asgari ücretli geçen sene masaya getirdiği ekmeğin 3/1´ini getiremiyor. Çünkü AKP ekonomiyi yönetemiyor. AKP ekonomiyi kötü yönetiyor.

Bir kez daha anımsatmak istiyorum. Sıkışıklığı otoriterleşmeyle, otoriterleşmeyi de savaşla kabul ettirmek isteyen AKP´nin bu savaşına ?Hayır? diyoruz. Bu Türkiye´nin savaşı değil, AKP´nin başkanlık savaşıdır. Türkiye´yi bu ruh haline hapsetmiş olan, üretimden koparmış olan yaklaşım maalesef, üretimde canını verenlerin de tekme tokat dövülmesi ve o can verenlerin sevdiklerinin de dayak yemekle birlikte hukuk sistemi tarafından cezalandırıldığı günlerden de geçiyoruz. Yusuf Yerkel ismini unutmamamız gerekiyor. Bu şahıs Soma´da 301 arkadaşını kaybetmiş bir maden emekçisini tekmeleyecek kadar zalimleşmiş Başbakanlık Müşaviri. Yusuf Yerkel bu insanlık dışı davranışı sebebiyle bir ceza almadı, halen görevine devam ediyor. Fakat onun acımasızca tekmelediği, can arkadaşlarını yer altında bırakmış olduğu için müthiş bir acı yaşayan o emekçiye, Erdal Kocabıyık´a hukuk bir ceza kesti. Kamu malına zarar vermekten hakkında ceza kararı verildi. Madenciye tekme atan korunuyor, canını dişine takmış o madende çalışmak zorunda olan ve çalışırken arkadaşlarını kaybetmiş olan emekçiye bu hukuk sistemi ceza kesiyor. İşte bu yüzden CHP, komisyonda otururken Türkiye´yi bu faşizan yaklaşımdan kurtaracak hukuki düzenlemeler yapılsın diye oturdu. İşte bu yüzden CHP, bu komisyonda yapılacak işlerin emeği koruyan, hukuku herkese eşit işleten ve hakkın hukuki bir çerçevede, adilce verildiği bir Türkiye inşası için oturdu. Zalimi koruyan, mazlumu ezen AKP iktidarına karşı biz, hukukun bütün vatandaşlarını koruduğu bir düzen inşası talebimizle o komisyonda oturduk, bunu reddetmiş olanlar da zalimin düzeninin devamlılığını ne kadar istediğini bir kez daha göstermiş oldu.

Türkiye´nin gündemi yoğun, Cerattepe´de biber gazları sıkılıyor. Doğanın yeşilini korumak isteyen, ?Ben istedim oldu´ diyen yaklaşıma ?Hayır´ diyen, ?Bu ülke benim beni dinle diyen´, vatandaşını ezmek isteyene ?Kendimi ezdirmeyeceğim´ diyenler Cerattepe´den bize sesleniyor. Çok sevgili milletvekilimiz şu anda orada, vatandaşlarımızla birlikte. Türkiye´de yeşili koruyan, vatandaşını koruyan, yarın bu ülke topraklarını teslim edeceği çocuklarının nefes alacağı bir Türkiye´ye değer veren bir yaklaşımla bugün orada bu mücadeleye ortak.

Bu baskıcı rejim, evlerin içine girerek çocuklarını gözlerinin önünde öldürme cesareti gösteriyor. Bugün Dilek Doğan´ın 18 Aralık akşamı evinde yapılan polis araması sonucunda annesi ve babasının gözünün önünde öldürülmüş olması, 24 yaşındayken canının alınmış olması sonucunda bir dava görülüyor. Bu mağduriyetlere ek olarak, oraya o acılarla gelmiş olan anne ve babayı darp ederek salona alanların düzenine itirazımız var. İşte bu düzenin değişmesi için parlamenter sistemin güçlendirilmesi gerekliliğindeki ısrarımızı tekrar ediyoruz.

Buradan bir de çok sevgili Parti Meclisi üyemiz Sera Kadıgil´in durumunu da sizlerle paylaşmak istiyorum. Bir avukat, CHP´nin savunmasını yaparken kullandığı bir ifade sebebiyle 1 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırıldı. Gerekçesi diktatörleşen bir rejime karşı uyarı yapmış olması. Bu uyarıyı Cumhurbaşkanına bir hakaret olarak gören ve Cumhurbaşkanı´nın hükmünü yerine getirmiş olmaktan duyduğu heyecanla, kararı verdikten 1 gün sonra üslerine rapor verme heyecanı duyan hukuk düzenine karşıyız. Biz susmayacağız, bizi susturamayacaksınız. CHP, Sera Kadıgil´in bu durumunu gerekiyorsa AİHM´e kadar götürmekte kararlıdır. Ama CHP her şeyden önce ülkede özgürce herkesin konuşabildiği, demokrasinin sandıkla sınırlı olmadığı, özgürlükçü bir demokrasi düzeninin kurulması içinde elinden gelen her tür gayreti göstermeye devam edecektir.
Gündem bu derece yoğun olduğu için biraz sizinle uzun konuşmuş oldum, beni anlayışla karşılayacağınızı umuyor, şimdi varsa sorularınızı almak istiyorum.

Soru- Siz aslında konuşmanızın başında da açıkça söylediniz, Anayasa Uzlaşma Komisyonu´ndan neden kalktığınızı, hangi gerekçeyle kalktığınızı, ama bugün Meclis Başkanı´nın da açıklamaları var. Acaba bu yeni birazda çağrı niteliğinde olan açıklamalarında ne gördünüz? Yeniden CHP Anayasa Uzlaşma Komisyonu´na geri dönecek mi? Böyle bir ihtimal var mı? Bugün MYK´da büyük bir ihtimalle bu konuyu da değerlendirdiğinizi düşünüyorum. Bundan sonraki süreçte nasıl ilerleyeceksiniz? Teşekkürler.
Selin SAYEK BÖKE- Sayın Meclis Başkanı´na, Sayın Genel Başkanımız bir mektup yazmıştı, biraz önce de ifade ettiğim gibi. Bu mektubun bir kez daha kendisi tarafından okunmuş olması ihtimalinden memnuniyet duyuyoruz. O mektupta ifade ettiğimiz koşullarda herhangi bir değişiklik yok. Eğer mektup tekrar okunarak bu çağrı yapıldıysa, CHP´nin bu komisyonun Darbe Hukukundan Arındırılması Komisyonu olması, bu komisyonun Türkiye´de kalıcı bir parlamenter sistem inşası için bir çalışma komisyonu olması çağrısının da kendisi tarafından kabul edildiğini düşünerek de ayrıca memnuniyet duyuyoruz.

Soru- Ben de Sayın Baykal´ın CNNTÜRK´teki açıklamalarıyla ilgili soracağım. ?Türkiye´nin Azez´i ve YPG´yi bombalama hakkı vardır ve destekliyorum? demişti. Acaba parti olarak bunu değerlendirdiniz mi kendi aranızda veya MYK´da?
Selin SAYEK BÖKE- Partimizin MYK´da biraz önce yaptığı değerlendirmelere dair bütün detayları sizinle paylaştım. Suriye politikasında AKP´nin çöküşünü net bir şekilde de ortaya koydum. Partimizin resmi görüşü çok açıktır. Bu görüşte de bir değişiklik yoktur.

Soru- Efendim, Baykal´ın o açıklamalarıyla ilgili sizin parti sözcüsü olarak değerlendirmeleriniz ne olacak? Doğrudan Genel Başkan´ı hedef alan açıklamaları da vardı eski genel başkan olarak. Bir bunu sormak istiyorum, ikinci olarak da Aylin Nazlıaka´nın ihraç kararıyla ilgili disiplin kurulunda bugün itirazı görüşülecekti. Ona ilişkin çıkan bir sonuç var mı?
Selin SAYEK BÖKE- CHP, Türkiye için ne hayal ediyorsa, kendi içinde de bunu uygulayan bir partidir. Hukukun üstünlüğüne inanan bir parti, kendi hukuki mercilerine gereken bütün delegasyonu yaparak karar verme yetkisi verir. Aynı şekilde bütün parti üyelerine, geçmiş genel başkanları da dahil olmak üzere, kendi görüşlerini demokratça ifade etme zemini sağlar. Bunun ötesinde bir değerlendirme yapma ihtiyacı yoktur her iki konuda da. Gördüğünüz gibi Türkiye´nin gündemi çok yoğun ve çok önemli meselelerimiz var. Biz MYK´yı bu çok önemli meselelerle ilgili geçirdik.

Soru- Sayın Cumhurbaşkanı´nın bazı değerlendirmeleri oldu az önce. Parlamentodaki değerli üyelere sesleniyorum dedi, gelin biz millete gideceğiz deyin, kararı millet versin dedi. İsim vermeden de CHP´yi işaret etti, siz Atatürkçü değil misiniz, egemenlik kayıtsız şartsız milletindir sözünü hatırlattı Atatürk´ün. Nasıl değerlendirirsiniz bu sözleri?
Selin SAYEK BÖKE- CHP´nin Atatürkçülüğünü kimsenin sorgulama hakkı yoktur, Sayın Cumhurbaşkanının hiç yoktur. Var olan parlamenter sistem üzerine vesayet kuran bu açıklamaları olduğu gibi kınıyoruz.
Hepinize teşekkür ediyorum.

 


Haber Kaynak : HABER MERKEZİ

"TORBACI YAKALAMAKLA UYUŞTURUCU BELASI ÇÖZÜLMEZ"

CHP’Lİ TANAL, "MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI ATAMA SÖZÜNÜ TUTMADI!"

Tülay Hatimoğulları Hatay'daki hava kirliliğini sordu

BAE'den ithalata vergi muafiyeti

Kılıçdaroğlu, 'Filenin Sultanları'nı Kutladı

Erdoğan, 30 Ağustos Zafer Bayramı Özel Konseri ve 100. Yıl Marşı Tanıtım Programına katıldı

CHP Adana İl Örgütü Zafer Bayramını kutladı

Kılıçdaroğlu: "Milletimizin 30 Ağustos Zafer Bayramı'nı Yürekten Kutluyorum"

Ayhan Barut'tan narenciye üreticisi ve ihracatçısı için 3 bin lira destek talebi

Hasan Efe Uyar: "İktidar Vatandaşa 7 Ayda 22 Milyar Ceza Kesti"

Kılıçdaroğlu: “Türkiye Uyuşturucunun Pazarı Haline Geldi"

Emep'li Demir,"işçilere istifa baskısı uygulanıyor"

Mustafa Oğuz Yiğit: “AK Parti'nin Tarım Politikaları Çiftçiyi İflasa Sürüklüyor”

CHP’Lİ SÜMER,“ADANA’DA DEPREMİN YARALARI KAPANMIYOR”

CHP’li Bulut, “Ballı Maaşlara Devam “

“Malazgirt, Anadolu’daki siyasi hükümranlığımızın kapılarını açmıştır”

CHP'li Şevkin'den Hatay için, bakanlara soru yağmuru

Gürer: “Faiz artışı işsizliği tetiklerse, iş kötü…”

Ayhan Barut, anız yangınlarına kesin çözüm istedi

ERDİL DEDEOĞLU CHP CEYHAN İLÇE BAŞKANLIĞINA ADAYLIĞINI AÇIKLADI

  • BIST 100

    9809,64%0,96
  • DOLAR

    32,58% 0,30
  • EURO

    35,07% 0,29
  • GRAM ALTIN

    2457,40% 0,88
  • Ç. ALTIN

    3991,84% 0,00
  • Cuma 30.8 ° / 18.5 ° false
  • Cumartesi 31 ° / 16.7 ° false
  • Pazar 35.8 ° / 19.6 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı