CHP´li Türkmen darbe girişimlerinde bulunanların, adil yargılanma ilkesi içinde kalınarak hak ettikleri cezayı almaları gerektiğini söyledi ancak ?Darbe girişimini protesto amacıyla çeşitli şehirlerde gerçekleşen gösterilerde ?şeriat isteriz? ve ?laikler için yaşasın cehennem? gibi benzer slogan ve söylemlerde bulunanlar da tespit edilerek, Türk Ceza Kanununun ilgili maddeleri işletilerek gereken yapılmalıdır,? diye konuştu.

CHP Adana Milletvekili Av. Elif Doğan Türkmen ?demokrasiye inanan her insan; darbelerin, darbe girişimlerinin her zaman karşısındadır. Bundan sonraki süreçte de demokrasinin ve hukuk devletinin işletilmesi ise daha da büyük bir öneme sahiptir ve bir zarurettir? dedi. Türkmen, demokratik, laik, hukuku üstün kılan parlamenter sistemden uzaklaşmamıza neden olacak her adımın hukuk devleti ilkesini ve anayasal düzeni zedeleyeceğini söyledi.

 Elif Doğan Türkmen, 15 Temmuz´da gerçekleştirilmek istenen ancak başarısız olan darbe girişimi hakkında yaptığı açıklamada; ülkemizde ne darbelerle, nede darbelerden beslenen otoriter anlayışlarla; Cumhuriyetin özgürlükçü değerlerinin yok edilmesine, toplumsal barışın zedelenmesine, hukukun ve barışın ortadan kaldırılmasına, evrensel hukuk ve insan haklarının bertaraf edilmesine yönelik girişimlere müsaade edilmemesi gerektiğini ifade etti.

"TASFİYELER CADI AVINA DÖNÜŞMEMELİ"

Darbe girişimlerinde bulunanların, adil yargılanma ilkesi içinde kalınarak hak ettikleri cezayı almaları gerektiğini kaydeden Türkmen, ?Ancak darbecilerle hesaplaşma adı altında yurttaş zaten sokak ve meydanlarda iken hukuksuzluk örneklerinin sergilenmesi ve adeta cadı avı şeklinde tüm kurum ve kuruluşlardan tasfiyelerin yapılması doğru değildir? diyerek şunları söyledi:

  ?Geçmişte yaşadığımız tüm darbelerde en büyük bedeli sol ve sol görüşe sahip partiler ile kişiler ödemiştir. Her darbe ve ara dönemde, sol büyük bir kıyım yaşamıştır. CHP olarak kuruluşumuzdan bugüne kadar, Atatürk´ün kurduğu Cumhuriyeti ve değerlerini, bireysel hak ve özgürlükleri, çağdaş, laik ve demokratik parlamenter sistemimizi, insan haklarını ve hukukun üstünlüğünü savunduk. Bu duruşumuzdan ve bu değerler için mücadelemizden asla vazgeçmedik. Ve bu nedenle de çok bedeller ödedik. Hala da ödüyoruz.

"KESİŞEN İKİ DOĞRU NASIL PARALEL OLUR"

Son yaşadığımız bu darbe girişimi de şayet Fetullah Gülen ve örgütünün işi ise zamanında el ele, omuz omuza, kucak kucağa birlikte çalışan, ne istedilerse verenler, yıllarca bu ittifakı yürütenler de bu yaşananlarda pay sahibi ve bir o kadar da suçludur. Biz, dün bu örgüt ile ilgili ne düşünüyorduysak bugün de aynı yerdeyiz. Ancak o gün aynı hat üzerinde  yan yana yürürken kesişen doğrular bugün paralel oldular. 

Başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere AKP´li tüm yöneticiler, Bakan ve milletvekilleri yıllardır ?Fetullah Gülen´, ?paralel yapı´ diye şikayet ederken, bugüne kadar AKP´nin Fetullah Gülen´i resmi olarak ABD´den istememesi bile bu konuda ne kadar samimiyetsiz olduklarının diğer bir göstergesidir. 

ŞERİAT ÇAĞRISINDA BULUNANLARA DA GEREĞİ YAPILMALI

Darbe girişimini protesto amacıyla çeşitli şehirlerde gerçekleşen gösterilerde ?şeriat isteriz? ve ?laikler için yaşasın cehennem? gibi benzer slogan ve söylemlerde bulunanlar da tespit edilerek, Türk Ceza Kanununun ilgili maddeleri işletilerek gereken yapılmalıdır.

Bununla birlikte; vatan görevini yerine getirmek üzere annelerin ellerine kına yakarak askere gönderdiği, emir komuta zincirinin en son halkası olan ve altında emir vereceği kimsenin bulunmadığı erlere karşı yapılan linç girişimleri ile insanlık dışı her türlü kötü muameleler, toplumsal kaosa neden olacak son derece tehlikeli olaylardır.

 SİLAHLANMA AÇIKLAMALARI DEHŞET VERİCİDİR

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan´ın başdanışmanı Şeref Malkoç, darbelere karşı halkın meşru müdafaa hakkını kullanabilmesi için ruhsatlı silah almasının önünün açılması gerektiği bu konuda da İçişleri Bakanlığının bir yasal düzenleme çalışması yapacağı yönündeki açıklamaları kelimenin tek anlamıyla dehşet vericidir.

Devlet ve güvenlik güçleri dururken, üstelik gerginlik ve hukuksuzluk sürerken, darbelerle veya darbe girişimleri ile vatandaş mı mücadele edecektir. Bu toplumsal kutuplaşmaları, ayrımcılıkları, gerginlikleri daha da tetikler. Gereken tedbirlerin anayasal düzen içerisinde ve hukuk devleti ilkelerine sadık kalarak alınması ise darbe girişimlerinin saldırdığı demokrasi için bir gerekliliktir?